Gizli Prenses

9/Onun derdi neydi?

.
Yeni bir hikayeye başladım. Bakmak isterseniz profilimden ulaşabilirsiniz. "Baş Melek"

"Hazır mısın Lilly?"

"Bir dakika sonra evet."

Son kez aynada kendime bakıp kirazlı parlatıcımın üzerinden geçtim. Lilly ile sözleştiğimiz gibi alışveriş yapmaya gidiyorduk.

Lilly odama geldiğinde ağzından şaşkınlık nidası çıktı.

"İnanamıyorum şuan, Alexis normalsin?"

"Evet, alışveriş yaparken genelde böyleyim sadece okula giderken değişme gereği duyuyorum. Nasıl olsa kimse tanımıyor. "

"Anladım."

Lilly kendine bakmaya yanıma, aynanın önüne gelince benimde gözüm yansimamiza kaydı. İkimizde kısa şort ve üzerine göbeği açık tişört giymiştik. O kahverengi dalgalı saçlarını, bende düz sarı saçlarımı salmıştım. Makyaj yapmaya ihtiyacımız yoktu zaten. Onunda teni benim gibi sivilce barındıran türden değildi. Sadece rimel, eyeliner ve parlatıcıyla gerçekten çok güzel gözüküyorduk.

"Bugün bizi kapmazlarsa iyi."

"Bugün böyle takılalım boşver. "

Her zamanki gibi yine gülerek evden çıktık. Arabaya binip güneş gözlüklerimizi taktık.

Yola çıktıktan iki dakika sonra arabanın üstü açılmış ve son ses müzik dinleyerek büyük alışveriş merkezine doğru gidiyorduk. Lilly ve ben çoktan kendimizi kaybetmiş bağırarak ve gülerek şarkıya eşlik etmete başlamıştık.

*******2 saat sonra*****

Ayaklarımız ağrımış bir şekilde yemek yemek için bir yere oturduk. Lilly'nin odası için gereken her şeyi halletmiştik. Kendimiz için de giyecek şeyler almış, kış için kazakları doldurmuştuk. Tabii ki hepsini bir anda taşıyamayacağımız için ara ara arabaya gidip aldıklarımızı koymuştuk.

Ve Lilly şuan menüye bakarken gerçekten komikti.

"O kadar yoruldum ki gözlerim bile yemek adlarını okumaya üşeniyor."

Kafamla onayladığım sırada garson siparişleri almaya geldi. Bundan sonraysa Lilly için tam bir fiyaskoydu.

"Ben uykulu tost ve yataklı kola istiyorum."

Garson suratına tip tip bakınca bana baktı.
"Yanlış bir şey mi dedim?"

Ben gülerken Lilly ise kendi kendine konuşuyordu.

"Ne dedim ki uykulu tost ve yataklı kolanın nesi garip?"

Sonra durdu durdu durdu. Düşündü bir iki dakika. Sonra anladı dediği şeyi.

"Uff ne diyorum ben ya kafam iyice gitti. Sen bana kaşarlı tost ve kirazlı kola getir. "

Garson bana bakınca aynısını bende sipariş ettim. Garson gidince Lilly kafasına vurmaya başladı. Ve bense onunla dalga geçiyordum.

"Bin iykili tist vi yitikli kili istiyirim."

"Yaa Alexis, arkadaş dedik koynumuza soktuk. Hain."

Ikimiz bir süre ciddi ciddi birbirimize bakıp kahkaha atmaya başladık. Gözüm kapıya takılıp içeri girenleri görünce deyim yerindeyse kahkaham bir tarafıma kaçtı. Lilly de ben susunca susup baktığım yere baktı.

"Alexis ne oldu? Kim onlar? Neden öyle bakıyorsun? "

Lilly'e bakıp kafamı salladım.

"Boşver önemli değiller."