5/Hadi ama yemek yerken bile mi?!

4.5K 356 16
                                    

Jack ve ailesi gideli bir saat olmuştu. Oysa ben hala ağzım açılmış bir şekilde bir insanın her şeyden nasıl kendine pay çıkarabileceğini düşünüyordum.

" "Arkadaşına prenses olduğunu söylemekle ne kadar büyük bir suç işlediğinin farkında misin sen?"

"E-e-evet"

"İyi güzel! O zaman bana borcun olsun her an ağzımı tutamayabilirim!"

"Se-sen!"

"Evet çok yakışıklıyım. Biliyorum. Evet benden etkilendin. Farkındayım."

"Hayatımda senin kadar pislik birisini görmedim!"

Gülüp odamdan çıktığında bir yerleri devirmemek için kendimi zor tuttum ve bende Jack'in arkasindan aşağıya indim."

Beni resmen bununla tehtid etmiş bide üstüne ona borcum olduğunu söylemişti. Pisliğin vücut bulmuş haliydi resmen.

Saat baya geç olmuştu. Hızlıca çantamı alıp annemlerle vedalaştım ve eve gitmek üzere yola koyuldum.

---

Sabah alarmla uyanıp hızlıca bir duş aldım. Odamda iki tane dolabım vardı. Birinde normal kıyafetlerim birinde de okula falan giderken giydiğim salaş kıyafetlerim vardı. Hızlıca üzerime salaş kıyafetlerimi giyip saçımı klasik ev topuzu yaptım. Peruğumu, kahverengi lensimi takıp yüzüme kötü pütür pütür görüntü bırakan fondoten sürdüm. İnek gözlüklerimi takıp aldığım eski model telefonu çantama kattım.

Daha dikkatli olmalıydım ve Jack'in eline koz vermemeliydim. Madem birinin beni güzelliğim için değil karakterim için sevmesini istiyordum. O zaman karakterimi göstermenin sırası gelmişti. İlk gün okula alışmaydı. İkinci günse artık kendim olmanın sırasının geldiği gündü.

Arabama atlayıp okulun biraz gerisindeki otoparka doğru sürdüm. Otoparktaki insanlar bile bir bana bir de kullandığım arabaya bakıp gözlerini büyültüyolardı.

Hızlı adımlarla okula doğru yürümeye başladım. Okuldan girdiğimde yine aynı ezici bakışlarla karşılaşınca göz devirmeden edemedim.Herkes kendini beğenmişin tekiydi.

Sınıfa girdiğimde başını masaya koymuş Lilly ile gülümsemeden edemedim. Biraz uykucuydu galiba.

Yanına gidip yanağına öpücük kondurdum.

"Uykucu uyan."

Biraz ağzinda bir sey geveleyip uyumaya devam etti.

"Uykucu."

"Ya anne beş dakika daha."

Kıkırdamadan edemedim. Çok tatlıydı bu kız. Saate baktığımda zilin çalmasına çok az kaldığını gördüm. Ciddi ifademi takınıp omzunu dürtmeye başladım.

"Uyansana kızım."

"Off be kalktık! İki romantiklik yaşayalım dedik, yaşattırmadın."

İlk defa içten kahkaha attığımı hissetmişim. Sınıftakiler bile dönüp arka sıralardaki bize bakmışlardı. O sırada yan tarafta duvar kenarındaki çocuğa gözüm ilişti. Jack'ti ve bana çok dikkatli bir şekilde bakıyordu. Sanki açığımı aramak ister gibi...

Aklıma dünki konuşmalar gelince istemsiz olarak sustum ve yüzüm düştü.

"Oha!"

Telaşlanarak Lilly'e döndüm. Ağzı beş karış bana bakıyordu.

"Noldu?"

"S-se-sen"

"Ee nolmuş bana?"

"Kızım sen ne kadar güzel gülüyorsun!!"

Yanaklarımın yanmaya başladığını hissettim. Kafamı Lilly'nin omzuna gömdüm.

"Yaa demesene öyle. Teşekkür ederim."

Lilly yerinden kalkıp önümde diz çöktü.

"Sayın matmazel, ben aşk oldum sana. İstemek ben yüzük almak sana yuva kurmak, çok çocuk. Olur mu?"

Kıkırdamadan edemedim. Yabancı taklidi yaparken yüzünün mimikleri çok komikti.

"Aradığım aşkı buldum sonunda. Evet kabul ediyorum."

Elimin tersini alnıma koyup sözlerimi bitirdim. Lilly gülerek kalkıp bize bakan sınıfla yerine oturdu.

İstemsiz olarak yan tarafıma baktığımda gözlerimi büyüttüm. Jack eliyle ağzını kapatmış gülüyordu. Göz göze gelince kendini toparladı ve önüne döndü. Bu sırada zaten hoca derse girmişti.

---------------------------

Sonunda öğle arası geldiğinde Lilly'nin elinden çekiştirip hızlıca yemeklerimizi aldım. Tepsiyle boş yer bulmaya çalışırken her masa doluydu. Eğer biz boş yer bulup masaya yönelirsek masada bulunanlar ya yayılıp boş yerleri kaplıyor, ya da dolu olduğunu söylüyorlardı. Ne diyim bu olayla moralim altüst olmuştu. Lilly'e baktığımda onunda suratının düşük olduğunu görmüştüm. Aklıma gelen fikirle Lilly e işaret verip bahçeye çıktım.Dün okulun camından gördüğüm yere gidiyordum. Okulun yan tarafındaki büyük ağaç o kadar güzeldi ki burayı ögrencilerin neden kullanmadığını merak ettim. Çimenlerin üzerine oturduğumda Lilly de beni takip etmişti.

"Vay be okulda böyle bir yer olduğunu fark etmemiştim. Burası gerçekten çok güzel."

Kafamı sallayıp dolu olan ağzımla bir şeyler geveledim.

"Alexis ağzın doluyken konuşma."

"Boylo mo?" diyerek ağzımı daha da doldurdum. O da gülerek ağzını doldurdu.

"Hoyor boylo."

İkimizde gülerken boğulma tehlikesi atlatsakta hâla gülmeye devam ediyorduk. O sırada gözüm penceredeki domates kafaya ve bana bakarak konuşan Jack'e takıldı.

Hadi ama yemek yerken bile mi?!

Gizli PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin