You Played With Me!

962 69 52
                                    

Sonra sesini duydum.

''Demek bizim çocuklara kafa tutan kız sensin.''

O an,her şey değişti.Dünyam değişti.

Karşımdaki tanıdık silüete bakarken titrediğimi hissediyordum.Dizlerim titriyordu,dünyam dönüyordu.Bu ses...

Tanrım.

Cevap vermeyince yavaşça arkasını dönmeye başladı,gözlerimi kapatmak ve onu görmemek istiyordum çünkü görürsem her şey boka saracaktı.Ama ben daha gözlerimi kapatamadan bana döndü.İki çatık kaşın altındaki yeşil bakışlarla karşılaştım.

O kendi içindeki şaşkınlıkla bana bakarken karşısında ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım.Lütfen bu sadece bir benzerlikten ibaret olsundu.Onun mezarını görmüştüm.

Bir an için durup düşündüm,belki de hayal görüyordum ? Ama hayır,gerçek gibiydi bu hayal ve böyle hayaller hayal olmazdı.Bal gibi de gerçekti işte önümdeki yüz.''Clarice..''diye mırıldandığında gözlerimi kapadım sıkıca.Sol gözümden bir damla yaş süzüldü.O..ölmemiş miydi ?

Şu an ona koşup sarılmak istiyordum ama beynimdeki milyon tane soru buna engel oluyordu.Ona olan sevgim elbette ki bitmemişti sadece...azalmıştı belkide.Yokluğuna alışmıştım ve birden aslında hiç yok olmadığını öğrenmek,boş yere ayrı kaldığımızı öğrenmek ve bunların neden olduğunu bilmemek.Aklıma binlerce olasılık geliyordu.Tüm bunlarla savaşmak yerine yapabileceğim en iyi şeyi yaptım,kaçtım. ''Clarice!''

Odadan hızla çıktığımda kahve saçlı adam ve şoför ne yapacaklarını bilemeden birbirlerine baktılar.Onlara aldırmadan merdivenlerden indim.Harry yaşıyor muydu yani ? Aklım almıyordu,nasıl olurdu ? Doktorlar öldü demişti,Niall öldüğünü söylemişti.Cesedini hiç görmemiştim belki ama o tabutun mezara konuşunu görmüştüm.Şimdi hayatımın en zor gerçeği,en kabullenemediğim gerçeği aslında sadece bir yalandan ibaretmiş.

Evin kapısına ulaştığım vakit kilitli olduğunu fark ettim.Hızımı kesmeden yandaki pencerelere doğru adımlamaya başladım ama birisi kolumdan tuttu.Bana ne zaman bu kadar yaklaşmıştı,ayak seslerini duyamamıştım kendi düşüncelerimin sesinden.

Beni tutanın Harry olduğunu fark edince ondan kurtulmaya çalıştım.''Bırak beni!''

Yıllar sonra onunla konuşabilmek ve onu çok özlememe rağmen kurduğum ilk cümlenin'bırak beni'olması ne kadar da ironikti.''Clarice dinle!''

Onun sesini duydukça hala olanlara inanamıyordum.Aklıma tek bir açıklama geliyordu,oyun oynamıştı bana.Nasıl yaptığını,kimleri alet ettiğini bilmiyordum ama bana koca bir yalan söylemiş,yokluğunu armağan etmişti.''Benimle oynadın!Nasıl yapabildin bunu?!''Çıldırmışçasına bağırıyor ve debeleniyordum.Duygularım birbirine girmişti,bir tarafım onun ölmemiş olduğuna delicesine sevinirken diğer tarafım bana kendisini ölü gösterdiği için ölümüne sinirliydi.Bu da bir yandan ağlarken bir yandan gözlerimden ateş çıkmasına sebep oluyordu.

''Clarice,dur artık.Sakinleş!''

''Nasıl sakin olabilirim!?''diye bağırırken sonunda elinden kurtulmayı başardım.Aramızda bir sessizlik oluştu,öylece birbirimize bakarken o beni tutmaya çalışmadı,bende kaçmaya çalışmadım.Özlemle zümrüt yeşili gözlerine bakarken kalbimin yeniden hızlanışını hissettim,düşünemiyordum şu an.Tüm olanlardan sonra beynim uyuşmuş gibiydi.Bunun sonucunda da düşüncesizce hareket ettim.

Harry'nin üstüne doğru atılıp dudaklarına yapıştım.Yumuşak dudakları...Yıllardır dokunmadığım yumuşak dudakları özlemle beni öptü.Aynı zamanda hem tutkulu ve kaybetmek istemeyen hem de vahşice bir öpüştü bu,yılların bizden aldığı tüm öpücükleri çalar gibiydik.Yılların değil aslında,Harry'nin aldığı.Harry elini belime koyup beni kendisine biraz daha çekince sanki bir düğmeye basmış gibi irkilerek ne yaptığımı sorguladım,benimle oyun oynayan adamla öpüşüyor muydum?!

Angel Of Revenge/h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin