2. BÖLÜM

65 4 2
                                    

O geceden sonra ki 1 hafta göz açıp kapayana kadar geçmiş,genç kadının istanbul'a dönme zamanı gelmişti.
Birkaç saat sonra ülkesine dönmüş olacak, Yağız'la aynı şehirde aynı havayı tekrar solumaya başlıyacaktı. Nereye giderse gitsin ona duyduğu aşktan kaçamayacağını şu 8 ayda fazlasıyla anlamıştı. İşte bu yüzden işleri yoluna koyduktan sonra, bu gri şehirde daha fazla durmak için bahanesi de kalmamıştı.
Son kez valizini kontrol etti uçağı 3 saat sonra kalkacaktı. Nasil da özlemişti amcasını...
Ailesini kaybettiği günden beri ona kol kanat geren,babasının eksikliğini hissettirmemek için herşeyi yapan koca göbekli ve koca yürekli Kemal Amcası onun hayatında ki en değerli insandı.
Yaptığı fedakârlıkları, gök gürültüsünden korktuğu gecelerde yanına gelip onu sımsıkı sarmasını, hatta Cemmre'den nefret eden karısı ve kızıni bile karşısına alip hep genç kadının arkasında durmasını ölse unutamazdı.
Fakat bir süre sonra Cemre üniversiteyi bitirip şirketlerinde çalısmaya başladığında daha fazla amcasını zor durumda bırakmamak için kendi evine çıkmıştı. Kemal Bey'in tüm itirazlarını nazikçe savuşturmuş dediğini yapmıştı.
Amcasının "kızım sen gökgürültüsünden korkarsın, ne yapacaksın bir başına? Gel vazgeç ayrılma yanımdan evlenene kadar." diyerek yaptığı belaltı vuruşlarına bile göğüs germişti.
Aslında amcası haklıydı. Cemre gökgürültüsünden deli gibi korkardı çünkü 13 sene önce bir eylül gecesinde ailesini feci bir kazada kaybetmiş, paramparça olan arabadan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ama sabaha kadar yağan yağmur ve şimşeklerin altında tekbaşına kurtarılmayı beklemişti. Gün ağardığında kazayı farkeden bir aile sayesinde hayata tutunmuştü.
İste o gündenberi her şimşek çaktığında kendini ailesinin cansız bedenlerini sarsarak uyandırmaya çalışan küçük kız olarak buluyordu.
Aradan geçen onca zamana rağmen yaşadığı travmayı atlatmayı bir türlü başaramamıştı.
Tabi bunları amcasına itiraf edemezdi. Tıpkı ayrılma sebebinin yengesi ve kuzeninin kötü davranışları oldugunu söyleyemeyeceği gibi....
Erkek gibi dövüşen, iyi derecede silah kullanabilen bir kadınin gökgurultusune pabuç bırakmayacağını söylediğinde amcasının gözlerinde gördüğü gurur ifadesi ona doğru karar verdiğini hissettirmişti.
Bu yenilik hayatına komşuları Muge ve eşi Selçuk'un dahil olmasını sağlamıştı aynı zamanda.
Müge, Cemre ile aynı yaşta, deli dolu bir okadar da temiz kalpli,dünya güzeli bir kadındı.Selçuk ise onlardan alti yaş büyuk, karısınin aksine ağırbaşlı karizmatik bir avukattı.
Bu üç gencin daha ilk günden kanları birbirine kaynamış zamanla görünmez bağlarla bağlanmışlardı. Müge , Cemre'nin dostu,sırdaşı,kardeşi kısacası herşeydi. Selçuk ise genç kadının kaybettiği abisinin yerini almıştı.
Lonra'ya gideceğini söylediğin de onaylamamıslar fakat yinede onu desteklemişlerdi. Her fırsatta soluğu genç kadınin yanında alıp özlem gidermişlerdi. Cemre bu iki insan karsısına çıktığı için sürekli şükrediyordu. Bazen ailesini elinden alan kaderin, böyle mucizelerle onu ödüllendirdiğini düşünüyordu.
Kapının sesi onu düsüncelerinden sıyırdı. Tam karşısında tüm yakışıklılığı ile duran James, kadınları eriten gülümsemesi ile onu inceliyordu.
"Selam güzellik, ne o kararından pişman mı oldun? Neredeyse içime düşüceksin." diyerek herzaman ki muzipliğini yapmadan edemedi. Karşılığında ise omzuna aldığı minik yumruktan canı acımış gibi suratıni ekşitti. "Kaybettiğin yakışıklıya dön de birbak istedim bebeğim" diyerek yaptıği şebekliği devam ettirdiğin de Cemre bu kez sadece gözlerini devirmekle yetindi.
Sessizlik içinde geçen araba yolculuğunun sonunda havalimanına vardıklarında artık vedalaşma vakti gelmiş, iki genç de ne diyeceğini bilemeden bakışmaya başlamıştı.
James dayanamayıp derin bir nefes aldı kollarında ki meleğin yasemin kokusunu içine hapsetmek istercesine.
"Nereye gidersen git,kime aşık olursan ol,sen benim için kalbimi deli gibi çarptıran ilk aşkım olarak kalacaksın.Aşkına sahip olamadım, kalbini elde edemedim ama dostluğunu istiyorum. Bana en azından bunu borçlusun. Senin hayatında bir şekilde var olmalıyım başka türlüsüne dayanamam anliyor musun? " deyip acı dolu bir nefes alıp devam etti "Bir derdin olduğunda aklina ilk ben gelicem bana söz ver. Mesafelerin önemi yok nerede olursam olayım yanında olucam. O gerizekalı herif aşkına karşılik vermezse eğer yumruklarımla onu 2 saniyede senin aşkından ölecek kıvama getiririm bebeğim" diyerek konuşmasıni bitirdiğin de Cemre tutmaya çalıştığı göz yaşlarına izin vererek,genç adamın boyuna sarıldı.
"İyi ki seni tanıdım, iyi ki girdin hayatıma... unutma aynı şeyler senin içinde geçerli.. Her zaman yanindayim. Hem umarim beni görmeye geliceksindir. Aldığın maasları mezara götürmekten vazgeçip Istanbul'a uçak bileti alarak faydalı bir şekilde harcamayı deneyebilirsin " diyerek sırittı genç kadın.
Bunun üzerine James " sevgili patronum oldukça eli açık biridir. İş icin olduguna ikna edersem Mars'a bile bedava seyahat imkanı sağlar" diyip göz kırptı.
Cemre "en kısa zamanda Istanbuldasın mazeret kabul etmiyorum" dedi. Genc adam ona asker selamıyla karşılik verip son ana kadar yanında yürüdü. Kendini tutmak gittikçe daha zor olamaya başlamıştı. Çaresizce son defa sarılarak Cemre'den uzaklaştı. Genç kadınin arkasından bakarken akmayı bekleyen birkaç damla yaşa izin verdi gözleri. Sessiz bir kabulleniş ile omuzları çöktü ve arkasına bakmadan hızla oradan ayrıldı. Çünkü biraz daha durursa peşinden koşup gitme diye yalvarmaya başlayacaktı.
Cemre'nin ise bir yanı güz bir yanı ilkbahardı.. James'e onun istediği gibi aşkla karşilık verememiş, kalbinin kırılmasina sebep olmustu. Kendisinin ki platonik olsa da tek taraflı sevmenin acısıni en iyi genç kadın biliyordu..
İşte o anda yine aklına gece gözleriyle Yağız gelmişti..
Kalbi herzaman ki tanıdık tepkisini vermiş bir anlık teklemeden sonra deli gibi atmaya başlamıstı.
Yağız'la aynı şehir de olmak bile yeterdi genç kadına, fazlasını her nekadar deli gibi istese de öldürseler ilk itirafı yapamazdı. Lanet gururu buna engel olurdu. Ama bu defa içinde tuhaf bir his vardı, sanki büyük bir değişim kapısında onu bekliyordu.
Tüm bu tuhaf duygularla kendini tatlı bir uykunun kollarına bıraktı.

CEMREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin