Bölümü voteleyip yorum yapmayı unutmayın. Fotoğrafta ki Umut.
Eve geldiğimde halam daha gelmemişti annem zaten 2 gün daha yoktu. Bende anahtarı kapının üzerinde ki sepete yerleştirip halamı arayıp,anahtarın orada olduğunu söyledim. Halam da belki gelemeyeceğini ama yine de kapıyı içten kitlememi söyledi.
Bende onun dediklerinin aynısını yaptıktan sonra 18 yıllık sevgilim uykuyla buluşmaya gittim. Ama bir türlü gözüme uyku girmiyordu.
Yani evet Işıl'ın yanında bir şey dememiştim ama Umut'a olan hislerim hala tamamı ile bitmemişti ve ben ondan intikam alıcam derken daha çok bağlanmaktan korkuyorum.
Ya tekrar onun için gözyaşı dökecek kadar değer verirsem ona? İşte asıl o zaman yazık olur bana.
Bir Umut'u düşündüm sonra kendi içimden tekrarladım "Olmadı sensiz devam edemedim hayatıma." acaba gerçeklerimi söylüyordu? Yoksa sıradan yalanlarından biri miydi?
'Melisa! Yalan olsa neden senin karşında ağlasın?'
Aslında haklısın ama ben bir kere ilkokulda hoca sınav puanımı yükseltsin diye bilerek kendimi cimcikleyerek ağlamıştım. Ben bunu da düşünüyorum.
'Yani haklısın o da olabilir ama bilmiyorum. Bence gerçekten pişman olmuşta olabilir unutma Melisa sen ne düşünüyorsan senin gerçeğin odur. Bu yüzden iyi düşün,iyi olsun.'
Ay sende kamu spotu gibi bir adet iyi düşünce alana Umut bedava demediğin kaldı bir.
'Hey! Bak ben şuan da kamu spotu değil senin vicdanın rolünü canlandırıyorum.'
Hemen şurada ölebilir misin? Please.
'Okie Melisa.' deyip içimde ki bana karşı gelen sesi susturup tavana diktim gözlerimi. Yağmur şıkırtılarının sesi geliyordu. Her damla ayrı bir sese sahipti.
Ve her yağmur damlası aslında haksız yere mutsuz olan kişilerin gözyaşını temsil etmek için inerdi yeryüzüne. Ve bizim yağmur yağarken genellikle moralimizin kötü olmasının sebebi de budur bence.
Yüzümüzden süzülen birkaç damla haksızlık...
Ve ben bu düşüncelerimin arasında uykuya daldım...
Uykuma veda edip yatağıma onu özleyeceğimi ve en kısa sürede tekrar buluşacağımızı söyleyip okula gitmek için evden çıktım.
Yolda Enes'i gördüm, ama selam verme gereği duymadım. Açıkçası sabahın köründe komşuculuk oynayacak sevimlilikte olmuyordum. Hatta yoldan geçenlerin bir yakınımı kaybetmişim gibi bana acıyan gözlerle baktığını da farketmemiş gibi yapıyordum.
Bugün de uyudum her zaman ki gibi. Okulda uyumamak demek uykunun değerini bilmemek demektir.
Üçüncü ders uyandığımda tek başıma oturduğum en arka sıradan sınıfa göz attım. "Badanagiller." bir araya toplanıp 'Ayy canooğğğm.' tarzında konuşmalara başladığına göre tenefüste olmalıydık.
Bende kulaklığımı takıp, Tumblr hesabıma göz gezdirdim. Şu Tumblr'ı takipçi için kullanan zavallıları hatırlayıp kendi kendime güldüm.
Telefonuma gelen mesajla müzik kısa bir anlığına durup devam etti. Bir an kalbime oturdu öyle.
Ampul Kafa;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Humor©Kopyalar aslını yüceltir. Gülmek için her daim mutlu olmanıza gerek yoktur. Eğer Beni Bırakma'da yaşıyorsanız, gülmüyorsanız; ayıp ediyorsunuz. 🎬 Unutmayın, hayatınızda kim olursa olsun günün sonunda yalnız olursunuz. Hep beraber gülersiniz, ama...