9-Sesler

62 5 0
                                    

Eve giderken yolda Enes'i gördüm. İlk başta yanına gidip gitmemekte tereddüt etsemde, daha sonra çocuğun kaşının kanamasına sebep olduğum için vicdanım rahat vermediğinden yanına gittim. Aslında biraz utanıyor biraz korkuyordum konuşmaktan. Cesaretimi toparlayıp "Selam." dedim. Kafasını bile çevirmeden "Selam" dedi. "N'aber" dedim biraz endişeli biraz pişman bir ses tonuyla. Yine yüzüme bile bakmadan "İyi." dedi. 5 dakika daha yürüdükten sonra cevap verdim. "Bende iyiyim."  dedim ona bakarak. Bir cevap vermesini bekler bir biçimde ona doğru çevirdim yüzümü. Bana döndü bu sefer "Melisa birşey mi söyleyeceksin? Eğer söyleyeceksen çabuk ol işim var." dedi 'seninle mi uğraşıcam ya bi git işine sülük gibi yapıştın bana' demek istemişte söyleyememiş gibi.

Ne yani çocuğa ben mi yapıştım? Hayır. Asıl sürekli peşimde olan o değil mi? 'Bu kızın hayal gücü çok geniş.'dedi yine yabancı. Ben bunu ne ara hayatıma aldım ya? Geri dönüşüm kutusu da yokki kafamda şunu bir oraya atsam da kurtulsam. 'Ayıpsın Melisa o kadar iyi kötü günlerimiz oldu şimdi ise benimle işin bitince kenara mı atıyorsun? Bunu sana hiç yakıştıramadım.' 'Kız istediğini yapar sanane ya. Sana mı kaldı?' diye lafa karıştı iç ses. 'Sende Melisa'nın avukatı mı oldun çözemedim. İstenmiyorsun uza.' 'Evet lan avukatı oldum ama sen nesin? Geri dönüşüm kutusunda yeri hazır olan bir yabancı mı? Hahaha komik cidden konuşma bence.' 'Lütfen susar mısın yapılan espri 9.7 büyüklüğünde olmadığı sürece anlayamayacak kadar küçük beyinli dışlanmış iç ses?' 'Seslerin beyini mi olur? komiksin cidden. Bu arada 0.1 büyüklüğünde ki ince ayrıntılı espriyi yapıpta  9.7 büyüklüğünde ki espriye güldüğüm için beyinsiz oluyorsam o senin zeka fazlalığındandır.' 'Ya susar mısın? Seninle muhattap olmak istemiyorum baştan beri adı gerizekalı olup da gerizekalılara ayıp olmasın diye gerizekalı diyip seviyesini yükseltmediğim ses.' 'Sen beni kıskanıyor musun yoksa?' 'Seni mi kıskanacağım be?  eğer birini kıskanacak olsaydım kendimi kıskanırdım mükemmel bir sesim' "Artık susar mısınız?!" diye bağırdım içimdeki seslere intihar etme noktasına geldiğim de.'Seninle işim bitmedi' dedi iç ses ve konu kapandı. İçimdeki seslere dalmışken Enes'i unutmuştum. Enes'e döndüm.'Zaten ona dönük değil miydin?' On saat sizlerle uğraşmaktan evin önüne geldik unuttun mu her işe karışan yabancı? 'Peki Melisa abla kızmayın. Sakin olun. Seviliyorsunuz, öpüldünüz ben gider.' diyip bilinmedik ve istenmedik seste ortamı terkettiğine göre Enes'e dönebiliriz.

"Aslında evet." dedim Enes'e, tabi onun ne kadar umrunda bilmiyorum. "Birşey söyleyeceğim Enes." dedim az öncekinden daha baskın ve daha ciddi bir sesle. Bu sefer "Evet seni dinliyorum." dediğine göre az önce umrunda olmadığımı da anladım. "Benim yüzümden Umut'la kavga ettin ve ben sana atar yaptım ya özür dilerim be-" sözümü tamamlayamadan Enes'in kahkalarıyla sözüm kesildi. Gülmesi durunca cevap verdi."Bir dakika biz Umut'la kavga etmedik ilk önce şunu bi kabullen. Benim sınırlarımı zorlarsa olabileceklere karşı sadece onu uyardım." dedi kaşı kanayan birine göre fazla iddialı bir şekilde. Gülüpte onu bozuntuya vermemek için kendimi zorladım. "Ah tabiki haklısın peki onun yaptığı neydi? Senin sınırlarını zorlarsa olacaklara karşı bir ön deneme mi?" dedim alaycı bir ses tonuyla. İç sesim ne kadar 'Yanlış sularda yüzüyorsun Melisa' desede pek umursamadım. "Melisa!" dedi kızgın bir şekilde Enes onu kızdırmak eğlenceliydi. Kızınca ne yapacağını şaşırıyordu resmen. "Tamam,tamam." dedim onu yatıştırmak için. "Siz Umut'la kavga etmediyseniz bana da kızgın değilsindir dimi?" dedim umutlu bakışlarla cevabını beklerken. "Sana niye kızgın olayım ki ? Ama birdaha bana 'üstüne vazife olmayan islere karışma!' demezsen herşey hallolur" dedi Enes. Aslında 'bilemeyeceğim belki' derdim de uğraşamam. "Peki demem bundan sonra." deyip geçiştirdim. "Sizin Umut'la aranızda ne oldu Melisa?" diye sordu Enes. Ben anlatmayacağım demedim mi en başında Enes? Neden sende anlama kıtlığı var ki? Bende olabilecek en mantıklı cevabı verdim."Senin işin yok muydu?" "Ah haklısın ben gideyim." dedi ve hızlıca yüremeye başladı "Ama bu sorunun cevabını sonra alacağım!" diye eklemeyi de unutmadı el sallarken.

Sanane acaba? Belki benim canım söylemek istemiyor. Belki benim içinde Umut geçen cümlelere alerjim var sanane? Binaya girdiğimde bebek sesleri tarafından saldırıya uğradım. Allah'ım ben bu seslerden ne çektim ya! Diye yakınarak asansöre bindim. 7. Kata bastım asansörden indiğimde birde ne göreyim. Yerde kanlar içinde yatan bir adam ve bir not! Şaka şaka ben klasik hayatımda asansörden indiğimde sadece valiz ile karşılaşabilirim. Valiz=Halam demek oluyor. Demek halam gelmiş oley. 
   -Hala ne yapıyorsun burada? Diye sordum şaşkın gözlerle bir halama bir valizine bakarak.
   +Annen evde yok anahtarı da bırakmamış bu sefer, bende seni bekliyordum birtanem.
   -Hoşgeldin halam  benim. Deyip halama sarıldım yağcılığa başlamaya hazırlanırken.
   +Hadi kız kapıyı açta sana gösterecek çok şey var yanımda. dedi halam heyecanla. Halam 21 yaşında olduğundan onunla çok iyi anlaşıyorduk adeta iki yakın arkadaş gibiydik birbirimizle. Ben kapıyı açtıktan sonra halam valiziyle birlikte içeri girdi daha sonra kapıyı kapatıp içeri oturmaya gittik. Halamın valizinin yarısı bana göstermek istediği şeylerle doluydu. Bende merak etmiyor değildim doğrusu. 1,5-2 saat onlara baktıktan sonra halam bana biraz yeni işinden bahsetti. Üniversite sınavına bu senede girmiş. Geçen sene kazanamamıştı inşallah kazanır bu sene. Halam hem dışarıdan okuyor hemde çalışıyordu. Lise mezunu olduğundan genellikle satış yapıyordu. "Baban yine yurt dışında mı?" diye sordu halam. "Evet zaten gideli birkaç hafta oldu 3 aya anca gelir." dedim bende. Babam afrikaya 'Sınır Tanımayan Doktorlar' projesine ortak olmak için gitmişti. Her sene de düzenli olarak gider 3-4 ay kalır oradaki yerli ve muhtaç insanlara yardım ederdi. Halam "Senin odandan bir ses geldi galiba Melisa." dedi ben hiçbirşey duymamıştım. Odama gittim hiçbirşeyde düşmemişti. Halamın yanına geri döndüm "Meltem sultan galiba kendi kendine sesler duymaya başladın sen. Yaşlandın mı ne?" dedim alayla. "Melisacım ama daha 21inde taş gibi kadınım ayıp ediyorsun." dedi halam haklı olarak. "Tabikide öylesin halaların en güzeli, en özeli, en çıtırı-" bir ses duydum ve sustum "bir dakika hala gerçekten bir ses duydum bende dur bir bakayım." dedim ve tekrar odama gittim bu sefer camdan bakmak aklıma geldi ve Enes. Bu çocuk ne yapıyor? Camı açtım ve "Ne yapıyorsun? Birşey mi oldu?" diye bağırdım. "Hayır sadece birşey sorucam." "Sor." dedim konunun Umut'a dönmemesi için dua ederken. "Neden bu kadar tatlısın?" dedi birden Enes. Ne? Yani tatlı olduğumu biliyorum da bunu Enes'in dilinden duymak nedense bu durumu bana garipsetmişti. "Bilmem. Kendine sor." diyip el sallayarak camı kapattığımda arkamda halamı buldum. "Kim bu yakışıklı?" dedi halam. Hadi başlayalım soru yağmuruna...

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Beni BırakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin