Selamlar,
Geldik yeni bir bölüme. :) Resimde Yara Siren var.
______________
"Okul açılalı kısa bir süre oldu ama hemen tatile giriyor." dedi Akça kendi kendine. Kurban bayramı gelmişti. Bugün dersler yarım gün işlenmişti. Şimdi ise herkes evlerine dönmek için toparlanıyordu. Üç dört gün sürdüğü için eve gitmeyi reddeden öğrenciler de vardı elbette. Fakat Akça'nın böyle bir lüksü istese de olamazdı. Babası Berkut ertesi gün damlar alır götürürdü. Eh böyle bir rezilliğe gerek olmadığı için de şansını zorlamıyordu. Aslında fırsat bu fırsat şu hayaletlerin bölgesine gidip onlarla bir umut konuşabileceğini düşünmüştü. Artık son senesiydi ve tüm cesaretini toplamıştı.
"Başka sefere artık."
Yurt binasına giderken bir sesle durup arkasına döndü. Baybora neşeyle kolunu iki yana açmış gülüyordu. Akça daha ne olduğunu anlayamadan oğlanın güçlü kolları arasında buldu kendini.
"Ne oluyor be?" dedi oğlanı ittirmeye çaba göstererek.
"Şişşt." dedi Baybora kızı iyice kendine çekip, kafasını göğsüne yaslayarak. "İdare et, lütfen." diye fısıldadı. "Hayatım! Şimdi seni pazar akşamına kadar göremeyecek miyim?" Fakat Akça kurtulmak için azami çaba sarf ediyordu. "Kızım bir rahat dur. İdare et. Kurtar beni şu yapışkan sülükten."
Akça, Baybora'nın kolunun altından kendilerine kızarmış bir yüz ile bakan bir kız gördü. Bronz teni ve ela gözleriyle hoş görünüyordu ama bakışlarından göründüğü kadar hoş olmadığını düşündü. Akça da çaresiz kıpırdanmayı bırakıp, Baybora'nın beline kollarını sardı.
"Güzellik. Eve gidince beni arıyorsun." dedi Baybora yüksek sesle. Kızın başına yumuşak bir öpücük kondurdu. "Merak ederim sonra."
"Tamam. Fakat beni boğuyorsun."
Baybora gülerek Akça'dan uzaklaştı ama kollarını beline dolayıp kendine çekti. Sol eliyle saç perçemlerini düzelterek kulak arkasına itti.
"Yüzün mü solgun senin? Hasta falan olmadın, değil mi?"
"Yo, gayet sağlıklıyım. Belki biraz yorgun."
Baybora göz ucuyla yanına bakınca kızın gitmiş olduğunu gördü. "Sonunda!" dedi, Akça'yı bırakarak. "Kaç gündür peşimde. Bir alt sınıftan. Sonunda sevdiğim var, dedim de inanmadı. Yemin ederim kurtarıcı gibi çıktın karşıma. Çakma sevgili lazım kurtulmam için."
"Haberim olsaydı keşke. Bir anda bodoslama daldın." dedi Akça, dağılmış gibi üstünü başını düzelterek.
Baybora çapkın bir şekilde gülümsedi. "Ne o, yoksa hoşuna mı gitti?"
"Ay, Allah aşkına! Siz erkeklerin beyni olmayan şeyleri nasıl da gerçek gibi görüyor?"
"Tamam, tamam. Kızma. Sadece şaka yaptım... Teşekkür ederim."
"Rica ederim. Yardımına karşılık yardım diye düşün."
"Anlaştık. Haydi sana iyi yolculuklar."
"Sen gitmiyor musun? Evine yani?"
"Annemler buraya gelecek. Kale içindeki pansiyonlardan birinde yer ayırttık."
"Hadi be. Çok nostaljik ya. İmrendim."
Esmer oğlan sırttı. "Bir gün seni götürürüm."
Akça cevap veremeden Baybora el sallayıp erkekler yurduna doğru yol aldı. Genç kız az önceki garip olayı düşünmemeye çalışarak yurt binasına girdi. Odasına girdiğinde Ecmel, Melodi ve Meylis ile birlikte yatağında oturuyordu. Melodi her zamanki Melodi idi. Ecmel ise keyifliydi. Bir tek Meylis morali bozuk gibiydi ama o da haftada en az iki gün falan böyle oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Lise [Hayalet Serisi #1] (Kitap Oldu)
Werewolf#1 03.09.2016 #ÖneÇıkanHikaye * İlk kitap, gerilim ve korku unsurları içerebilir(cin gibi varlıklardan korkuyorsanız.) Akça, babası tarafından büyütülmüş, kendi halinde genç bir kızdır. Hayata dair çok tecrübesi yoktur ve bu onu rahatsız...