Kader.
İnsanların sadece başlarına kötü bir şey geldiğinde dillendirdiği kelimedir. Başına kötü bir şey mi geldi kaderdir. Başına iyi bir şey mi geldi o da şanstır.
İnsanlar ne kadar inkâr etse de iyi gelende, kötü gelende kaderdir. Kaderinde ne varsa kim varsa onları görür, tanırsın.
Kaderim dediğimiz insanlar vardır. O sizin için kötü müdür? Kaderi kötü zamanlarda dile getiriyorsak sadece o zaman kötüdür.
Kaderin aslında insan hayatında ki yeri değil de, insanın kaderde ki yeri zamana, mekâna, olaya göre şekil alır.
İnsan ne kadar istemezse de kaderini yaşamak zorundadır. Hele o kader bir çizilmişse insan onu yaşamalı yaşatmalıdır.
İşte Devrim ve Rüya'nın kaderleri artık birdir. Her ne kadar bunun şu anlık bilincinde olmasalar da zaman onlara en güzel oyunlarıyla fark ettirecekti.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Uzun geçen araba yolculuğundan sonra şantiyeye ulaşan ikili, Devrim'in arabayı park etmesinden sonra şehirden uzak, sakin, doğa ve denizle baş başa olan şantiyeye giriş yaparlar.
Etrafında makine ve çalışan işçilerin sesinden başka denizin ve kuşların sesine tanıklık yapan Rüya şimdiden burayı sevmişti. Denizin saflığından ve ormanın güzelliğinden kendini alamamıştı. Burası çok güzeldi. Projenin buraya yapılması isabet olmuştu. Devrim'in açıklamasından sonra buraya en uygun proje onlarınkiydi, projeye en uygun yer istisnasız buradan başka bir yer olamazdı.
- Beğendiniz sanırım?
Dalgın dalgın etrafına bakan Rüya biraz gecikmeli cevap verdi.
- Beğenmek mi? Buraya hayran kaldım diye bilirim.
- İlk başta bende buraya hayran kalmıştım. Neler hissettiğinizi anlayabiliyorum. Her ne kadar bazı çalışanlar buranın alınıp bizi zarara soktuğunu düşünseler de ben aynı fikirde değilim.
- Hazır konusunu açmışken buranın alım fiyatı gerçekten de bizim için çok fazlaydı. Her ne kadar iyi ve uzun köklü bir şirket olsak da buranın maliyetinin bizi zorlayacağını düşünenlerle aynı fikirdeyim. Hem alanın maliyeti olarak hem de inşaatın maliyeti olarak bizi zorlayacaktır.
- İlk toplantıda da bu konu hakkında konuşmuştuk. Onlara da dediğim gibi sizin için her ne kadar iki açıdan da maliyeti fazla olsa da örnek ev yapım aşaması bittikten sonra satış oranlarımız artacaktır. İnananın bana şimdiden çok fazla talep var ve şuanda ki maliyetin kat be katını kazanacağız. Tekin Beyle bu konu hakkında uzun uzun konuşmuştuk zaten. Eğer tatmin olmazsanız bunu babanızla konuşabilirsiniz.
- Şu anlık gerek yok.
- O zaman buyurun gidelim.
Devrim'in ardından gelen Rüya hem etrafı inceliyor hemde Devrim'i takip ediyordu. Onları gören şantiye şefi eline iki baret alıp onların yanına geldi. Baretleri kafalarına geçiren ikili şefin konuşmasıyla ona odaklandılar.
- Hoş geldiniz Devrim Bey.
- Hoş bulduk Hasan abi. Nasıl gidiyor çalışmalar? Gördüğüm kadarıyla örnek evin bitimine az kalmış.
- Evet, iki haftaya kalmaz bitirmiş oluruz Allah'ın izniyle.
- İnşallah Hasan abi. Bu arada tanıştırayım benimle beraber çalışacak yeni iç mimarımız.
- Merhaba Hasan abi. Ben Rüya.
- Merhaba kızım hoş gelmişsin. İçeri geçelim isterseniz daha rahat konuşuruz. Buyurun.
Hasan'ın ardından gelen Devrim ve Rüya sırayla konteynere giriş yaparlar. Masanın başına geçen Hasan
- İstediğiniz bir şey var mı?
- Ben bir çay alayım Hasan abi. Ya sen Rüya?
- Ben sadece su alabilir miyim?
- Tabiki. Erdal Oğlum iki çay bir su getir hadi.
Erdal'ın ardından bi an sessizleşen ortam Erdal gelene kadar öyle devam etti. Gelen Erdal çayları ve suyu verdikten sonra onları yalnız bırakıp kapıyı çekip dışarı çıktı.
- Hasan abi son durum nedir?
- Devrim oğlum şu anlık bir sıkıntımız yok. İşçiler beklediğimizde hızlı ve iyi çıktılar. Yaptığımız hesaplamalara göre iki hafta önden gidiyoruz. Beklenen tarihten daha önce evleri tamamlayabiliriz. Zaten örnek evde bitmek üzere.
- Evet örnek evi gördüm Hasan abi. Benim de beklediğimden hızlı bir gidişatımız var. Diğer evlerin gidişatı nasıl? Herhangi bir sorun yok değil mi?
- Merak etmeyin dediğim gibi bir sorun yok şuan. Bir sorun olsaydı her gün sonunda yollanan raporlarda buna yer verirdik. Zaten numaranız bende var bir sorun olsa sizi ve ya Ali beyi hemen ararım.
- Bu konuda çekinmeni istemem Hasan abi en küçük bir problemde direk aramanı istiyorum. Durumun ciddiyetine göre ya telefonda hallederiz ya da buraya gelirim.
- İnşallah bunları gerektirecek bir şey olmaz.
- İnşallah Hasan abi. Biz kalkalım, etrafı biraz tanıtayım Rüya Hanıma.
- Hoşçakalın Hasan abi.
- Hoşçakal Rüya kızım.
Hasanla el sıkışıp konteynerden çıkan ikilinin ilk durakları örnek ev oldu. Nerdeyse çoğu kısmı tamamlanan örnek eve giriş yaptılar. Devrim'in arkasından giriş yapan Rüya tamamlanmış kısmı tüm dikkatini vererek incelemeye başladı.
Evin bitmiş olan ilk katını tüm odalarını gezerek aklında bazı şeylerin şekillenmesine izin verdi. Aklına gelenleri unutmamak için çantasından küçük defterini çıkartıp not almaya başladı.
Nerelere ne renk boya yapılacağını, ne renk mobilyalar kullanabileceğini, kapıların şeklini ve rengini, tüller kullanılacaksa ne tarz olacaklarını, zemin kaplamada ne tür şeyler kullanılması gerektiğini. En azından bir yerden başlaması gerekiyordu. En azından belli bir model zihnine oturtması için bunları düşünmesi şarttı. Eğer bir şeyler öğrendiyse çalıştığı şirkette o da bunlara dikkat etmesiydi. Şimdilik bunları not alması ona yetiyordu.
Kendini o kadar kaptırmıştı ki saatin bu kadar ilerlediğini fark etmemişti. Devrim'in ona seslenmesiyle birden irkilen Rüya
- Bir şey mi demiştin?
- Evet dedim ama sanırım sen pek duymadın?
Kendine anlamamış gibi bakan kıza
- Neyse boşver. Geç oldu çıkalım mı?
- Saat kaç ki?
- Şuanda tam olarak yediye geliyor.
Saati duyunca afallayan Rüya hemen telefonunu çıkarıp baktı. Ne aksiliktir ki telefonu tüm gün sessizdeydi maalesef bu yüzden gelen çağrıları ve mesajları görmemişti. Hemen babasını arayan Rüya, Tekin Beyin telefonu hemen açmasıyla
- Nerde kaldın Rüya?
- Babama şu anada Devrim Beyle örnek evdeyiz. Toplantıdan sonra şantiyeye geçeceğini söyledi. Bende hazır şantiyeye geliyorken rica edip bende geldim. Şuanda da çıkmak üzeriyiz zaten.
- Tamam, Rüya daha fazla geç kalmadan akşam yemeğine yetişmiş ol.
- Tamam baba daha fazla geç kalmam.
Telefonu kapatan Rüya Devrim'e dönerek,
- Çıkalım istersen. Yetişmem gereken bir akşam yemeği varda.
- Çıkalım. Sen arabanın yanına git ben son kontrolleri yapıp geliyorum.
Evden çıkıp arabaya doğru yol alan Rüya etrafa dikkat ederek arabanın yanına vardı. Hemen ardından da Devrim'in gelmesiyle arabanın kapısını açarak ön koltuğuna oturdu. Emniyet kemerini takarken söze girdi.
- Devrim bey eğer şirkette işiniz yoksa beni bir taksi durağına bırakabilir misiniz?
- Hayır şirkette bir işim yok. Sizin arabanız orada olduğu için uğrayabilirdim. Ve taksiye gerek yok ben sizi evinize kadar bırakabilirim.
- Hayır diyemeyeceğim, bırakırsanız sevinirim.
En son konuşma bu oldu. Eve varana kadar ne Rüya konuştu nede Devrim söz söyledi. Yolun akıp gitmesi gibi zamanda akıp gitmişti. Ne zaman yola çıktılar ne zaman eve vardılar Rüya anlamış değildi. Evinin önünde arabayı park eden Devrim'e
- İsterseniz sizde buyurun akşam yemeğine biraz da dinlenmiş olursunuz?
-Teşekkürler teklifiniz için ama eve gitmem gerek.
- Her şey için teşekkürler iyi akşamlar.
- İyi akşamlar.
Rüya bahçe kapısından içeri grince arkaya bakma gereksinimi duydu. Gördüğü tek şey caddenin boşluğuydu. Tekrar önüne dönen Rüya evine doğru ilerlemeye başladı. Arka bahçeden gelen seslerle yolunu değiştirip oraya yol aldı.
Masa etrafında toplanmış ailesini gören Rüya koşarak babasına arkadan sarılıp yanağına öpücük kondurdu.
- İyi akşamlar benim güzel ailem.
- İyi akşamlar Rüya Hanım. Nerde kaldınız acaba?
- Tekin Bey telefonda da söylediğim gibi Devrim Beyle şantiyeye geçmiştik. Son durumu konuştuktan sonra örnek eve geçince sanırım kendimi biraz fazla kaptırdım ve zaman puf olup uçmuş olabilir.
- Neyse. Hadi yemeğe başlayalım. Herkese afiyet olsun.
Yemek sırasında Rüya İngiltere'de denk geldiği komik anları anlatmasıyla kahkahalar tüm akşam havada uçuşmuştu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Devrimin Rüyası
General FictionAşk neydi? Peki ya sevgi? Aslında herşey bir görüşle başladı. Aşkın var olduğunu bilen ama aşkın sadece bir seferlik olduğuna inanan bir Adamla, Aşkı hiç tatmamış ama anne ve babasının gözlerinin irislerinde bile o aşkı yaşayan bir kadının hikaye...