Anılar...
Herkese farklı hisler uyandırır. Kimisinde üzüntü, kimisinde mutluluk, kimisinde kırılmışlık, kimisinde acı uyandırır. Güzel anılarla yaşamak güzeldir ama seni yiyip bitiren anılarla yaşamak işte en zoru budur .
Birden gördüğün bir nesneyle girer zihnine, açıverir en kuytu köşelerini. Mutlu bir anınsa ve seni gülümsete biliyorsa o anına sahip çıkmalısın. Eğer seni gülümsetmek bir yanı kalbini daha fazla yoruyorsa o zaman anılar senden çekip gitmediyse sen onlardan gitmelisin.Anınlar senin yanında oldukça kimi zaman doyasıya yaşarsın onu kimi zaman bir kağıt gibi buruşturup atmak istersin senden en uzağa.
Devrim'in tek çaresi o anıların yerine daha güzellerini yaşamaktı. Kim bilir belkide yaşamaya başlamıştı bile...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Devrim bu sabah yorgun uyanmıştı. Dün geceden kalma anılar onu yormuştu. Kafasını yastığa koyunca zihnine uçuşmuş geçmişi kendini bir kez daha burada olduğunu belli etmişti. Ne kadar istemesede o zaman canlanmıştı gözünde. Arkadaşları,dostları hepsi orada varlığını gösterircesine kendini belli etmişti. Ne güzeldi o yıllar. Çocuk kalpleri büyümüş, kendine yeni yollar bulmuştu. Dostlar edinmişti. Son altı yıldır sadece anılarında hayat bulan dostlukları vardı. Kimseyi aramamış,görüşmemişti. Onların yaptığı hatayı kalbiyle,ruhuyla en çokta saf sevgisiyle ödemişti.
Yatağından kalktı. Bu gün toplantı vardı o yüzden erken gitmeliydi. Kıyafetlerini hazırlayıp banyoya geçip anılarından kurtulmak için suyun rahatlığına kendini bıraktı. Her ne kadar suya güvensede peşini bırakmayan anılar zihninde köşe kapmaca oynuyorlardı. Ve Devrim bu gün sanırım hep ebe olacaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kravatını son kez düzelten Devrim toplantı salonuna yavaş yavaş gelenlerin yerlerine geçmelerini bekledi. Ali'nin ve Rüya'nın da gelmesiyle toplantıya başlamak için tek eksik olan tekin beyi beklemeye başladılar. Ne kadar zaman geçti bilmiyordu belki beş belki onbeş dakika. Ali'nin onu dürtmesiyle kendine geldi.
- Devrim toplantıya başladık bilgin olsun.
Kafasını sağ sola sallayan Devrim dikkatini toplantıya vermeye çalıştı. Toplantı salonundakilere göre kısa ama Devrim'e göre uzun bir zamandan sonra toplantı sona ermişti.
Tabi anılarına veda edemeyen Devrim bunun farkında değildi. Ali'nin dürtmesiyle kendine gelen Devrim irkilerek ona döndü.
-Devrim!
-Efendim?
-Ooooo... Diyorum ki çok mu derin?
Ali'nin söylediğini anlamayan Devrim kaşlarını şaşkınlıkla kaldırıp tepki verdi.
-Ney çok mu derin?
-Karadeniz diyorum. Çok mu derinde sen gemilerini bulamadın?
-Ne alaka ki?
-Ne mi alaka! Kaç defa seslendim haberin var mı? İyi misin?
-Özür dilerim Ali, bu gün biraz yorgunum sanırım.
-İyi değilsen bu gün şantiyeye gitme istersen. Ne dersin?
-Tam aksine gitsem daha iyi olur benim için kafam dağılır.
-Derdin varsa dinleyebilirim. Bunu biliyorsun.
-Şimdi değil ama daha sonra belki. Sağol Ali.
-Ne demek oğlum ben iki kapı ötendeyim. Neyse size iyi günler bu gün erken çıkıyorum. Malum beni bekleyen iki bayan var alışveriş için. Hadi görüşürüz.Ali çıktıktan sonra odasına geçen Devrim kendisini koltuğuna bıraktı. Ne zaman def etse düşüncelerini bir yol bulup sızıyorlardı. O insanları düşünmeyi bırakalı çok olmuştu ama işte amaları vardı,kalp kırıkları,aldanmışlıkları,yalan sevişleri vardı. Bir ömür yakasını bırakmayan anıları vardı. Sevilip sevilmediği yılları,sahte gülüşlere aşkı vardı. Gözyaşları vardı sonu gelmeyen.İnandığı aşkına ihanetleri vardı. İçini dökmek istediği kimseler yoktu ama. Hesap soracağı, kandırıldığı kişiler,ona inancı olan kişiler yoktu.
Düşüncelere dalıp geçen saati farketmeyen Devrim kapının tıklatılmasıyla kendine geldi. Boğazını temizleyen Devrim gir direktifini verdi. Kapının açılıp Rüya'nın içeri girmesi bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Devrimin Rüyası
Fiksi UmumAşk neydi? Peki ya sevgi? Aslında herşey bir görüşle başladı. Aşkın var olduğunu bilen ama aşkın sadece bir seferlik olduğuna inanan bir Adamla, Aşkı hiç tatmamış ama anne ve babasının gözlerinin irislerinde bile o aşkı yaşayan bir kadının hikaye...