♥️Bölüm 5♥️

10 3 1
                                    

Bölümü beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar...

Keşke, zamanın getirilerinden doğan bir kelime.
Çoğu insan hayal kırıklarının sebebi olarak öne sürer. Mesela; keşke sevmeseydim, keşke gülmeseydim, keşke gitmeseydim.....
Ama haberleri yoktu ki o keşkeler sayesinde yanlışı, doğruyu ayırmayı öğrendiler. İnsanın keşkeleri onların faydalarıdır.
Bir insan keşke diyebiliyorsa o zaman yaptığı yanlışı görebiliyordu.
Ama bazı insanlarında o keşkeleri güzel sonuca bağladığı zamanlar da vardır. İlk başta keşke olsa da daha sonra aşıma uğrayıp iyi ki kelimesine kendisine çok güzel bürür.

Zamanın ne getireceğini insan bilemez. Sevgi yada nefret, aşk yada ölüm. Sadece yapman gereken şey beklemek.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

  Annesine ve babasına kahvaltı hazırlamasının üstünden bir hafta geçmişti ve bu hafta içinde her gün olduğu gibi gene onun kahvaltı hazırlamasını umdu annesi. Bu sefer ummakla kalmamış Devrim'in erkenden çıktığını da öğrenmişti.
Şirkete geçen Devrim yapılması gereken birkaç işi hemen halledip şantiyeye geçmek için sabırsızlanıyordu. Odasına doğru giden Devrim yapılması gerekenler listesine son bir kez bakıp defteri ceketinin cebine geri koydu. Bu gün yapılacaklar arasında proje için düzenlenen bir toplantıda yer alıyordu. Sonuçta projenin gelişim aşamasını yakından takip etmek isteyenler vardı.
Odasına giren Devrim odasındaki davetsiz misafire bir an şaşkınlıkla baksa da kendini toparlayıp
- Günaydın Tekin Bey.
- Günaydın Devrim. Seninle biraz konuşalım.
- Tabi Tekin Bey, bir şeyler içer misiniz?
- Bir çay olsa fena olmaz.
- Hemen.
Telefon için masasının yanına giden Devrim asistanını atayıp Tekin Bey için bir çay, kendisi içinde sert bir kahve istedi. Telefon konuşmasını bitiren Devrim Tekin Beyin karşısında ki tekli koltuğa geçti.
- Eee, alışabildin mi şirkete?
- Ali sayesinde hemen adapte oldum Tekin Bey.
- İş arkadaşlarınla anlaşabiliyor musun? Bi sıkıntın yoktur inşallah.
- Hepsiyle iyi anlaşıyorum efendim, sorduğunuz için teşekkürler.
Tekin Bey tam söze girecekken kapının tıklanmasıyla konuşmayı sonraya bıraktı. Aysu masaya içecekleri bıraktıktan sonra
-Başka istediğiniz bir şey var mı?
- Şimdilik yok Aysu teşekkürler.
- Afiyet olsun efendim.
Söze girmek için Aysu'nun çıkmasını bekleyen Tekin Bey kapı kapanır kapanmaz Devrime dönüp konuşmaya başladı.
- Lafı fazla uzatmadan söze girsem iyi olur. Bizimle çalışacak olan iç mimar ayarlanan tarihten önce İstanbul'a geldi. Bu konu hakkında seninle görüşmek istiyordum aslında. Proje için daha iyi olur sanırım, yanılıyor muyum?
- Aslında erken gelmesi iyi oldu Tekin Bey. İç düzenlemeye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi olur.
- Bu günkü toplantının da ana konusu buydu aslında. İç mimarımızla bu günkü ilk toplantımızı gerçekleştireceğiz. Proje hakkında bilgi sahibi olması için toplantı ayarladım. Hem gelişmelerden haberdar olmamız için iyi oldu. Neyse devamını toplantıda konuşuruz, iyi günler Devrim.
- İyi günler Tekin Bey.
   Tekin Beyin odasından çıkmasıyla masasına geçip toplantıya kadar yapılması gereken işlerini halletmeye koyuldu. Toplantıdan sonra şantiyeye geçecekti işlerini ne kadar erken bitirirse o kadar iyiydi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

     İstanbul'a gelişinden beri her gününü ailesine ayıran Rüya artık evde sıkılmış ve erken geldiği proje için biran önce işe koyulmak istiyordu. Konuyu babası ile konuşan Rüya bu gün şirketteki ilk gününe merhaba diyecekti.
Son hazırlıklarını da yaptıktan sonra şirkete geçmek için arabasına binen Rüya yola koyuldu. Şirkete gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Bu sefer şirkete patronun kızı olarak değil bir çalışanı olarak girmek onun için büyük bir adımdı.
  Arabasını otoparka parkeden Rüya babasının odasına asansörle değil de merdivenleri kullanarak gitmeyi istedi. Zaten her seferinde bunu yapıyordu. Ne gerek vardı, odası zaten ikinci kattaydı.
     Merdivenleri şarkı mırıldanarak çıkmaya başladı. Çocukluğundan beri yapmayı sevdiği şeylerden biriydi. Tabi şirkette olduğu için merdivenleri seke seke zıplamayı bir kenara bıraktı. Babasının odasına ulaşan Rüya ilk önce sekreteri Beril Hanımın yanına uğradı.
- Beril abla?
Dosyadan başını kaldıran Beril karşısında Rüya'yı görünce bi an şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırdı. Rüya'nın kollarını açmasıyla şaşkınlığından kurtulup, oturduğu yerden kalkıp Rüya'ya sarıldı.
- Ah deli kız nasılda özlemişim seni. Seni bir ay sonra bekliyorduk erken gelmişsin.
- Ayy bende seni özlemişim Beril abla. İşlerimi bitirdim hemen geldim.
- Hoş geldin kuzum. Ayy nasılda özlemişim. Bir şeyler ister misin?
- Yok başka zamana Beril abla. Babam müsaitse onun yanına uğramayı düşünüyorum.
- Müsait kuzum. Ama bi yarım saat sonra toplantısı var bilgin olsun.
- Haberim var Beril abla zaten onun için geldim. Hadi görüşürüz.
- Görüşürüz.
Beril'le kucaklaşıp tekrar vedalaştı.Babasının odasının önüne gelince kapıyı tıklatıp cevap bekledi. ''gir'' komutunu duyunca kapıyı açıp içeri girdi.
- İyi günler Tekin Bey.Bu günkü toplantıya belki benimle katılmak istersiniz diye düşünmüştüm.
- İyi düşünmüşsünüz Rüya Hanım. Bi kaç dosya var onları halledeyim çıkarız. Toplantıya kadar dosyayı incele istersen.
- Çok iyi olur.
Babasının uzattığı dosyayı alan Rüya projeyi incelemeye başladı. Aklına takılan soruları bir köşeye sormak için not etti. Aslında proje güzeldi ama hayata geçirmek biraz zordu. Babasının da bu konuda ki tavrını abisinden öğrenmişti. Bu projenin sonuna kadar arkasında olacaklardı.
İçinden geçirdi 'bindik bir alamete gidiyoz mu kıyamete?' . İçine sinmişti sinmesine ama sonunu merakla bekliyordu. Dosyaya dalmışken babasının sesiyle kafasını ona çevirdi.
- Rüya?
- Efendim baba?
- Sana sesleniyorum ama beni duyduğun yok.
- Baba ya dalmışım işte. Bir şey mi diyecektin?
- Toplantı saati geldi hadi kalk da gidelim.
- Tabi ki Tekin Bey. Bana eşlik eder misiniz?
Diyerek babasına kolunu uzattı. Nasıl olsa babası alışkındı bu huylarına. Hemen koluna girip onu toplantı salonuna götürdü.

Bir Devrimin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin