Percabet-14

673 23 1
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açıp tavanı izlemeye başladım. Bütün kulübe koşuşturma içindeydi. Kafamı kaldırıp belimi doğrulttum. Yataktan kalkıp dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım. Giyinmek için kabine girdim saçlarımı topladım çıktım. Bugün yeni melezler gelicekti. Ebeveynleri hemen belli olsa iyi olurdu çünkü yerleştirmekle uğraşmak istemiyordum. Hemen kulübeden çıktım ve kontrol dosyasını almak için büyük eve doğru yol aldım. Kheiron beni görünce konuşmaya başladı. "Yeni melezleri izledim yakın konumdalar, sen hemen kulübelerin notlarını al sonra onlarla ilgilen. Percy nerede bu arada?" Görmemiştim ki, "Bilmiyorum, sanırım Denizi temizliyordur" Dosyayı alıp Kheiron'a selam verdim ve Poseidon kulübesine gittim kapısını çaldım. Belki içeridedir. Kapı açıldı Percy kulübesindeymiş. "Not vermek için geldim. Kheiron seni soruyordu. Bu arada Günaydın" öpüp içeriye girdim.
Etrafa baktım, fazla dağınık değil desem yalan olur. "Percy yatağın dağınık, yerler pislik içinde alkış iki almayı başardın" cevap vermek için ağzını açtı ve kapattı. Konuşmaya başladı. "Günaydın, iki yine iyiymiş sıfır bekliyordum" güldü. Omzuna vurdum. "Sonra konuşalım, çok işim var" kapıya yönelip göz kırptım. Poseidon kulübesine iki yazdıktan sonra kendi kulübeme doğru yürüdüm. Kapıyı açıp içeriye göz gezdirdim. ''Annabeth, kitaplar biraz dağınık ve birazda düzgün'' gülüp kulübeme üç yazdım. ''Benim yatağımda dağınıkmış. Kahkahalara boğulup kalmıştık. ''Ama o sayılmaz ki!'' Gülüp kulübemden çıktım ve Afrodit kulübesine gittim. kapıyı çaldım ve beni içeriye aldılar. Buraya girmekten nefret ediyordum. ''Makyaj mı yapsak sana, çok güzelsin bence bi denemelisin'' Göz kırptım.  ''Söz veriyorum düğünümde makyajımı siz yaparsınız'' hepsi ellerini birleştirip ay ay derken bende işimi halledip kapıya gittim. Bunlar anca böyle yola geliyordu.

***

1 saat sonra...

Poseidon kulübesi iki, Athena, üç, Afrodit beş, hermes iki, Ares iki, Apollon dört, Hephaistos üç diyerek dağılıyordu puanlar. Tabloyu Kheiron'a götürmüştüm fakat o büyük evde değildi. Çilek bahçesine gitmek ve gitmemek arasında kalmıştım. Tabloyu gizli çekmeceye koyup Percy'in yanına gitmeye karar verdim. Büyük evden çıkıp göle doğru yürüdüm. Percy'i görünce koşmaya başladım. 

''Merhaba Perrcy johnson'' Percy gülmeye başladı. O kadar güzle gülüyordu ki! Lanet olsun sana Poseidon, neden bu kadar yakışıklı bir oğlun var ki! Kalbimin atışını değiştiriyordu resmen bense uzaktan bakmakla yetiniyordum. Ellerim yanakların gitmişti çoktan ve birbirimize o kadar yakındık ki! Kalbim nasıl atıyorsa artık. Tam dudaklarımız birleşiyordu ki Annem ve Poseidon geldi. Birden toplarlandık. ''Bence bu tam filmlerde ki malum sahnelere benzedi, zil çalar telefon çalar ya'' Percy'in dediklerine gülerken tanrılar bize bakıyordu. (Athena ve Poseidon) 

''Buraya geldik çünkü burada kalacağız'' gözlerimi açıp iyice sırıtmaya başladım. Percy koluma vurunca ciddi olduklarını anladım. 

''Tamam şey nerede kalıcaksınz?'' mal mıydım ben? bu mu sorulurdu. 

''Yani şey neden?'' Percy bana bakıp kahkaha attı. 

''Athena melezi manyaklaştı mı ne'' Kaşlarımı çatıp Percy'e baktım. Athena aynı şey gibi bakıyordu domuz.

''Kafan yosun dolu Percy'' bu sefer ben gülmeye başladım. 

''Her neyse nerede kalıyorsanız kalırsınız, nedeni beni ilgilendirmez zaten. Yürü yosun'' Percy aptal aptal bakıyordu. Kolundan tutup kendime çektim. 

''Bir daha benim aklımla dalga geçersen seni öldürürüm'' Ellerini yukarıya kaldırıp suçsuzum şekli yaptı. 

''Hadi gel balon vuralım'' Bu oyunu ne zamandır oynamıyordum hatırlamıyorum bile, o kadar olmuştu yani. 

''Sen silah tutabilir misin?'' Percy'e bakıp güldüm. 

''Senin ok atışından daha iyiyim Percy'' yüzü düştü. İlk fark etmemiş gibi davransam bile dayanamadım. 

''Tamam özür dilerim yosun, sadece-'' sözümü kesti.

''Bir şey demene gerek yok, beceriksizim ok kullanamıyorum, yay doğru yere gitmiyor, bir çok şeyde mal gibiyim, zeki değilim, gerizekalıyım, sen bana fazlasın'' Kaşlarımı çatıp sarıldım. 

''Sen çok iyi bir melezssin, iyinin'de iyisin, ayrıca beceriklisin, becerikli olmak için ok kullanmana gerek yok, bence yay'ın senin yüzünden yoldan çıkmış, bir çok şeyde'de mükemmel ötesisin ayrıca o kadar zekisin ki espri yapabiliyorsun, ben senden başkasına gidemem sen benimsin, benim yosun kafam'' daha sıkı sarıldım, Yosun'da sarılmama karşılık verip güldü. 

''Seni seviyorum Bilmiş kızım'' saçlarımı okşuyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Boynunu öpüp kokusunu içime çektim. 

''Seni seviyorum yosunların en yapışkanı'' gülüşmeye başladık. 

PercabethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin