O zamanlar varlığından bile haberim yoktu,şimdiler de aklımdan çıkmayan adamın teki oluverdi.
Kantindeydim kahve alacaktım ve biraz kitap okumaya başlayacaktım.
Kantinde ilk defa sıra olmuştu, sıraya girdim ve beklemeye başladım.
Şuanlarda her bir bakışı,kalbime iğne gibi giren adam önümdeydi,o zamanlar bu denli canımı yakacağından haberim dahi yoktu. Kahve almıştı,arkasını döndü; yüzyüze çok yakın mesafede kaldık birbirimizin gözlerine bakıyorduk hemde büyük bir cesaretle.
Ne o gitti ne ben,daha sonra sıradakiler bir kaç birşey diyince;
ikimizde oradan ayrıldık fakat bana bakmaya devam ediyordu,tabi bende ona.
Onu tanımıyordum. Şimdi ne zaman orada ikimiz aynı anda bulunsak, aklıma gelir ve bir nebze acılarım çoğalır.Aynı okuldaydık , bir Zaman sonra arkadaşımı görmeye sınıfına gittiğimde,onunda o sınıfta olduğunu gördüm.Pek birşey hissedememiştim ama tuhaflaşmıştım.
Bana bakıp gülümsüyor ve kağıttan bir uçağı bana doğru atarak ilgimi çekmeye çalışıyordu.
Çocuk gibiydi, koca yürekli ve çok derin anlamları barındıran küçük bir çocuk. Fakat ben bu durumda hiç tepkisiz kalıyordum.
Yanıma oturmaya yeltendiğinde, hızla sınıftan dışarı attım kendimi.sonrasında sürekli bakışlarını yakaladım.
Ve evet dedim evet mesaj atacağım!!
Bir sosyal medya hesabımdan onu buldum.
Ne yazayım diye 2 gün düşündüm.
Ve ilk mesajım;
-"Numaranı ver."
Olmuştu
Herkese numara vermediğini vurgulayan bir mesaj attı.
-"Ohoo öyle herkese numara verseydim işimiz yaştı"
Bende hiç uzatmayı sevmediğimden ve gocunmadan;
+"Vereceksen ver,vermeyeceksen uzatma"
Dedim.
Mesajımı gördü fakat üzerinden 2 saat geçtikten sonra numarasını attı.
Bunun üstüne hiçbir şey yapmayıp numarasını kaydettim ve hiçbirşey yazmadım.
Bu olayın üstüne bana tekrar mesaj atıp;
-"Mesaj atmadın?"
Yazdı fakat bir süre sonra yazmıştı.Bende o an aklımdan geçen tek şeyi hemen durmadan yazdım;
+"Konuşmaya pek hevesli değildin"
Ama Üzerinden Zaman geçtikten sonra,
Okulun bizi etkinliğe götüreceği Zaman ona mesaj atmıştım numarasından;
-"gelecekmisin?"
-"sen kimsin"
-"ha pardon! Evet geleceğim"
-"kimlik v.b birşey lazımmı?"
+"değil diye biliyordum"
-"tamam teşekkürler"
-"sen nerdesin şuan"
+"okulun bahçesindeyim"
Ve sonra mesajımı gördü,ardından beni gördü.
Hiçbir şekilde iletişimimiz olmadı ondan sonra zaten mesajıma cevapta vermemişti.
Arabalara binip gideceğimiz yere doğru yola çıktık bir yerde mola verdik.Ben de hava almak için aşşağıya indim gözüm diğer arabanın camına takıldı dikkatli baktığımda arabanın ön koltuğunda oturmuş,eğilmiş bana doğru baktığını fark ettim.
Benim baktığımı görür görmez geri çekildi.
Bunlar ne kadar güzel olsa da,benim şu sıralar Can'ıma okuyan bir kaç hatıra olarak kaldı.
Daha evvelinde mesaj attım;
+"okulun bahçesinde olduğumu söylediğimde hiçbirşey demedin"
-"seni gördüm o yüzden"
+"anladım"
-"ne yapıyorsun"
+"hiç sen"
-"hiç"
Ve devamı yok.
Bunun üzerinden yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta geçti.
Sonrasında profil resmimi değiştirmiş güzel bir fotoğraf seçmiştim.
Mesaj attı;
-"profil resminde çok güzel çıkmışssın"
Bende espirili bir cevap verdim;
+"şhop programlarından kaynaklı"
Ve hiç beklemediğim bir cevap aldım;
-"bence senin güzelliğinden kaynaklanıyor"
Bu Zaman'lar ona karşı hiçbirşey hissetmiyordum.
Teşekkür edip konuyu kapattım.
Günler geçiyordu ve bana sürekli hal hatır soruyordu.
Birgün hiç unutmam çok sevdiğim bir erkek arkadaşımla resmimi profil yapmıştım.
Hemen mesaj attı.
-"sen bu resimdeki çocukla çıktın mı?"
Biraz asabi biraz merak içerisinde sorulan bu soru iyi hissetmemi sağlamıştı sanırım.
+"hayır çok yakın arkadaşım"
Dediğimde;
-"Hmm"
Demekle kalmıştı.
Çok güzel küçücük hatırlarımız vardı onunla ve ben bu hatıraları hiç kaybetmek istememiştim.
Birgün arkadaşıma çikolata almıştım,tabi bizimkide bunların sınıfında.
İçeri girmeden kapıdan çağırıp verdim.
Dersten çıktım koşarak yanıma geldi.
*"yanıma gelip onu tuana bana almıştır"
Demiş başımdan aşşağıya kaynar su döküldü gibi olmuştu.
Yüzyüze konuşmama izin vermediler bende durmadım hemen mesaj attım.
ona kim olduğunu böyle birşeyi neden yapacağımı kendini ne sandığını sordum biraz üstüne gitmiş olabilirim.
Sonrasında yine bana Zaman geçtikten sonra mesaj attı kısacık da olsa konuştuk.
Keşke bunlar boşa gitmeseydi.
Upuzun yol vardı önümde beraber yürürken bırakıp gitti gibi oldu.
Neyse....
Arkadaşlarım yine cesaretimi toplamam gerektiğini ve ona mesaj atmam gerektiğini söyledi.
Onları bir kere olsun dinlemeyi tercih ettim,yapmayacaktım fakat benden nefret etmesini sağladım.
Ona mesaj attım.
+"neden biz doğru düzgün konuşamıyoruz?"
-"Nasıl yani?"
+"neden sürekli birbirimize soru sormak için mesaj atıyoruz neden sohbet edemiyoruz?"
-"boş konuşuyorsun"
+"boş konuşuyorsam işine bakacaksın"
-"mesaj atmazssan işime bakıcam"
Ben o son mesajı atarken yinede umutluydum,lafı çevirsin diye bekledim ama o konuyu kapatmayı tercih etti.
Çok farklıydı,fazlasıyla farklıydı hatta.
Yanında kim olursa olsun, sanki o kendi içinde yapayanlızdı sanki öyle olmak istiyordu.
Tüm derin anlamlar onda yüklüydü sanki.
Yürürken ki o ciddi tavrı,ne kadar komik birşey bile olsa gülümsemeyi seçmesi,genellikle hep yanlız gördüğüm,eşini benzerini bulamadığımdı.
Sanki içine kapanık,ama gerçekten kendi kendinin içine kapanıktı.
İnsanlar ne düşündüğünü çok güç anlayabilirlerdi.
Hatta genellikle anlayamazlardı.
Hiç kimse ne düşündüğünü anlamazdı.
Fakat benim korkum şudur ki;
Hiçbir kız onun ne kadar derin anlamlar ifade ettiğini bilmeyecekti,merak dahi etmeyecekti.
Şimdilerde o çocuk dışarıdan bakıldığında mutluluğun bir sürü evresini taşıyor.
Fakat ben biliyorum,ben.
Onun içindeki anlamları dışarıdan kimse ifade edemez.
Geçenlerde ona bir resim atmıştım.
Üstünde şunlar yazıyordu;
"Dünyanın en zor şeyidir aklı sende olmayanı yüreğinde taşımak.YİNE Mİ CANIMIZ SAĞ OLSUN?"
Can'ımızın bile sağ olmaktan başka çaresi yoktu.bu şekilde ayakta durmasını hep Bildi.
Velhasıl kelam bu mesajımada hiçbirşey yazmamayı tercih etti.Benim canımda parça parça olmayı tercih etti.
Pardon,
Bu tercih meselesi değil.
Evet haklısınız.
Ne yaptıysam benim suçum 👐🏻Gece kendini mutsuz insanlara adıyor ,bu Nasıl bir hengame bilen yok.Bir dal sigara ve bir kadehin yerini bu saatlerde hiçbir şey tutmuyor.
Kendini asanlarda böyle yanlız kaldığı geceleri tercih ediyor.
Bazıları ise;
İntiharı tercih etmek yerine,karnındaki yumruyla nefes nefese hayat yaşıyor,
Hatta yaşamını sürekli sorguluyor.
Yaşayan siz olsaydınız eğer birazda olsa mutluluğu perde arkasından görmeniz gerekirdi ki;
Eğer elinizde Mutlu olmaya sebebiniz kalmamış ise;dünyanın en yanlız insanı,
Dünyanın en çekilmezi,
En gaddarı,
En duygusuzu siz oluyorsunuz.
Bu intihardan daha beterdir,bu bu dünyada kendi cehennemini kendi elleriyle yöneten,
Her defasında büyük bir zevkle yanan insanların eseridir.
"Yinemi canımız sağolsun"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZI
ChickLitUmutsuzlaşmak,ölümle aynıdır. Etrafınızdaki sesler sadece sizi boğmaya başladığında ve artık yaranıza tuzu kendi ellerinizle bastığınızda yaranızı sevmeye başlıyorsunuz. Yaranın ve acının bin ton farklı evrelerinden geçip her gece intihara meyilli,h...