Mustafa hakkında bir şeyler öğrenebilirdim ama benim okula gitmem gerekiyordu. Berk yarın benimsin deyince okulu ekmiştim. Ben gidince neler olabileceğini tahmin ediyordum ama Ece için gitmem gerekiyordu. Aşağı inince Emrah amca beni bırakacağını söyledi. Acelem olduğu için kabul ettim. Telefonumla uğraşırken farkettim ki okula gelmişiz. Emrah Amca kapımı açtıktan sonra teşekkür ettim. Okulun bahçesine adım attım ki kamelyada ki Mustafa gözüme çarptı. Yanında da Adem vardı. Önce bizimkilerin yanına gitmeye karar verdim. Gizem beni görünce "aaa Çağliş geliyooorr!!" dedi beni göstererek. Bende yanlarına gittiğimde " Çağliş ne be!" dedim yüzümü ekşiterek. Ece'ye konuşacağımı söyleyince heyecanlandı tabi. Beni ittirmeye başladı. "Kızım relax olsana!! Gidiyorum" dedim yerimden kalkarak. Onların kamelyalarına doğru yürümeye başladım. Yiğit de beni görünce "Çağlaa buraya gelsene!!" diye bağırdı. "Belki birazdan" diye cevap verdim. - anladım seviyorsunuz ama her dakika aa olmuyor kii..- diye geçirdim içimden. Ben bunları düşünürken çoktaan gelmiştim. Mustafa'nın yanında oturdum. "Musti'm nasılsın?" diye sordum omzuna dokunarak. Telefondan kafasını kaldırıp banna baktı,gülümseyerek."oo küçük canavar. Sen hiç gelir miydin yanıma?"dedi sorarcasına. "Ya saçmalama be Musti'm"dedim yanağına bir öpücük bırakırken. Mustafa benim çocukluğumdan beri arkadaşımdı. Onunla küçükken zillere basar kaçardık. Hatta birinde zile basıp kaçınca,kaçarken Musti düşmüştü. O an yardım edeceğim yere onun için oturup ağlamıştım. Ne güzel bir çocukluk geçirmiştik. Şuan o kadar değildik ama yine de yapardık afacanlık.. Mustafa'ya sormam gereken bir konu vardı fakat ne zaman konusu açılsa konuyu kapatırdı. Çocukluk arkadaşım olsa da bana anlatmamıştı. Ben de Adem'e sormaya karar verdim. -Bana söylemediyse ona da söylememiştir- diye düşündüm. Başka çare yoktu ki. Adem'i bir kenara çektim. Onunla Mustafa kadar samimi değildik. "Adem, Musti'nin yüzük olayını anlatır mısın bana?"diye sordum. Musti'ye (yüzüklü) diyoruz çünkü parmağında yüzük var.
*
ECE'DEN
Çağla bize doğru yürüyordu. Yanımıza gelince ;
" Ece! Musti'nin gerçeğini oğrenmeye gidiyorum"dedi. Yüzük meselesinden bahsediyordu.
"İnanamıyorum!!! Hadi git lütfenn!" diyerek onu ittirmeye başladım. O kadar heyecanlanmıştım kii. Onun gitmesini izledim. Oraya gidince Mustafa ile konuşmaya başladı. İki dakika sonra da öptü. Off ya. Onlar ne kadar çocukluk arkadaşı olsalar da, kıskanıyorum.. Keşke yerinde ben olsaydım. Çağla'nın kötü bir niyeti olduğunu sanmıyorum zaten.
"Asya! Öleceğim meraktan. Arkadan gidip dinlesek mi?"diye sordum.
"Ece saçmalama"dedi. Evet ya saçmalıktı.
*
"Mustafa, mahallesinde oturan Damla'ya aşık olmuş. Ona bir yolunu bulup açılmıştı. Ne kadar zor olsa da Damla ile çıkmaya başladı. Yüzük takmışlardı bile. Bir gün Damla ile ciddi derecede kavga etmişti. Sinirlenen Damla kendini yola atmış ve trafik kazasında ölmüş. Bunun için onun hatırası olarak takıyor" deyince tüylerim ürperdi. Adem'e ilk sorduğumda bu olayı bildiğini söyledi. Şaşırmıştım. Nasıl olabilirdi ki? Sonra söylediğine göre, evine gittiğinde günlüğünde görmüş.
Asıl olay Ece'ye anlatmaktı... 😥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçilmeyen EsmeR
RomanceFırtınanın şiddeti ne olursa olsun; Martı sevdiği denizden vazgeçmezmiş... Çağla, kendi halinde genç ve güzel bir kızdır. Kalbi saf , temizdir. Kimseyle arasının kötü olmasını istemez. Çağla, olmadık bir zamanda aşık olur. İlk görüşte aşk. Hiç bir...