Çıkmazlar

39 5 0
                                    

Paki'yle birlikte eğitimime şimdi başlayacağım. Uzun zamandır ilk kez tek başımayım, bizimkileri İpek'le beraber kahvecide bırakıp sahile çıktım. Ahh, gün batımına denk gelmişim, çok güzel bir görüntü bu. Ufuktaki kırmızı renk denizin koyu mavisiyle sanki dans ediyor. Böyle bir manzaranın tadın...

—Bence de çok güzel.

Korktum be! Her neyse, başlayalım mı?

—Peki asıl hikayeye başlıyorum o zaman.

—Nasıl yani? "Asıl" hikaye derken.

—Ne "Ses"in ne de "Kral"ın bilmediği hikaye.

—Ehhh?!

—Kral çok iyi bir yöneticiydi ancak sistemin kurucusu değildi. O sadece büyü enerjisi yüksek nadir biriydi. O büyü gücüyle "Harikalar Evreni"ni yönetiyor ve "Düzen"i koruyordu. Yalnız kralın bir sıkıntısı vardı. "Altı Büyük Anlama Biçimi"nden sadece ikisini kullanıyor, diğer dördünü bilmiyordu. Hala da bilmiyor. İşte sistemin kurucusu burada devreye giriyor. Sistemin kurucusu sadece bilim yapabilen ve doğuştan bir yeteneği olmayan normal biriydi. Ama araştırmalarını çok ilerletip diğer beş biçimle ilgili neredeyse her şeyi öğrendi. Bilinmeyen bir sebepten dolayı bulduklarını teker teker yok etti ve "Gezgin Sistemi"ni kurdu. Sonra Kral'ı kurucuymuş gibi gösterip ortadan kayboldu.

—Bir dakika, bir dakika... Sen bu kadar şeyi nereden biliyorsun?

—Ben bilginin kılıcıyım biraz olayları takip ediyordum.

—Peki, bu kadar şeyi niye daha önce ortaya çıkarmadın?

—Çünkü benim kullanıcım yalnızca altısına da hükmeden kişi olabilirdi ve efendim, etraftaki herkes size bakıyor.

Yine mi konuştum? Öffff! Bu arada... Altısına birden hükmetmek mi?

—Evet, sen o kişisin!

Peki, bunu sonra konuşalım, hikayeye devam etsen olur mu? 

—İşte Kral sadece büyü gücü veya bilim zekası olanları "Gezgin" yapıyordu. Bilmediği şey ise en iyileri "O"nun topladığıydı. "O", Kral'ın sisteminin arkasında kendi daha güçlü sistemini kurdu ve sonra da "Harikalar Evreni"ni ele geçirdi. Komik bir şekilde, o da ortadan kayboldu.

Bir kahkaha sesi geldi. Bir dakika herkes donmuş. Bir de güneş bembeyaz olmuş:

—Ya da kaybolmadı, ne dersin?

—Belki de kaybolmamıştır, efendim.

Arkamı döndüm. Siyahlar içinde kapüşonlu bir adam, tabii ki de yüzü gözükmüyor:

—Ahh, sen herhalde "O" oluyorsun. Ne istiyorsun benden?

—Kimin dost kimin düşman olduğunu anlamanı bekliyorum.

—Ne?

—Şimdi sana bir şey soracağım, seni eğiteceğim desem, ne dersin?

—"Hayır, eğitme!" dememi bekliyorsun, değil mi? Senin ne demek istediğini anladım. Yanımda bir tek senin, kılıcımın ve üç arkadaşımın olduğunu söyleyeceksin değil mi?

—Aynı söylentilerdeki gibi: Zeka, Güç, Hüküm. Gözümle de görmek istemiştim.

—Sana bir şey söylemek istiyorum. Ne Kral'ın ne de "Ses"in iyi tarafta olmadığını biliyordum. Bunu İpek'in anısını dinler dinlemez anladım. O görev onun takımına, Kral "Gezgin"lerin başındayken verilmişti. Şimdi ben sana bir teklifte bulunacağım. Benimle birlikte, doğru olan sistemi kurmaya ne dersin?

—Heee?! Ben buraya bunu teklif etmeye gelmiştim. O zaman... Kabul.

Paki araya daldı:

—Nasıl bu kadar hızlı karar verebiliyorsun, kardeşim?

—Her şeyi senin görebileceğin seviyede düşündüğümü mü sanıyorsun? Bazen bazı şeyleri, sadece kişinin kendisi bilir.

—Efendim...

—Şimdi anlaşmaya dönelim. Sen bizim takımımıza katılacaksın, birlikte şu enerji toplayıcılarla ilgileneceğiz. Bir merkez üssü oluşturacağız ve kendimize yeni "Gezgin"ler bulacağız. Bir sıkıntı var mı?

—Bunu çoktandır planlıyordun değil mi?

—Evet, sistemin planını yapmıştım. Ancak seni hikayeyi dinlerken seçtim. Tabii, senin böyle karşıma çıkmanı beklemiyordum.

Evet... Ortalık biraz karışmış olabilir. Şimdi şu "Altı Büyük Anlama Biçimi"ne geçelim. Dinliyorum, Paki.

—Peki, o zaman. Şimdi sana "Büyü", "Bilim" ve "Kontrol"den bahsedeceğim. Bilim, zaten var olan enerjiyi değiştirip istediğin enerjiyi oluşturma metodudur. Büyü, içinden dışarıya devamlı olarak yayılan enerjiyi değiştirip istediğin enerjiyi oluşturma metodudur. Bu doğuştan gelen bir yetenektir. Kontrolse, enerjinin üzerine kendi mührünü bırakıp onu yönlendirmektir. Mesela senin yıldırımı yönetmen gibi. Bunu "Büyü"den ayırabilmen çok önemli. Bu da doğuştan gelen bir yetenek. Sen tabii ki "Kontrol"ün de yasaklı biçimini kullanıyorsun. Bu güç yüzünden mührün hala Antarktika'da duruyor. Sıradaki görevin bu güçte ustalaşmak. Ondan sonra da "Bilim" gelecek.

Diğer üçü ile de karşılaştıkça öğreneceğim değil mi?

—Aynen öyle.

—Eksik bıraktığın bir şeyler var.

—Onlar ne?

—Hikayenin devamında şunlar oldu: Ben olması gereken "Düzen"i kurmak için tüm hazırlıkları yapmıştım. Tam işlere başlamak için saraya girdim ve kendi "Gezgin"lerim silahlarını birden bana doğrulttu. "Sen bize yanlış şeyler anlattın. Şimdi senin yüzünden Kral yok oldu." dediler. Ben de durumu hemen çaktım. Kral'ı devirememiştim. Birkaç taktikle hemen oradan kaçtım. Yani anlayacağın sistem hala Kral'ın elinde.

—Anladım... artık şu kapüşonu çıkarabilir misin?

Adam elini kapüşona attı ve onu çıkardı. Kar beyazı uzun saçlar, alev turuncusu gözler, çok yakışıklı ve havalı bir tip:

—Sana ne diye hitap edeyim?

—Bana hep... Varu derlerdi.

—Hmm, Varu... Sanırım aynı yaştayız.

—Evet, bunu sana ilk baktığımda anlamıştım.

—Sen de bir yasak kullanıcısın değil mi?

—Evet. Anlayacağını tahmin etmiştim.

—Seninle iyi anlaşacağız gibi duruyor. Şimdi zamanı normal haline çevirir misin?

—Tabii, hemen. Bir şey sorabilir miyim?

—Sor.

—Bana bir arkadaş gibi davranır mısın?

Verilebilecek en uygun cevap budur herhalde:

—Zaten öyle değil miyiz?

İkimiz de gülmeye başladık. Sonra yanımızda birden üç kişi belirdi:

—Doğukan, iyi misin?! Etraftaki enerjide bir düzensizlik sezdim. Bu arada bu da kim?

—O yeni arkadaşımız.


PARALEL GEZGİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin