B Planı

32 2 1
                                    

—NE!??

Komik olan şey şuydu, bu ses bir kişiye değil iki kişiye aitti. Vez şaşırmıştı çünkü büyüm çalışmıştı. Benim şaşırmamın sebebi ise büyünün bekletilmesiydi. Büyü kalkandan kısa süreli aralıklarla çıkan elektrik kıvılcımları tarafından olduğu yerde bekletiliyordu. Elektriği kestiğim anda ters fırlayacağını hissettim. Ama daha iyi bir fikrim var. Sadece içimden gelen kelimeyi söyledim:

—Saplan!

Artık kalkan benle birlikte hareket etmiyordu. Aksine havada asılı kalmıştı. Hemen önüme bir kalkan daha oluşturdum. Vez bir top daha yolladı onu da yakaladım. Vez aşağılayıcı bir biçimde bağırdı ama sesinde garip bir şaşkınlık vardı:

—Sadece basit bir büyü yakalama aleti. Bununla ne yapabilirsin ki?

—Göreceğiz.

—Parçalan!

Gelen büyü üç parçaya ayrılmıştı. Sorunsa şuydu üçünü birden tutma olasılığım yoktu. Önümde bir kalkan açtım. En azından hasarı azaltabilirdim. Tam patlamaya hazırdım ki önümde birden o tanıdık kristaller belirdi. Sonra da İpek'in kahkaha sesi geldi:

—Doğukan kendi hazırlattığın güvenlik kristallerini nasıl unuttun?

Gülerek cevap verdim:

—Bayılmış veya en kötü durumda ölmüş olma olasılığını hesaba kattım. Yine de çok iyi zamanlamaydı.

—[Tamamdır Doğukan. Büyüyü kendine çekip tamamen emecek bir anti-büyü hazırladım.]

—[Temiz iş Varu. Ama hemen kullanma çünkü...]

—[Sadece büyüden değil Vez'den de kurtulmak istiyorsun değil mi?]

—[Bu büyünün senin kılıcının özelliğine karşı koyabileceğini hemen fark ettin değil mi?]

—[O yüzden özelliğimi kullanmadım zaten.]

—[Dikkat etmişsindir, Vez o büyüden başka hiçbir şey yapamıyor. İşte taktiğimiz burada devreye girecek, ben tam kalkanları yok ettiğim anda Vez'in ayaklarını donduracaksın...]

—[Ve Vez'in o büyüyü yok etmesini engelleyeceğim.]

—İpek sabit durun. Varu'yu koruyun. Böyle emir vermeyi sevmiyorum ama...

—Aaaaa, uzatma tamam.

—Kilitlen.

Kalkanlar Vez'e doğru döndü, aynı anda da Varu bir buz büyüsü hazırladı.

—ATEEEEEŞŞŞŞŞ!!!

Büyüler Vez'e doğru fırladı. Aynı anda Varu da Vez'in ayaklarını dondurdu.

—Şah. Mat.

Vez sadece güldü ve bir kelime bile etmedi. Bir şeyler yanlış gidiyor. Tam büyüler gelirken şöyle bir ses geldi:

—[Burada iki problem var. Ben şah değilim ben ancak piyonun kullandığı kılıç kadar değerliyim ve de mükemmel bir şah çekmenize rağmen maalesef mat edemediniz. Bu büyüyü oluştururken üç hedef dışında her şeyi patlatması için ayarladım. O üç hedefi ise ayarladığım yere ışınlayacaktı. Tekrar görüşeceğiz...]

Siyah bir duman Vez'i kapladı ve Vez birden ortadan kayboldu. Varu'nun sesini duydum:

—[Kafasını iyi kullanmış. Biz de böyle bir rakip beklemediğimizden dolayı kaybettik.]

—[Piyonun kullandığı kılıç dedi... Bence düşündüğümüzden çok daha büyük bir organizasyonla karşı karşıyayız Varu.]

—[Kesinlikle.]

İpek konuşmaya daldı:

—Resmen buharlaştı mı yani?

—Hayır son anda ışınlandı. Büyük olasılıkla bir B planı vardı.

—Hmmm... Anladım.

—Şimdi ben bir şey diyeceğim. Ben çok yoruldum. Şu enerji toplayıcısını sistemimize bağlayıp eve geri dönelim. Biraz dinlenmeye ihtiyacım var. 

Şimdi şu toplayıcının ne olduğunu bulalım. Bu seferki o kadar büyük bir şey değilmiş gibi hissettim. Bu sefer koca Antarktika'yı kaldırmamız gerekmeyecek sanırım. Ormanın ortasına doğru bir şey hissettim. Yaklaşık on beş dakikalık bir yürüyüşten sonra kocaman bir ağaç gördük. Yani gövdesinin çapı yaklaşık on metreyi buluyordu yaprakları ise yaklaşık iki yüz metre yukarıdaydı.

—[Yani Varu, galiba tartışmaya gerek yok.]

Ağacın gövdesine bir kesik attım. Paki hazırsın sanırım.

—[Hadi şu işi bitirelim efendim.]

Yine büyük bir enerji geçişi hissettim.

—[Artık bu enerjiyi kullanabiliriz efendim.]

—Tamam hadi artık eve dönelim. Biraz normal bir öğrenci gibi okula gitmek istiyorum. Varu'yu da okula yazdırırsak en azından kısa bir süreliğine de olsa normal bir biçimde yaşayabiliriz. Ben şimdi Giray ile Bora'yı kaldırıp eve gideceğim. Yarın okuldan sonra bir toplantı yaparız.

Ve yirmi dakika sonra yatağımdayım. İlerleyen günün sabahı erkenden kalktım. Varu'yla birlikte hemen okula gittikve Varu'yu okula "yazdırdık". Yalnız iki tane büyük sorun vardı. Biri Varu'nun beyaz saçlarıydı, öbürüyse hocaların tüm sorularına bizim cevap vermemizdi. Tabii güzel şeyler daha fazlaydı. Örbeğin dersler artık daha eğlenceliydi. Derste hiç çaktırmadan Varu'yla konuşabiliyordum. Varu'nun yakışıklılığı ve İpek'in güzelliği çabuk bir şekilde okulda çabuk yayılmıştı. Ahhh evet saç renkleri de öyle tabii. Bir de benim onlarla yakın olmam şu anki en büyük dedikodu konusuydu. Şu yolda geçerken size bakan kızlar olur ya, işte onların sayısı da bayağı artmıştı. İlk gün tüm teneffüsleri Varu ile geçirdim. Bora bir teneffüs bizle takıldı ama bana sinirli gibiydi. Okul bitince ise şu bizim klasik kahveciye oturduk. En büyük boydaki kahvelerden istedim ve konuşmaya başladım:

—Evet, işimiz biraz uzun ona göre hazır olun. Şimdi olmuş olayları toplayıp analiz etmeliyiz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PARALEL GEZGİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin