(Medyada Eylül'ün kıyafetleri.)"...Sadece yüzünde ki sırıtış kaybolmasın..."
3.bölüm
İçimde bazen körüklenen bir intikam isteği vardı. Beni ailemden ayıran insanlara karşı küçüklükten beri beslediğim bir kinim vardı. Mutlu olduğum zamanlarda bile bir burukluk sezerdim içimde. Düşünürdüm bir köşeye çekilip yaşadığım bu hayat fazla mı acıydı?Akşam ki konuşmamızdan sonra biraz daha oturup konuşmuştuk Vural amca ve Çağın'la. Konudan konuya açılmış ve güzel bir sohbet kurmuştuk. İlerleyen saatlerde yorgunluğum üzerime çökmüş iyi geceler dileyip çıkmıştım yeni odama. Bir süre yatakta dönüp durduktan sonra uyuyakalmıştım.
Şimdiyse Çağın'ın yanında oturmuş anlattıklarını dinliyordum.
"Ama bu plan çok basit değil mi?"
Çağın sinirle bana çevirdi kafasını. Biraz ürksemde bakışlarından ifademi bozmadan ona bakmayı sürdürdüm.
"O zaman kusursuz planını anlatmaya ne dersin Küçük." İma dolu sesi sinirlerimi bozmuştu ve bana küçük demesi kaşlarımı çatmama neden olmuştu"Bana küçük demeyi kes."
Gözlerini devirerek önünde ki bilgisayara döndü. Dik bakışlarla ona bakmaya devam ettim. Bune ya ikide bir bücür diyor küçük diyor görende çok büyük biri sanacak onu. Bu kibirli hallerin sadece sinirimi bozuyor bay ukala.
"En basit plan şu aslında üç adamında kendi aralarında sakladıkları bir takım şeyler olduğunu düşünüyorum. Eğer onları bulabilirsek üçünüde birbirine düşürür ve hem kendilerini hemde şirketlerini batırışlarını izleyebiliriz." Üstün zekamla kurduğum planı Çağın'a yönelttim. Askında çokta zor birşey değildi bunu düşünmek. Basit bir tahmin yöntemiyle kurulmuş bir plan o kadar.
Çağın bana 'niye ben düşünemedim.' bakışı atarken 'sen düşünebiliyor muydun.'bakışımı attım. Çağın bana daha fazla abartmamam için bakarken gözlerimi bilgisayara çevirdim. Evet biz gözlerimizle konuşabiliyoruz. Daha normal iletişim kuramazken göz iletişimimiz sandığımdan daha iyi bir düzeydeydi.
"Tamam o zaman planı sen buldun o halde küçük ayrıntılarıda bana kalıyor."
"Aklında ne var Çağın?." Diye sordum. Bana ukala bir şekilde baktı. Yine ve yine.
"Bilmen gerektiği zaman söylerim." Dedi. Gözlerimi devirdim ve yanından kalktım. Panolara bir kez daha göz gezdirdim. Sahi bu panolara sabahtan beri yüzlerce kez bakmıştım. Baktıkçada içimde bir sinir hissi uykusundan uyanıyor ve bana eşlik ediyordu.
"Burada ki bilgiler bize yetmeyecek biliyorsun değil mi?" Diye sordum kafamı Çağın'a çevirerek. Daha fazlası lazımdı bizim için. Daha ayrıntılı ve resmiyete dökülmemiş bilgiler.
"Burada ki tek zeki sen değilsin."
"Zeki olduğumu mu söylüyorsun."
"Şansını zorlama." Çağın'a bakmaya tenezzül etmeden odadan dışarı çıkarak odama gittim. İçimden evin tüm odalarına tek tek bakıp kurcalamak gelsede üç gün misafir sayılırdım bu evde o yüzden üçüncü günden sonra bunu yapabilirim diye düşündüm.
Odama girdiğimde aynada kendime baktım. Saçlarım yağlanmış,gözlerim kan çanağı sahiden ben insan mıyım diye şüpheye düşüyorum bazen bu nasıl bir tiptir. Hemde Çağın'ın karşısında böyleydim sabahtan beri. Ben olsam bende kendime ters cevap verir kötü kötü bakardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Teen FictionAilesinin intikamını almak isteyen bir kız ve ona ortaklık edecek bir adam. Onlar biraz sakar: "Ne oldu?" "Anlımı dolap kapağına çarptım." "Oha onu nasıl yaptın bir insan kendi açtığı bir dolaba nasıl kafa atabilir?" Bazen cevap arayışında: "Niye...