6. Bölüm- Beni seviyor musun?

25 1 0
                                    




"Ağlama. Benim gibi bir adam için gözünden bir damla yaş bile akmasın."

6.bölüm
Çağın'la eve geldiğimizde hazırlanmak için yarım saatim olduğunu söyledi. 'Yarım saatte ne giyineceğime zor karar veririm ben Çağın mal mısın?'demek istesemde bir tarafım korkuyordu bu adamdan.

Dolabıma baktığımda Çağın'ın aldıklarından giyinmek istemedim. O her ne kadar dikkat çekmemek için siyahlara bürünmek istesede ben yine renkli elbiselerimde bulmuştum kendimi. Gözüme kestirdiğim kırmızı elbiseyi aldım askıdan. Uzun kollu kırmızı elbise uzun dediğime bakmayın sadece koluna kumaş kullanmışlar.Dizimin bir iki karış üstünde ve sol tarafında yırtmacı vardı elbisenin. Önü V şeklinde derin bir dekolteye sahipti. Elbiseyi askısından çıkarıp üzerime giyindim hızlıca. Aynaya baktığımda daha önce hiç bu kadar açık bir elbise giymediğimi farkettim. Elbise vücut hatlarımı sarınca biraz daha kısalmıştı. Ama güzel görünüyordum ve bir kumarhane nasıl giyinmem gerektiği konusunda biraz kararsızdım.Herneyse dedim ve kenardaki siyah topuklu ayakkabıkarıda raftan alıp ayağıma geçirdim. Çekmeceden maşayı aldım. Saçlarımı hafifçe dalgalandırdıktan sonra hafif bir makyaj yaptım. Ne olur ne olmaz yanıma küçük siyah bir el çantası aldım. Aynada kendime son bir kez daha baktıktan sonra odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde kimsenin olmadığını görünce Çağın'ın odasında olabileceğini düşündüm ve odasına çıktım. Ne yapayım ev boş duramam ben öyle. Kapıyı tam tıklatacakken kapının aralık olduğunu farkettim havada kalan elimi indirip kapıyı yavaşça açtım.

Çağın'ın odasını ilk kez görüyordum ama daha sonra incelemeye karar verdim. Beni bu düşünceye iten ise şuan aynanın karşısında sinirle kravatını takmaya çalışan Çağın'dı.Bu haline gülümsedim ve yanına gittim. Aynadan bana baktı bende boynunda ki kravata baktım. Çağın'ı kendime döndürdüm.

"Her türlü laf sokabiliyorsun ama bir kravat takamıyorsun." Çağın bana bakmaya devam ederken onunla göz temasımı kestim ve boynundaki kravatı güzelce takmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Topuklu giyindiğim halde benden uzundu Çağın.

Nesin sen sırık mı?

Boyumun yetmediğini farkedince Çağın gülümsedi.

"Ben diyorum sana bücürsün işte." Kaşlarımı çatarak ona baktım. Omuzlarına vurmaya başladım.

"Ne yapıyorsun?"

"Boyunun kısalması için uğraşıyorum."

"O zaman eğilmemi söyleyebilirsin bücür bu kadar aptal olamazsın heralde." Ukalaca bana bakıp gülümserken eğilerek kravatı takmamı sağladı. Kravatını taktıktan sonra yakasını büyük bir dikkatle düzelttim. O sırada gözüm ona kaydığında bana baktığını fark ettim. Gözlerini kaçırmadan bakmaya devam ediyordu.

"Neden bana bakıyorsun?"

"Sen neden bakıyorsun?" Soruma soruyla karşılık vermesi sinir bozucuydu ama yüzünde ki bu ifadeyi görmek için buna katlanabilirdim.

"Her neyse hazırsan gidelim?"

"Tabi üstünü giyersen gidebiliriz." Aynadan bana bakarken üzerimi süzdü.

"Giyindim ya kör müsün?"

"O elbisenin geri kalanı yok Eylül !" Gözlerimi devirerek ona baktım.
"Çünkü elbisenin boyu bu kadar bay ukala."

"Git başka birşey giyin." Derin bir nefes aldım. Sakin ol Eylül. Anlamıyorum neden ne giyindiğim onu ilgilendiriyor ki. Pes ederek yanından ayrıldım. Çıkarken 'Aşağıda bekleyeceğim.' Dedi gülerek. Tapuklarımı vura vura odama girdim. Bana aldığı elbiselerden en kısasını buldum ve giyindim. Şimdi bana laf ette göreyim seni Çağın bey.

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin