"...ben ona tokat atmıştım o beni sözleriyle dövmüştü..."7.bölüm
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi araladım ve yorgun bir şekilde yataktan kalktım. Bir kaç dakika halıyla bakıştıktan sonra üşengeç adımlarımla banyoya gittim. Ilık bir duş aldıktan sonra üzerimi giyindim. Üstüme çöken bir halsizlik vardı ve dışardan bakılınca kendini çok fazla belli ediyordu.Çökmüş suratım kanlanmış gözlerim. Gözlerimin kahveleri bile dikkat çekmeyecek kadar sönüktü. Birden bu kadar çökmeme bir anlam veremedim.
Saçlarımı kurutup topuz yaptıktan sonra iyice halsizleştiğimi hissettim. Karnım acıktığından dolayı böyle olduğunu düşündüm ve kahvaltı için aşağıya inmeye karar verdim.Odadan çıkarken aniden gözlerim karardı ve kapı pervazına tutunarak düşmemeye çalıştım. Bir kaç saniye sonra normale dönen gözlerimle daha fazla ayakta durmamam gerektiğini anladım. Bana ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama şunu söyleyebilirim ki ölü gibiyim.
Yavaş adımlarla yatağıma geri yattım. Üzerime çökmüş olan ağırlığın etkisiyle gözlerimi kapatıp uyumaya kaldığım yerden devam etmeye karar verdim.Kaç saat geçti bilmiyorum ama duyduğum kapı sesiyle irkildim ve yavaşça gözlerimi aralamaya çalıştım. Ama gözlerim açılmamakta ısrarcıydı. Birisi birşey söylüyordu ama anlamıyordum. Kafam kazan gibi örnek vermek gerekirse kendimi dünden kalma gibi hissediyordum. Görüşüm bulanıkken duyduğum sesleri algılamamda güçleşmişti. Kendime gelmeye çalıştığımda herşey yavaş bir şekilde netlik kazanmaya başlıyordu.
"İyi olacaksın." Duyduğum sesin Çağın'a ait olduğunu anlamam biraz uzun sürmüştü. Gözlerimi zorlayarak bir kez daha araladıktan sonra etrafa tekrar baktım. Yatağın kenarında elindeki bezleri ıslatan Çağın vardı.
Ona baktığımı hissetmiş olacak ki elinde ki bezi sıktıktan sonra kafasını kaldırdı ve gözleri gözlerimi buldu."Ateşin çıkmış bücür." Gülümsedi ve elinde ki bezi alnıma koydu. Konuşmak için araladığım dudaklarım kurumuştu. Konuşmamı zorlaştırıcak bir şekilde.
"Yorgunum hemde çok." Dedim çatlak ve kısık çıkan sesimle. Çağın elinde ki bezleri kollarıma ve boynuma koyarken bana baktı. Elini yanağıma yaklaştırdı ve yanağımı okşamaya başladı.
"Haydi uyu Eylül iyileşmen lazım." Usulca ve ağır hareketlerle kafamı salladım. Sanki birisinin komut vermesi lazımmış gibi yavaşça kapandı gözlerim. Kendimi uykuya bırakırken son hissettiğim şey anlıma bastırılan dudaklardı.
Aynı zamanda başka bir yerde:
"Adamlar hazırlar efendim tüm silahlar yerleştirildi." Adam aldığı haberden memnun bir şekilde gülümsedi sigara içmekten sararan dişlerini sergileyerek.
"Tamam o halde ne duruyorsunuz." Ukala ve kibirli sesiyle sağ kolu olan adamına emir verdi. Adam istediğini alacağı için mutlu olmuştu. Düşünüyordu şirketten aldığı para bu silah satışlarından alacağı paraya eklenirse ondan iyisi olmazdı. Aklına gelen şeyle birlikte kaşlarını çattı adam. Ama bu işi kazandığı bu paraları diğerlerinden bir şekilde saklaması gerekti. Çünkü eğer öğrenirlerse onlarda paraya ve bu işe ortaklık etmek isteyeceklerdi ve adam bunu istemiyordu.
Adam masasının üzerinde ki pahalı telefonunu eline aldı ve ortaklarından birini aradı.
"Kemal neredesin?"
"Tamam yanına geliyorum."
"Olur o da gelsin gece uzun nasılsa." Telefonunu kapattıktan sonra adam yine sinsi gülüşlerinden birini yerleştirdi kırışıklıklarla dolu yüzüne. Şimdiden düşünmüştü eğer kimse birşey çakmazsa gerçekten paranın dibine vuracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
JugendliteraturAilesinin intikamını almak isteyen bir kız ve ona ortaklık edecek bir adam. Onlar biraz sakar: "Ne oldu?" "Anlımı dolap kapağına çarptım." "Oha onu nasıl yaptın bir insan kendi açtığı bir dolaba nasıl kafa atabilir?" Bazen cevap arayışında: "Niye...