6.Bölüm

1.3K 62 14
                                    

George'u bir süre görmezden gelmeye çalışıyordum.

Yani tam anlamıyla şu 'rüya' gibi haftasonu yaşanmamış gibiydi....

Sebebi,utanmam değildi.Nedeni bunun daha iyi olacağı içindi;yeni birine ve yeni bir düzen için hazırlıklı değildim.Sevgili kavramını bile bilmeyen biri için sevgili zor olabilirdi.Sadece bir süreliğine ,sadece kendim için bir şeylere uğraştım.Mesela hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Manikür!

Pekala,pekala.

Sizin için neyi hatırlatıyor bilmiyorum ama,bu yeni değişimin benim için iyi olabileceğini düşünüyordum.

Okul her zamankinden daha sakindi.George yemekhaneye adımını atıyor,ben masanın altına giriyorum; George ortak dersimizin olduğu sınıfta,geometri'nin 60.formülünü ezberlerken,ben ise sıkcı (fena halde) fizik dersine giriyorum.Kısacası onunla aynı olan ortamlarda bulunmuyorum.

Alexa ve George'u her gördüğümde yakındılar.Bu beni rahatsız etmeye başlamıştı.

George'un Alexa'yı artık istemediğini biliyordum,fakat bazen bundan şüphelenmiyor değildim.Özellikle ben ortada yokken.Ya da varken ve o'ndan saklanırken.Herneyse.

Kaçma adındaki maceralarım güzel gidiyordu.Ondan kaçabiliyordum.Kendimi yeniliyecek ve onun karşısına çıkıp 'Seni seviyorum George,sarışın sürtükten ayrıl ve bir an evvel ...' devamı tabikide yok.Yenileme 'şeysine' baya alışmıştım ve kendimi buna kaptırmak tabikide istemezdim.Hatta bizimkilerle okul çıkışında bir güzellik merkezine gitmeyi bile planlamıştık.

Kaçma şeyleri demişken...

Ellerimde Fizik ve Matematiğe ait birkaç defter ve dosyayı sıkıca tutmuş,uzun koridorda dolabıma doğru ilerliyordum.Zilin çalmasıyla adımlarımı hızlandırdım.Dolabıma vardığımda,şifreyi girdim ve dolaba elimdeki kitapları koyup,son saatin dosyasını aldım.Dolabımı yeni süslemiştim ve kapağında büyük bir ayna vardı.Bu fikir Rosa'nındı.Eski okulumda bu çekici (!) dolaplardan yoktu ve dolayısıyla süsleme işinde baya berbattım.İlk gün sanırım bazı rock gruplarının posterlerini asmıştım.Ve şuan dolabımın her tarafı pembe (!)

Son dersin olduğu sınıfa ilerliyordum.Ders çoktan başlamıştı ve şimdiden geç kalmıştım.Adımlarımı her zamankinden biraz daha arttırdım ve çantamı omzuma biraz daha çektim.

Sınıfa vardığımda,bitmeyen nefeslerimden derin bir soluk aldım.Elimi yumruk yapıp,kapıya vuracaktım ki,arkamdan gelen kalın bir ses ile irkildim.

''Amy?''

Hızla arkamı döndüm.

Kahretsin.

Tam bir haftadır onu görmezden geliyordum ve şimdi...

Cevap vermedim.Sadece,dudaklarım titredi ve yerimde kıpırdandım.

Bir kere daha kahretsin.

O lanet keplerinden takmıştı ve dersi kaçırmamak için koşmuştu ki yanakları pespembe,aynı zamanda nefes alışları benim gibi hızlıydı.

Hay bippppp.Kısaca  harika görünüyordu.

Hızlı nefes alışlarına aldırmadan konuştu. ''Sanırım geç kaldık,derse girecek misin?"

Omuzlarımı -bilmiyorum- anlamında kaldırdım.

''Pekala.'' diye fısıldadı omzuna doğru -boş koridorlara bakarken-

Gülümsemeye çalıştım,fakat yapamadım.Onun yerine,duvara yaslanıp yere oturdum.-Bu bana ilk tanıştığımız günü hatırlatmıştı- O da aynısını yaparken onun hareketlerini dikkatle izledim.Elini oturmak için yere hafifce değdirdi ve tam yanıma oturdu.Bacaklarımız birbirine değiyordu,bu düşüncelerimi dağıtmıştı.

Pembe Yalanlar-(George Shelley) 1.KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin