MAÇOLAR...

Maçolar - 6

Umut Toker

Durumların bu şekilde ilerlemesi.. beni biraz tedirgin ediyordu. Ben aslında en başından beri şaşkındım.. Projem güçlüydü evet ama o hödüğün şirketiydi ve bu durum beni ister istemez tedirgin ediyordu. Maçolar şirketini başta sadece isim olarak maço olduklarını düşünmüştüm şirketi araştırdığımda kadınlarla ilgili aykırı bir kavram okumamıştım. Ama şirket sahibinin bir kadın düşmanı olarak da hayal etmemiştim. Kesinlikle hayal etmemiştim! Ofisime geldiğinden beri dikkatle hareketlerini takip ediyorum. Proje ile oldukça ilgili olması beni şaşırtmıştı. Ece ile birlikte çalışma günlerini ayarlıyorlardı, işinin peşini bırakmaması hoşuma gidiyordu. Onları izlediğimi fark eden Göktürk bey nezaketle gülümsedi ve Ece' ye bir dosya vererek bana doğru harekete geçti. Odamın kapısından bir gülümsemeyle içeri girdiğinde pür dikkat onu izliyordum. Karşıma geçip oturdu ve hiç beklemediğim bir konuşmaya başlayarak beni şaşkınlığa uğrattı.

''Kötü bir başlangıç oldu diye düşünüyorum Umut hanım. Sizce de öyle değil mi?''

''Neye dayanarak kötü olduğunu düşünüyorsunuz Göktürk bey?'' diyerek karşı soru sordum.

Benden beklediği cevabın ne olduğunu bilmiyordum? Bunlar kardeşçe beni çıldırtma peşindelerdi. Kendime başka türlü bir açıklama bulamıyordum. Onları umursamam gerekiyordu ama her konuştuklarına kafa yoruyordum.

''Ağabeyim ile aranızdaki elektrik tüm toplantı boyunca gözümden kaçmadı!'' dedi konuya açıklık getirerek.

Gülümseyerek; ''Negatif.'' Dedim ve devam ettim; '' o aramızdaki elektriğin tek anlamı negatif.''

Söylediklerimi dikkatle dinledikten sonra gülmeye başladı ve kahkaha atarak devam etti. Ciddiye alınmadığımı düşünerek kaşlarımı çattım.

''Hemen kaşlarınızı çatmayın lütfen. İkiniz de anlaşıldığı üzre zıtsınız'' dedi ve gülümseyerek devam etti. ''Çok inişli çıkışlı toplantılara konuk olacağıma benziyor.''

''Evet, öyle görünüyor Göktürk bey.'' dedim bütün samimiyetimle.

Sohbetimize bir süre daha devam ettikten sonra bana yemek teklifinde bulundu. Büyük maço adına sunduğu teklifi reddetmek yerine kabul etmiştim. Korkmadığımı aksine daha da hırslı bir şekilde saldıracağımı kanıtlamak istiyordum. Düşünmeden verdiğim kararın doğruluğunu sorguluyordum kendimce.

''Süper. Yemeği ikinizin de uygun bir vaktinde gerçekleştirelim.'' dedi gülümseyerek. Gözlerinde görmüş olduğum parıltılar küçük bir erkek çocuğunun yaramazlığını çağrıştırıyordu bana.

''Tamam.''diyerek konuyu kapattım. Uzatmak ve gereksiz yere dikkat çekmek istemiyordum.

Haftanın üç gününü ofisimde toplantı düzenleyerek geçirecektik. Projenin ilerlemesi için bizim takibimizdeki mevzular hakkında fikir yürütmeye karar verdik. Her iki taraf içinde uygundu. Tek sıkıntım pazartesi günleri olacaktı. Her pazartesi Maçolar şirketinde olacak olmam beni şimdiden geriyordu.

Gülümseyerek ayağa kalkan Göktürk'e baktım; ''Ben artık izinizle gideyim. Malum şirkette bir yığın iş beni bekliyor. Yarından itibaren sık sık bir araya geleceğiz Umut hanım. İyi günler.'' dedi kapıya doğru hareket ederek.

''İyi günler Göktürk bey.'' dedim ve onu kapıdan uğurladım. Koridorda ilerlemeye devam ederken yine bakışların ona yöneldiğini görmemle gözlerimi devirdim. Ağabeyi kadar yakışıklı olduğunu kabul ediyordum ama bizim kadınlarda biraz abartıyorlardı. Adam ofise girişiyle dikkat çekmişti, giderken de aynısı olması saçmaydı. Proje çalışmalarımız boyunca bu tür davranışlara çok maruz kalacakmışım gibi hissediyordum. Bakışlarımı koridordan Ece'ye çevirdiğimde melül melül koridora takılıkaldığını gördüm. O bakışları yorumlamak istemiyordum!