Merhabalar CANLARIM,
Bölüme geçmeden önce ufak bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bölüm günü olarak CUMARTESI günlerine karar verdim. Bundan sonra her CUMARTESI görüşeceğiz.
Keyifli okumalar...
*****
Umut Toker
Haftalardır Göktürk bey ile, yani namı diğer küçük maçoyla projenin ayarlamalarını yapıyorduk. İki hafta önce aldığı yemek sözünü bugün mesaj atarak hatırlatmıştı. Hatırlamak istemiyor, o yemeği unutmak istiyordum. Sözde Ertürk Maçooğlu'nun kardeşi ile teklif yolladığı yemeği hangi akıl ile kabul etmiştim anlayamıyordum. Bazen kendimi sorguladığım çok oluyordu. Bir anlık düşüncelerde kapılıp hayatımı yaşamak adına yaptığım bu eylemden zararlı çıkacaktım. O teklifi reddetmeli idim. Telefonuma tekrar bir mesaj geldiğinde açıp okumaya başladım.
''Yemeği ertelemeyi aklınızdan dahi geçirmeyin Umut hanım. Haftalardır sizin ve ağabeyim yoğunluğu yüzünden ertelenen yemek bugün gerçekleşecek. Restoranın adresini size mesaj olarak bildiririm görüşmek üzere.''
Bunları düşündüğümü tahmin etmesi zor olmamıştır onun için. Sonuçta yemeği ertelemek adına bin bir bahane uydurmuştum. On gün önce duymuş olduğum ''yenge'' kelimesi hala zihnimi bulandırıyordu. Cevap vermeyecektim bu gereksiz yemek bu akşam gerçekleşecekti. Bu saçma bahanelerden ancak o zaman kurtula bileceğimi anlamıştım. Peki bu üzerimde ki gerginliğin sebebi neydi? O takılmış olduğum saçma ''yenge'' kelimesi miydi yoksa bam başka bir durum mu söz konusuydu. O günü hatırladığımda sinirle yumruklarımı sıktım.
...
"Seni dinliyorum Umut?" Kalemiyle sabırsızca ritim tutmuş benim söyleyeceklerimi bekliyordu.
"Bana neden yenge diye seslendin?"
''Şimdi yeri ve zamanı olduğunu düşünmüyorum Umut.'' dedi manalı bir gülümseme ile.
...
Sinsi bir gülümsemeyle verdiği cevabı bir türlü aklımdan çıkaramıyordum. İşte bu duruma bir açıklama bulamıyordum. Düşüncelerden uzak durmak adına yaptığım en iyi eylemi gerçekleştirecektim. Çalışmak. İşime odaklandığım andan itibaren her şey kafamın içinden uçup başka bir köşeye saklanıyordu.
Maçolar dosyasını açarak her şeyi tekrar gözden geçirmeye başladım. Parasal olarak çok güçlülerdi. Bu proje için artı puan olacaktı ama her şeyden önce vakıflara bağışları beni o şirkete yönlendirmişti. Her iki ayda vakfın birine bağış yapıyorlardı bu da tüm gözlerin onların üzerine yoğunlaşması anlamına geliyordu. Bilindik, güçlü ve ses getiren bir şirketti. Tüm ülke destekledikleri projelerden haberdar oluyordu. Bu da bizim ekiple birlikte büyük ses getireceğimiz bir durum olacaktı. Daha çok güçlü kadın görmek istediğimiz tek başarıydı. Seçimime en büyük etken isimleri olmuştu. Maçolar şirketi ismi bu projeye artı bir reklam olacaktı. Maço anlamını artık ismiyle birlikte taşıdığına inandığım bir şirket kadınlara destek olacaktı. Bir projenin zeminini sağlam inşa ediyordu. Bu düşünceyle inanılmaz haz duyuyordum. Duyduğum mutluluğun yarım kalma ihtimali neden kafama takılıyordu. Her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. Bu akşamki yemekte olması gereken bir olaydı. Sonuçta onlarla iş yapıyordum bunda bir yanlış yoktu. Ama içimde oluşan saçma gerginlik neden durduk yere ortaya çıkıyordu bir anlam veremiyordum.
Kapımın tıklatılmasıyla Ece'nin içeri girmesi bir oldu; ''Umut hanım, her şey yolunda mı? Kapıya vurdum ama galiba meşgul olduğunuz için beni duymadınız.''diye açıklama yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAÇOLAR...
General FictionMaçolar - Tanıtım (GÜNCEL) Erkek herzaman bir adım önde olmalıdır ama Kadın dediğin erkekten bir kat üste bulunmalıdır... Dengeler...dengeler... Acımasız hayatın gerçekleri... (+18 sahneler mevcuttur) 01.06.2016 tarihinden irtibaren yayında... ️Hakl...