S.

727 32 22
                                    

"Ne saçmalıyorsun sen yine?" dedi bana gözlerini kaçırarak.

"Bir şey saçmalamıyorum Acacia. Bildiklerimi söylüyorum?"

"Sen ne biliyorsun ki?" dedi Acacia.

Hemşire odadan çıkıp Brooklyn'i alabileceğimizi söyledi.
Yol boyunca hiç konuşmadık.
Autumn'ların evine gidince Brooklyn'ide alıp Brooklyn'in odasına girdi. Bir süre sonra yanlarına gittiğimde Acacia konuştu.

"Çocuğu uyuttum boşuna gelmişsin."

"Olsun." dedim Brooklyn'in yatağının başında durarak.

"Gidermisin şurdan? Sinirlerime dokunuyorsun Luke!" dedi bana.

"Kalbine de dokunuyormuyum?" dedim ciddiyetle.

"Sen onu yapamazsın." dedi odadan çıkarken.

"Autumn öyle demiyor ama."

"Ne diyor o zaman Autumn, Luke? Hmm ne diyor Autumn?" dedi bana dönerek.

"İlklere önem verdiğini söyledi Acacia. Ve benden önce kimsenin dudaklarına dokunmadığınıda biliyorum."

"Maalesef öyle oldu Luke. Ne yapabilirim?"

"Boşversene." dedim Brooklyn'in odasına geri girerken.

"Soruma cevap ver." dedi benim arkamdan gelirken.

"Yapıcak bir şey yok haklısın."

"Tabii kide haklıyım." dedi gülerken daha sonra devam etti.

"O gün hakkında beni suçluyamazsın Luke."

"Suçlamıyorum zaten."

"O zaman neden her dakika bunun hakkında konuşuyorsun?"

"Seni ilgilendirmez Acacia."

"İçinde ben olduğum her konu beni ilgilendirir Luke. En iyisi bir daha yan yana gelmemek." dedi ve kısa bir süre sonra evden çıktı.

Acacia'nın evden çıkmasında yarım saat sonra Autumn ve Calum gelmişti.
Bana Brooklyn'i parka götürmem konusunda sorular sormaya başladıklarında bir yalan uydurup evden çıktım.

Autumn.

"Kesinlikle yalan konuşuyor." dedi Calum bana Luke evden çıkınca.

"Neden ki? Yani neden yalan konuşsun ki?" dedim Calum'a.

"Bilmiyorum." dedi bana gülümserken.

Tişörtünü çıkarıp mutfağa ilerledi. Arkasından bende gittim.
Eline bira şişesini alıp içeriye televizyonun karşısına geçti.

"Bu gece Michael Amerika'dan dönüyor. Yarın için davet ettim." dedi bana ben yanına otururken.

"Luke'da gelicek sende Acacia'yı çağır. Brooklyn için çok heyecanlı." dedi Calum.

Dövmeleri ile oynamaya başladığımda elindeki bira şişesini bırakıp dudaklarıma öpücükler bırakmaya başladı.

"İstiyorsun herhalde?" dedi bana gülerken.

"Sadece senle zaman geçirmek istiyorum Calum."

"Nasıl zaman mesela?" dedi gülümsemesini yaparak.

"Anlatılmaz yaşanır." dedim gülerken.

"Pekala odaya gidebiliriz." dedi kahkahaları yükselirken.

Onu bu şekilde seviyor, bu şekilde istiyordum. Onunla o tür şeyler değilde böyle olmak daha da hoşuma gidiyordu.

Stupid Love And Married• HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin