Luke:
"Acacia gidicez bakıcaz işte. Bende fazla bir şey bilmiyorum." dedim arabanın kapısını açarken.
"Sus sen. Her şeyi biliyorsun. Aaa ama tabii bu sefer önemli bir şey ya. Bilemezsin." dedi.
"Bu konu hakkında tek bildiğim Autumn'un düşük yaptığı için hastahanede olduğu Acacia. "
"Bunu bende biliyorum Luke. Lütfen bana bilmediğim bir şey söyle."
"Off Acacia. " dedim bir kaç dakika sonra ona döndüğümde ağladığını gördüm.
"Acacia sen ağlıyormusun?"
"Canı acımışmıdır Luke? Acımıştır değil mi? O yapamaz ki. Hem çocuğunu kaybetti hem de canı acıdı. İyi ki Calum yanında."
"Autumn üstesinden gelir. Sende yanındasın. "
"Evet ama Calum onun kocası. Bu durumlarda en çok ona ihtiyacı var." dedi bana sert sesiyle.
Bir süre sonra arabada bulundurduğum peçetelerden bir tanesini ona uzattım o ise cebinden bir paket peçete çıkartıp, kullandı.
Bu kız beni öldürüyordu."Anlamıyorum ki ben ne yaptım da bana trip atıyorsun." dedim önüme bakarken.
"Ya ben senle konuşmak istemiyorum Luke."
"Pekala sen bilirsin." dedim ve sesimi çıkartmadan devam ettim.
"Dylan nasıl? Onunla nasıl gidiyor?"
"2 ay önce ayrılmıştık. Bildiğin gibi."
"Unutmuşum."
"Daha ne kadar kaldı?" dedi bıkkınlıkla.
"Şuradan şöyle gidersek az kaldı." dedim o sokağa doğru ilerlerken.
"Luke yolu uzattın."
"Bak Acacia psikologlar anlamaz. Ama burası bizim gideceğim hastahaneye daha yakın ."
"Psikologlar anlamaz diyorsun fakat mimarların kafası hiç çalışmıyor." dedi.
"Mimardan mimara değişir. Calum gibi mimar olanların evet kafası çalışmıyor. Fakat benim gibi yakışıklı bir mimarın kafası her zaman çalışır."
"Luke inan bana gülmek için keyfim yok. Yoksa şuan burada gülme krizine tutulmuştum. "
Hastahaneye gittiğimizde Acacia bir doktorun yanına doğru ilerleyip bir şeyler konuştu. Onun yanına yetiştiğimde kolumu onun omzuna attım.
"İyiymiş Luke" dedi sevinçle bana sarılırken.
Bir süre sonra benden ayrıldığında yanakları kırmızıydı.
Autumn'un odasına geldiğimizde odada Calum yoktu. Acacia onun yatağının yanına oturdu.
"Acacia ben kaybettim. Diğer parçamızı kaybettim." dedi Autumn ağlarken.
"Autumn. Seni koca bebek. Bir parçanızı kaybetmiş olabilirsin ama bir diğer parçanız hala daha var. Toparlanıp onun da yanında olman gerekir. Aynı zamanda Calum ile bir sürü çocuk yapacağnıza eminim. Şimdi ağlamayı bırakmalısın. " dedi Acacia, Autumn'un yatağının kenarına otururken.
Bir süre sonra odaya Calum girdi. Sinirli duruyordu.
"Autumn neden böyle bir şey yaptığını anlamıyorum. Onu istememiş olabilirsin ama şimdi ikinizede zarar verdin. Ve bu çok aptalca bir şey Autumn. O benim de çocuğumdu. Aldırma süresi geçtiği için bile bile o çocuğu düşürdün..." dedi Calum.
Autumn ise yatağının içinde çarşafının içine girmişti.
"Calum yeter artık! Ne saçmalıyorsun yine her zaman ki gibi?!" Dedi Acacia
"Acacia sen karışma bu onunla benim aramdaki şey." dedi Calum.
"Sizin aranıza karışan olmadı gerizekalı. Ama buraya kadar zahmet edip gelmişken gidip doktorla konuşsan şuan pişman olacağın şeyler yapmazdın!" dedi Acacia.
Calum'u odadan çıkarttıktan sonra Acacia'da arkamızdan gelmişti.
"Sizin kan uyuşmazlığınız varmış. Yani Brooklyn bir mucize gibi bir şeydi. Sorunsuz doğdu. Ve Autumn düşük yaparken yanında ablanda varmış. İnanmıyorsan git ona sor. Autumn bilerek mi düşürdü diye. Sen hayatımda gördüğüm en salak insansın Calum. "
"Kan uyuşmazlığımı?" dedi Calum.
"Evet. Çocuğunuzun olma olasılığı zaten çok az. Bunun gibi çoğu kan uyuşmazlıklarında çocukların sorunsuz dünyaya gelmesi neredeyse yok denilecek kadar az." dedi Acacia.
"Acacia. Ben bilmiyordum. Bilerek düşürdü sandım."
"Geldiğinde ilk bir akıl edip doktorla konuşsaydın bunların hiç biri olmazdı zaten Calum. Bak eğer 2 gün içerisinde o kızın kırdığın kalbi düzeltmezsen seni ilk önce ben daha sonrada Luke s**..." sözünün devamını getirmeden onun konuşmasına engel alıp onu ordan dışarıya çıkardım.
"Acacia, Calum kırıkları tamir etmesini bilir." dedim onu bir yere otuttururken.
"Kırıkları tamir etmesi umrumda değil. Autumn'un kırdığı kalbini tamir etmesi umrumda." Dedi ayağa kalkarken.
"Acacia bir yerde otururmusun?"
"Oturamam Luke. Kıza neler dedi duymadınmı?" dedi.
"Seninle konuşmam gereken şeyler var Acacia. "
"Banane. Beni ilgilendirmiyor. Hava karardı ve ben karanlıktan korkarım. Bir an önce Calum kızla konuşsada Autumn'un yanına gitsem. "
"Autumn ve Calum bugün beraber kalsın bence ben seni eve götüreyim. " dedi.
"Tamam o zaman ama ya Autumn'un bir şeye ihtiyacı olursa."
"Olmaz Acacia yanında Calum var. " dedim onu arabaya doğru götürürken.
Evin önüne vardığımızda Acacia kendi kendine kısık bir sesle konuşuyordu.
"Keşke bir ışığı açsaymışım. Şimdi ev çok korkunç duruyo ya." dedi.
"Acacia sen neden evlenmiyorsun?" dedim.
"Neden evleneyim?"
"Herşeyden korkuyorsun. Evde bir erkeğin olması iyi olurdu. " dedim.
"Ya Luke bu gece burada kalırmısın?" dedi çekinirken.
"Korkuyorsun değil mi?" dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
Eve girdiğimizde Acacia içerden ışıkları açtı.
"Sana Autumn'un odasını ayarlayayım." Dedi.
"Hayır Acacia ben senin odana alışkınım."
"Tamam o zaman ben Autumn'un odasında uyurum." dedi salona doğru ilerlerken.
"Sende odanda uyursun." dedim.
"Bu beraber uyuyalım demek oluyor ve benim sana cevabım 'hayır'." dedi
"Acacia sana bir şey sormak istiyorum fakat dürüst olucaksın."
"Benden sonrası oldu mu hiç?"
"Luke seni varya ev terlikleriyle döverim. Ne diyorsun ya sen. Ben evlenmeden onu yapacak bir kız değilim. Yani sen zaten dünyanın en büyük hatasıydın. Oda senin yüzünden olmuştu zaten ama tabii şimdi sen kesin hatırlamıyordursun. Ya ben sen değilim"
"Benimde olmadı." dedim.
"İyi tamam ne yapmamı bekliyorsun?"dedi
"Bir şey yapmanı beklemiyorum sadece bir şey yapmak istiyorum ama bana kızmayacaksın."
"Bilmiyorum ne yapacağına bağlı." dedi ama benim dudaklarım çoktan onunkileri bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Love And Married• Hood
Fanfiction"Bitti mi?" dedim titreyen sesimle. Bir süre sadece gözlerime baktıktan sonra dudaklarının sıcaklığını hissettim.