Stupid Love And Married• Hood

U.

Acacia:

Saat sabahın körürdü ve kapı çalıyordu. Kalkıp açamayacak kadar yorgundum. Saate ulaştığımda saat sabah 10'ydu. Aslında o kadar da erken değildi. Autumn'un Brooklyn'i bırakma ihtimali gelince kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda Autumn ve onun kucağında ki Brooklyn'i görmek varken kapıda Luke duruyordu.

"Luke iyi ki geldin. Birazdan Autumn Brooklyn'i bırakır kapıya bakarsın benim uykum var uyuyacağım."

"Bu bebeği ben almalıydım." dedi Luke söylenirken. Odamın kapısını açtığımda tekrar konuştu.

"Sana inanamıyorum. Sen ciddi misin?"

"Şaka yapıyor gibi mi duruyorum?"

"Hayır."

"Güzel kapıya bakmayı unutma." dedim uykulu sesimle.

"Pekala."

Biraz kestirdikten sonra uyandığımda yatağımda Luke'u görüp korkmuştum.

"Luke ne işin var burada?" dedim onu uyandırarak.

"Sonradan uykumun olduğunu fark ettim."

"Pekala şimdi kalk ve tişörtünü giy." dedim arkamı dönerek.

"Burası fazla sıcaktı." dedi üstünü giydiğini umarken.

"Salonda da uyuyabilirdin Luke."

"Koltuk ta mı uyusaydım?" dedi gülerken.

O sırada kapı çalmaya başladı.

"Ben bakarım." dedi Luke döndüğüm tarafa doğru gelirken.

"Luke sana tişörtünü giy demiştim." diye bağırdım arkasından.

Luke kapıyı açınca sesleri odaya kadar geliyordu.

"Luke senin burda ne işin var?"

"Brooklyn burada olacağı için gelmiştim Autumn. Olmazmı?"

"Olabilir ama tişörtsüz biraz tuhaf değil mi? Hem Acacia nerede?"

"Odasında Autumn artık Brooklyn'i verirmesin?"

" siz yine mi?..."

"Hayır Autumn ev sıcaktı sadece."

"Pekala umarım öyledir."dedi.

Konuşmalarından dolayı yataktan kalkıp yanlarına gittim.

"Autumn hayı tabii ki öyle bir şey olmadı. Bu sadece sıcaklamış. Öyle uyumuş."

"Uyumuş?"

"Autumn seninle tartışamayacağım." dedim Luke'un elinden Brooklyn'i alırken.

"Git ve kocanla güzel bir gün geçir. Brooklyn bu gece burda kalsın."

"Ben akşam gelir alırım." Dedi giderken.

Autumn:

"Calum bütün gün ne yapacağız?" dedim arabadaki Calum'un yanına otururken.

"Gidince anlarsın." dedi.

"Pekala." Dedim ve önümr döndüm.

Bir süre sonra o arabadan inince bende indim.

"Tanrım. Calum. Sana inanamıyorum. "

Bir barınağın önüne gelmiştik.

Köpkelerle biraz zaman geçirdikten sonra Calum yanıma geldi.

"Evet Autumn. Seç birini hangisini istiyorsun?"