Y.

708 29 46
                                    

Acacia:

Zilin çalmasıyla Luke'dan ayrılıp kapıya doğru koştum. Kapıyı çalan her kimse kurtarıcımdı.

Kapıyı açar açmaz Ashton'ı görmem ile şaşkın olan suratım daha da şaşırmıştı.

"Ashton? Senin ne işin var burada?" dedim ona sarılırken.

"İstersen gide bilirim?" dedi her zamanki kahkahasından atarken.

Bir süre sonra Luke ve Ashton'ın karşılaşması sonucunda onları tanıştırdım.

Biraz oturduktan sonra kapı tekrar çaldı. Sanırım bugün Tanrı'nın sevgili kuluydum. Luke'un bakışkarından kurtularak kapıya gittim.

Kapıyı açtığımda bu sefer Autumn ve Brooklyn gelmişti.

"Autumn? Hoş geldin." dedim Brooklyn'i kucağından alırken.

"Acacia bu gece üniversite hayatımıza dönebilirmiyiz?" dedi kapıyı kapatırken.

"Tabii ki. Ama Luke ve As..."

"Dur tahmin edeyim. Luke'da burada değilmi?" dedi içeri girerken.

"Luke nedense seni gördüğüme şaşırmadım ama Ashton? Sanırım kuzenini ziyarete geldin?" dedi ona zor da olsa sarılırken.

"Evet. Şimdilik buralardayım." dedi ondan ayrılırken.

"Sanırım şu Acacia'nın aşkı olan meşhur Brooklyn bu?" dedi.

Ben çocuğu Ashton'a yaklaştırınca Ashton konuştu.

"Gerek yok Acacia. Şimdi düşürürüm falan. "

Sanırım güzel bir geçmişi olan bir kızın şimdi başkasından çocuğu olması ona koyuyordu.

Luke oturduğu yerden kalkıp, benim yanıma oturdu.

"Brooklyn'i alabilirmiyim?" dedi.

"Hayır. " dedim ona kesin bir şekilde.

Brooklyn'i zorla kucağımdan alınca ona bağırarak konuştum.

"Luke ne yapıyorsun?" Dediğimde Brooklyn ağlamaya başlayınca Autumn onu Luke'unda kucağından aldı.

Bir süre sonra Brooklyn uyuyunca konuştum.

"Autumn, ver Brooklyn'i yatağa yatırayım. Sen, ben,Brooklyn benim odamda uyuruz." dedim ve Brooklyn'i, Autumn'un kucağından aldım.
Yatağa yatırıp, Brooklyn'in düşmemesi için yanına yastıkları koyarken odaya Luke geldi. "

"Acacia?" dedi fısıldayarak.

"Ne var?" dedim ona.

"Benim bir fikrim var. Bence yarın benim bildiğim bir yer var oraya gidip kamp yapalım. Autumn ve Calum'da barışmış olur." dedi. İlk defa bu kadar zekileşiyordu.

"Tamam da Autumn'u ikna etmek biraz zor."

"Onu ben hallederim. " dedi. Daha sonra Brooklyn'in yanına gidip onu öptü. Şuan çok tatlı duruyorlardı. Her zaman ki gibi bu tatlılığı bozmam gerekiyordu. Eğer Luke şuana eridiğimi anlarsa 3,5 sene çenesinden durulmazdı.

"Luke odamdan çıkarmısın? Işığı kapatıcam."

"Anlamıyorum neden böyle yapıyorsun? Brooklyn benimde arkadaşımın çocuğu. Ama nedense onu
benle paylaşamıyorsun." dedi.

"Luke bu aralar daha mı zekisin yoksa?" dedim gülerken.

"İstersen içeride yarım kalan işime burada devam edebilirim." dediğinde kızarmıştım.
Ona bir şey demeden odadan çıktım.

************

Sabah olduğunda yine bir kargaşa içerisinde uyanmıştım. Autumn yatakta yoktu. Brooklyn ise hala daha tatlı,tatlı uyuyordu.

Üzerimi değiştirdikten sonra odadan çıktım. Autumn kahvaltı hazırlıyordu. Luke ise onu ikna etmeye çalışıyordu. Ashton ise ortalıklarda yoktu.

"Pekala. Ama sadece 1 gün. " dedi Autumn.

"Oh be. Bir an hiç kabul etmeyeceksin sandım. " dedi. Bir kaç saat sonra hepimiz yola çıkmıştık. Oraya gittiğimizde Brooklyn göldeki ördekleri görmeye başlayınca gülmeye başladı. Calum'u orada biraz bekledikten sonra Calum geldi. Calum ve Autumn'u yanlız bırakmak için Brooklyn'ide alıp göle doğru yürümeye başladım.

Daha sonra arkamızdan Luke elinde bir örtü ile geldi.

"Çocuğu burada nereye oturtturmayı düşünüyorsun acaba?" dedi örtüyü yere sererken.

Bir süre sonra Luke her zamanki gibi küstahlığını belli ederek beni deli etmişti. Bende ona cevap verirken Brooklyn'i unutmuştum. Biraz aradan zaman geçtikten sonra Calum kucağında Brooklyn ile yanımıza geldi.

"Size nasıl çocuk baktığınızı sorabilirmiyim? Ben görmeseydim çocuk gölde boğulacaktı. " dedi bizi barbekü yapmak için çağırırken.

"Autumn neden Calum'u affetmiyorsun? Kral gibi çocuk." dedi Luke. Bunun üzerine konuştum.

"Kralın ne anlamı var,kraliçe olmadan." Dedim. Bunu öylesine söylemiştim ama bir anda masadaki tüm gözlerin benim üzerinde olduğunu fark ettim.

Autumn'un, Calum'u affetmesinden sonra herkez çadırlarına dağılacaktı ki Calum'un çadırlarını evde unutması bana Luke'un zekiliğini hatırlattı. Sonuçta arkadaşlardı.

"Calum. Sende Luke gibi çok zekisin." dedim birden kendimi tutamayıp.

Ashton, Calum, Autumn arabada uyumuşlardı. Ben ve Brooklyn bir çadırda, diğer çadırda ise Luke uyuyordu. Kısa bir sürede Luke'a o gün söylediklerimi Luke unutmuştu ve bu benim için daha iyiydi. Luke'un sinir bozucu hareketleri her geçen gün daha da artıyordu.

Stupid Love And Married• HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin