Multimedia; Berktuğ...
◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆
Tenefüs zilinin çalmasıyla kantinden çıkıp sınıfıma doğru yürüdüm. En son müdür yardımcısıyla konuşmaya gitmiştim ama benim açımdan hiç iyi bir sonuca varmamıştık.
Flaşhback;
"Merhaba hocam ben geldimmm" dedim cırlar gibi.
Müdür yardımcısı ağır bir şekilde kafasını bana çevirip "Gelmez olaydın" deyip kafasını masaya vurmaya başladı.
Ahhh ben yaaa. İnsanları sinir etmeye bayılıyorum...
Müdür yardımcısı " yine niye geldin?" Dedi. Yürüyüp karşısındaki koltuğa oturdum. Kederli gibi ona bakıp kendimi acındırmaya başladım.
"Hocammm. Yeni sınıfıma bir girdim öğğğ yanii. Kusasım geldi. Hocam bakın ben bu sınıfımda çok kavga ederim bırakın yanlış sınıfta kalıyım. Daha doğrusu kaydımı oraya aldırın. Pleas" dedim. Müdür yardımcısı *bu arada adı Aslan artık böyle diyem. Diğer türlü uzun oluyor.* "bu sınıfında mutlu değil misin yanii " dedi. Hahhh şimdi anladım planını. Eğer mutlu değilim dersem beni yeni sınıfımda kaldırtacaktı. Ama ben yermiyim.
"Ben mutluyum tabii hocam ama sınıftakiler değil" dedim.
Aslan hoca " iyi o zmn bu sınıfta kalıyorsun. Hiç bir şeyi değiştiremem." Dedi. Ahh benim anladığımı anlamıştı.
"Ama hoc- " dememle lafımı kesip
"Konu kapanmıştır Alya. Hadii şimdi zil çalacak sınıfına git" deyip sırıttı. Ahh nolet olsun. Bir hışımla yerimden kalkıp kapıyı çarpıp çıktım. Ama sonra ileride bana ödetir diye kapıyı açıp "I m sorry " dedim ve bu sefer nazik bir şekilde kapattım.
Kantine gidip çikolatalı süt aldım ve tenefüs zilini beklemeye başladım.
Flaşhback son...
Sınıfıma doğru yürüyüp kapıyı açtım. Kerem hoca çıkmamış masada oturuyordu ve birkaç inek öğrenci ona soru soruyordu. Sınıfa girip çantamı boş olan yere koydum. Cam sırasında en arkanın bir önüydü. Yan yana iki sıra da boş gibi durduğu için gayet mutluydum. Yine tek oturabileceğim nasılsa.
Yerimden kalkıp bizim zillilerin yanına yürümeye başladım. Bilin bakalım kaç kişiydiler. 2. Evet sadece iki. Bunun için işim daha kolay olacaktı. Beni küçük düşürmek neydi göstereceğim onlara.
Benim önümden tuvalete girdiler. Ahh çok şanslıyım. Ben de arkalarından girip kapıyı açık bıraktım. Ardından gür bir sesle bağırarak " herkes dışarı çıksın çabuk. Yoksa hiç iyi şeylerle karşılaşmazsınız. Afra ve meltem siz ikiniz kalın" dedim. Önce birbirlerine baktılar sonra bana.
Herkes tuvaleti boşaltınca onlara dönüp boynumu kıtlattım ve" görülecek bir hesabımız var demii kızlar" dedim sırıtarak. Her ne kadar çaktırmamaya çalışsalarda benden tırsıyorlardı. E bu gayet normaldi çünkü bütün kızlar benden tırsıyordu. Malum hepsi en az bir kere dayağımın tadına bakmıştır. İnsan kum torbası yumrukluyor ben bizim okulun kızlarını. Ama kaşınıyorlar zilliler.
"N-ne oldu?" Dedi Afra.
Sırıtıp "Siz o iki gramlık beyninizle bana oyun oynamaya çalıştınız?" dedim ağır bir şekilde ve emin olmak istercesine. Çünkü böyle daha ürkütücü oluyordu.
Meltem "evet çok eğlendik. 2 gün boyunca nasıl yedin ama. Biz de seni zeki sanardık" deyip o iğrenç kahkahasını attı. Salak korktuğunu gizlemeye çalışmak için benim sinirimi daha çok bozuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİYASKO
Humor*Kendini övmeyi yaşam felsefesi haline getirmiş *Merdiven korkuluklarından kaymayı her oyundan daha çok seven (totosu kırılsa bile) *Sıcak çikolata' için en büyük kavgaları edebilecek olan *1.68 boyu olan *Pozitif olmadığı zaman içini sıkıntı basan ...