2. Bölüm

71 7 2
                                    


Dünya sanki durmuş gibiydi. Hiç kimse hareket etmiyor, zaman inadına akmıyordu. Duyduğum sözler karşısında hâlâ şaşkındım. Söylediği cümle beynimin içinde sürekli yankılanıyordu. " Benimle evlenir misin?" Demişti. Daha birbirimizi tanımıyorduk bile. Hem ben o öküzle değil evlenmek aynı evde bile yaşamazdım. Daha ilk görüşte birbirimizden nefret etmişsek, evlensek herhalde biribirimizi öldürürdük.

" Ne? " dedim şaşkın çıkan sesimle. Oysa o sanki dediği çok normal bir şeymiş gibi gülüyordu. Nasıl bu kadar sakin olabiliyor anlamıyorum doğrusu.

" Dediğimi duydun, benimle evlenir misin? " dedi tekrar. Şaşkınlığım devam ederken tüm kontrolümü kaybetmiştim. Kafamı biraz toparladıktan sonra ona doğru yaklaştım.

" Senin kafana saksı falan mı düştü? Daha az önce kavga ediyorduk şimdi ne değişti de benimle evlenmek istiyorsun? " dedim merakla. Rahat bir şekilde sandalyesine yaslandı. Bu rahat tavırları sinirlenmeme sebep oluyordu. Zaten kesin sinirlenmem için yapıyordu.

" Gerçekten evlenmeyeceğiz herhalde, anlaşmalı bir evlilik olacak. Yoksa seninle neden evleneyim ki? Benim etrafımda bir sürü güzel kız dolaşırken senle evlenecek değilim. " dedi alay eder gibi. Sözlerine çok sinirlenmiştim. Bana çirkin demişti. Sanki kendisi çok yakışıklıydı. Tamam, kabul belki biraz yakışıklı olabilir ama önemli olan iç güzellik.

" O zaman neden o etrafınızda dolaşan güzel kızlarla değil de benimle evleniyorsunuz? Onlarla da anlaşmalı olarak evlenebilirdiniz sonuçta. " dedim sinsice gülerek. Yüzündeki o gülümsemesi bir anda yok olmuştu. Sinirlenmeye başlıyordu sanırım.

" Ben gerçekten evlenmek istemiyorum da ondan. Dedemin isteği üzerine evlenmek zorundayım. Bu yüzden de evleneceğim kişinin bana aşık olmaması lazım. Bana herkes prens gibi davranırken, sen bana karşı çıktın. Bu yüzden seninle evlenmek istiyorum." dedi hızlıca. Açıkçası böyle deyince kendimi dışarıya atılmış çöp gibi hissetmiştim.

" Artık bir cevap versen diyorum. " dedi kızgınca. Bu da hem öküz hem sabırsız.
Ikisi bir arada kahve gibi. Elime çantamı alarak sinirle ayağa kalktım.

" Seninle değil evlenmek aynı evde bile yaşamam! " diye bağırdım. Buna çok sinirlenmiş olacak ki, o da benim gibi sinirle ayağa kalktı.

" Bana bağıramayacağını öğrenmelisin, yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Dedi sinirle. Kendini ne sanıyordu bu adam, kral falan mı? Ben de ondan korkmadığımı göstermek için iyice yakınlaştım.

" Yoksa ne yaparsın? " dedim inadına. Ağızını açmış bir şey söyleyecekken Alara'nın sesi ile bir adım geri çekildi.

" Umut, hadi gide... " Derken bizi görünce bir anda sustu ve bir bana, bir Demir'e baktı. " Ne oluyor burada?" Dedi merakla. Alara'ya dönerek kolundan tuttum.

" Hiçbir şey olmadı. Demir bey bana bir şey sordu da. Neyse hadi gidelim artık." Dedim. Demir bana bakıp gülerken, beni onaylarcasına kafasını salladı.

" İyi o zaman hadi gidelim. " dedi Alara. Arkamızı dönmüş giderken Demir'in sesi ile ona doğru döndüm.

" Eğer fikrini değiştirirsen, beni ara Umut. " dedi gülümseyerek. Elindeki kartı bana doğru uzattı. Kartın üzerinde bir numara yazıyordu. Aslında o kartı alıp, ona yedirmesini bilirdim ama Alara'nın anlamaması için almak zorunda kaldım. Sahte bir şekilde gülümseyip, Alara ile birlikte Cafe'den çıktık.

" Ne geçti aranızda? " dedi Alara. Aslında bu konu hakkında konuşmak istemiyordum ama Alara'dan bir şey saklamak da istemiyordum. En iyisi bir yerlere gidip sakin kafayla konuşmaktı.

" Anlatacağım ama önce sakin bir yere gidelim." Dedim. Alara kafasını olur anlamında salladı.

" Tamam o zaman sahile gidip oturalım." Dedi. Ben de onu onayladıktan sonra arabama bindik. Sahile doğru sürüyordum. Ikimizde konuşmuyorduk. Zaten en iyisi kimsenin konuşmamasıydı. Kafam çok karışıktı. O öküz kafamı karıştırmıştı. Birkaç dakika sonra nihayet sahile gelmiştik. Arabayı durdurduğumda etrafı bir sessizlik kaplamıştı. Sessizliği bozan ise Alara olmuştu.

" Anlatmayacak mısın? " dedi merakla. Yani aslında anlatmasam daha iyiydi. Çünkü hatırladıkta sinirlerim tepeme çıkıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra tüm olanları anlattım. Alara ise bana inanmayarak bakıyordu. Haklıydı bir insanın başına bir günde bunların hiçbiri gelmezdi. Benden başka kimsenin.

" Sen ne cevap verdin? " dedi heyecanla. Yüzüne mutsuz ve kızgınca bakarak cevap verdim.

" Ne diyeceğim ' hayır ' dedim tabiki. " dedim. Alara'nın yüz ifadesi birden bire değişti. Az önce heyecan ile bakarken, şimdi inanmayarak bakıyordu.

" Kızım sen deli misin? Ünlü ve yakışıklı biri bana evlenme teklif edecek ve ben kabul etmeyeceğim? " dedi ve gülmeye başladı. Onun bu haline bende gülümserken, telefonum çaldı. Telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım. Babam arıyordu. Çok özlemiştim sesini. Hemen telefonu açtım.

" Alo baba. " dedim gülümseyerek. Ama karşıdaki kişinin sesinin babam olmadığını anlayınca endişelenmiştim.

" Siz kimsiniz? Babam nerede? Babama bir şey mi oldu yoksa? " dedim korkarak. Sorularımı ard arda sıralarken, Alara ise bana merakla bakıyordu. Birden telefonum elimden düştü. Gözlerimden yaşlar akarken Alara ise bir bana bir telefonuma bakıyordu. Yerdeki telefonumu alıp kapattı. Ve bana döndü.

" Umut ne oldu? " diye sordu. Ama ben korkudan cevap bile veremiyordum. Kaskatı kesilmiştim. Haraket edemiyordum. " Ne oldu Umut?" Alara'nın bağırmasıyla kendime gelmiştim. Zar zor çıkan sesimle cevap verdim.

" B-babam hastaneye k-kaldırılmış. " dedim ağlamamı arttırarak. Alara bana sıkıca sarılınca ben de ona sarılmıştım. Ama içimde fırtınalar kopuyordu. Ve aklımda da tek bir soru. Ya babama bir şey olursa?

Merhaba arkadaşlar:) üzgünüm bölümü geç paylaştım. Okul bittikten sonra yazacaktım ama kursa gidiyorum. Bu yüzden yazamadım. Bu bölümü çok beğenerek yazdım. İnşallah sizlerde beğenirsiniz. Eğer beğendiyseniz. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Kitap hakkında soru sormak isterseniz veya değiştirmemi istediğiniz bir yer olursa yoruma yazabilirsiniz. Şimdiden hepinizi iyi tatiller :):):)

Tut SözünüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin