Sabah telefonumun alarm sesiyle uyandım.Giyinip,gevreğimi yedim.Bitirdikten sonra da bilgisayarda vakit geçirdim.Bir anda masa titredi,biri arıyordu.Hemen bilgisayarın yanında duran telefonuma baktım,arayan Selindi.Gıcık şey hala peşimi bırakmadı.Ama şeytanlar kolay kolay vazgeçmezlerdi. Bu da böyleydi.Telefonumu susturmak için kapattım.
Hava kararmaya başlamış,ne çabuk zaman geçti,anlamadım.Tam merdivenlerden çıkıp banyoya doğru didiyordum ki bir anda elektrikler gitti.Aniden olunca korktum.Geri döndüm,mutfaktan mum almam lazımdı.Ama etraf fazla karanlıktı,telefonumu da Selinden kurtulmak için kapatmıştım.Bir anda kapı açıldı,kapıda adamlar ve Selini görünce kaynar sular başımdan aşağı döküldü resmen.Sonra adamların çilingir olduğunu anladım.
Bu yaşananları görunce karanlıkta mutfak dolabının önüne çöküp gözlerimi kapatmışım.Selin kapıyı kapattı ve "Tuğce napıyosun bu karanlıkta yerde,süpriiiiizzz ben geldim,seni yalnız bırakamadım,neden telefonlarıma cevap vermedin çok merak ettim?"dedi.Daha geldiği gibi beni sorularıyla felç etmişti.Bende"sen beni nasıl buldun"dedim.O da bana"o da bende kalsın"dedi ve göz kırptı.O an onu boğasım geldi,yine kurtulamadım bu iblisten dedim iç sesimle...