ΠKürtajΠ

2K 108 14
                                    

Kitapların ve filmlerin sonlarını merak ederiz..

Kitabı bitirmeden son sayfaya bakar, filmleri izlemeden ileri sarıp son sahneyi izleriz...

Peki, ya bizim hikayemiz.?
Hangi kahraman hayatımıza sıçacak, hangisi bizi tekrardan canlandıracak. Sonunda kavuşacak mıyız gerçek aşka, yoksa yanlız mı öleceğiz bu hayatta..?

Hiç birini bilmiyoruz, ileri saramıyoruz, son sayfasını okuyamıyoruz...

Sadece ve sadece bekliyoruz...'

ΠΠΠ

Elimdeki kahvenin sıcaklığını umursamadan sıktım. Gözlerimden düşen bir kaç damla yaş kahveyle buluşurken yaptığım tek şeh buruk bir tebessümdü. Kendimi berbat hissediyordum. Derin bir soluk çektim. Başım çok feci ağrıyordu.

-"Oysaki ben üzerimden Kara'nın tüm izlerini silmeye çalışıyordum Efe, şimdi bana çok büyük bir iz bıraktı. Silemeyeceğim kadar büyük..." sesim kısık çıkması tam bir acizlikti. Sigara yakmak istiyordum. Derince içime çekmek ve ağzımdaki o acı tadı hissetmek istiyordum ama içemiyordum. Benim yüzümden içimde yaşayan bir canlıyı zehirlemek istemiyordum.

-"Büşra ben cidden... Imm, yani ne diyeceğimi bilemiyorum. Yorum yapmayacağım, sen ne istersen anlat ben seni sabaha kadar dinleyeceğim." kafamla onayladım. Gözlerimi kısa süreliğine kapattım.

-" Eskiden dizlerimdeki yara bandı ile kapanacak yaralarıma 'anne!' diye ağlardım. Şimdi göğsümün tam ortasında siksen kapanmayacak yaralara 'Kara' diye ağlıyorum. Amına koyim!" diye hayıflandım. Gerçekten bu kadar acınadacak duruma düşmeyi beklemiyordum. Ne hissetiğimi, sırtımdaki yükün ne kadar büyük olduğunu anlatamazdım.

-"Sevmişti sanki. Bana hiç gelmemişti, bana öyle gelmişti belkide. Hayal dünyamın gariban vatandaşıyım. Ama yinede ona kızamam.. Patlak bir ampulün güneş olmasını umdum... Ne acı..." içimdekiler yavaş yavaş seriliyordu işte bir şekilde. İçimdeki acının tarifi yoktu ama içimde tuttuklarımı biraz olsun dökmeliydim ama olmuyordu boğazıma oturan yumru buna izin vermiyordu. Acıyla kıkırdadım.

-"Son sözümde 'Ben sessiz Fırtınaların Kızıyım, nereden eser nereden gürlerim bilinmez' demiştim. Ah! Şimdi görse bu Fırtınaların kızını götüyle gülerdi. Bu kadar güçsüz olmam çok kötü Efe." ağzımdan bir hıçkırık kaçarken Efe hızla ellerimi tuttu.

-"Sen benim hayatımda gördüğüm en güçlü insanlardan birisin Büşra! Sakın! Sakın güçsüzüm deme! Dayanacağız güzelim! Hepsine dayanacağız!"

Ağzımdan ardı ardına hıçkırıklar çıkarken kafamı Efe'nin göğsüne yasladım.

Ne kadar süre geçti ve biz böyleydik bilmiyordum. Kafamı biraz kaldırıp derin bir soluk aldım.

-"Kürtaj olacağım." Efe hiddetle bana döndü.

-"Kafayı mı yedin sen Büşra! Suçsuz bir sabiye nasıl kıyarsın sen!" kafamı iki yana salladım.

-"Yapamam Efe! 17 yaşıma bile daha yeni girdim ben! Bu sorumluluğu nasıl taşırım! Hele ailem! Nasıl bakarım bir daha yüzlerine!" gözümdeki yaşı sertçe sildim. Yapazdım, bu çocuğa bakamazdım.

-"Büşra, güzelim! Yalvarırım iyi düşün! O daha minicik. Daha mercimek tanesi kadar, günahsız bir melek o! Nasıl kıyabilirsin! Anne sayılırsın sende!" ağlamamak için direnirken çenem titremeye başlamıştı bile.

-"Yapamam! Yalvarırım beni de anla Efe! Ben anne olamam! En önemlisi ben babamın yüzünü yere eğemem!"

-"Bak güzelim gerekirse tecavüze uğradı deriz! Olmaz! Yapma lütfen!" kafamı iki yana sallamam.

Fırtınaların KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin