-"O bebeğin senden olduğuna nasıl bu emin olabiliyorsun?!"Dudaklarımdan çıkan sözlere ben bile inanamamıştım. Kabul etmeliyim ki bu çok ağır olmuştu.
Kara'nın yüz ifadesini ilk kez bu kadar farklı görüyordum. Şaşırmıştı, ilk kez onu bu kadar şaşırtmıştım.
Şaşkınlığını kısa sürede atıp o muazzam kaşlarını çattı.
-"Senden de bu beklenirdi zaten." yanımdan geçip arabasına binerken put gibi dikili kalmıştım.
Senden de bu beklenirdi zaten...
Altta kalmaktan nefret ediyordum, özellikle Kara'ya karşı. Ama şu sözünün üzerine söylenecek söz bulamadım. Beni bu kadar aşşağılık biri olarak tanımlaması... Gerçekten can yakıcıydı.
Araba kornası ile iki adım geriledim ve önümden son hız giden Kara'nın arabasına baktım. Elim direk karnıma giderken gözlerimden süzülen iki damla yaşı sildim.
Ve Kara yine yapacağını yapmıştı. Bir kez daha beni darmadağan yapıp gitmişti. Hep böyle yapıyordu işte, sorun buydu. Kafamı önüme eğip sallana sallana yürümeye başladım. Bir yandanda Efe'nin bana dinlettiği sarkıyı kendi kendime mırıldandım.
-"Tenin zindan,
Fikrim düşman,
Kalan mağdur,
Giden pişman..."Derin bir nefes aldım. Kalan mağdurdu ama işin kötüsü giden pişman değildi. İşte bu can yakıcıydı.
-"Büşra!" tanıdık ama hatırlayamadığım ses ile arkamı döndüm. Hızla göz yaşlarımı sildim. Bu kokteyl gecesi Kara'nın yanındaki kadındı. İsmi Elif olmalıydı.
-"Merhaba tatlım." samimi sözleri insanı feth edecek cinstendi. Yüzüme hafif bir tebessüm taktım.
-"Merhaba." sesim biraz kısık çıksada umursamadım. Yanında benim yaşlarımda kendisine çok benzeyen bir oğlan vardı. Aynı mavi gözler, aynı sarı saçlar, aynı buğday ten... Gerçekten hoş ve güzel bir kadındı, bunu söylemesi çok acıydı ama yakışıyorlardı sanki...
-"Ben Erdem." elini uzatan oğlanla el sıkıştık.
-"Büşra." demek yeterliydi.
-"Tatlım kötü görünüyorsun." kafamı iki yana salladım. Yine soğuk soğuk terlemeye başlamıştım.
-"Hayır iyiyim, izninizle." deyip hızla yürümeye başladım. Tramvay ile şu an uğraşamayacaktım. Taksi durağına doğru yürürken telefonum çalmaya başladı. Cebimden çıkardım, Efe arıyordu.
-"Alo?" sesim kötü olduğunu fazlasıyla deşifre ediyordu.
-"Aldırdın mı?" soğuk çıkan sesi ile küçük bir hıçkırık çıktı ağzımdan.
-"Hayır, tam vaz geçecek iken Kara geldi."
-"Ne, sana bişi yaptımı!?" etraftaki bir kaç kişinin bakışları bana dönerken göz yaşlarımı sildim.
-"Hayır ama hamile olduğumu öğrendi."
-"Hay aksi! Kesin anlamıştır." anılar gözümde canlanırken zorla yutkundum.
-"Ona bebeğin ondan olmadığını söyledim."
-"Oha!" taksi durağına yaklaştığımı farkedince derin bir soluk aldım.
-"Efe kapatmalıyım." konuşmasına izin vermeden yüzüne kapattım. Biliyorum bu kabalıktı ama zamanım yoktu. Üzerimde okul kıyafetleri vardı, çıkış vakti gelmişti ve eve yetişmeliydim. Rasgele bir taksiye bindim ve adresi verdim. Geriye yaslanıp gözlerimi kapattım.
ΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠΠ
Yüzümdeki ve hareketlerimdeki durgunluk ailedeki herkesin dikkatini çekiyordu. Sadece aile değil öğretmenler ve arkadaşlarım bile bendeki değişimin farkındaydı. İlk günün aksine artık kimseyle doğru düzgün konuşmuyordum. Sadece Semira vardı. Ona da daha söyleyememiştim hamile olduğumu.
Derin bir soluk aldım ve matematik problemine kafa yormaya çalıştım ancak bir etkisi yoktu. Son dersteydik ve bu gün psikoloğa gidecektim. Müdür yardımcımız ve bir kaç öğretmen evimizi ziyaret edip oradaki durumu kontrol etmişlerdi. Ancak evde bir problem olmadığını anladığı anda ruhsal bir problemin olabileceğini ön görüp sözde güvenilir bir psikolok önermişti aileme. Ancak onların psikoloğunu reddedip Efe'nin yardımı ile iyi bir psikolok bulmuştuk.
Son zilinde çalması ile herkes çıkarken çantamı toplayıp Semira'nın yanına gittim. Sınıf tamamen boşalınca direk konuya daldım.
-"Ben hamileyim." sessiz söylememe rağmen duymuştu. Şaşkınlıkla bana bakıyordu, sanırım bir nevi şok gibiydi.
-"Ne?! Büşra sen, nasıl... Kimden? Kara mı?" kafamı onaylar anlamda salladım. Şaşkınlıkla açılan ağzını eli ile kapattı. Semira'ya çok güveniyordum. Çünkü oda çok şey yaşamıştı. Aile yaşantısı bölük pörçüktü. Anne ve babası boşanmış ve aile içi bir çok sorun çıkmıştı. Gözlerim dolarken gelip bana sarıldı.
-"Ne olursa olsun yanındayım kardeşim, sen benim kardeşim sayılırsın." kollarımı sıkı sıkı sardım ve hıçkırıklarımı bıraktım. Gerçekten dolmuştum ve buna ihtiyacım vardı.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama kendimizi ayırdık. Kendimi toparlayınca beraber aşşağı indik. Abim çoktan gelmişti. Semira ile son kez sarıldık. Ben arabaya doğru ilerlerken o da otobüs durağına doğru yol aldı. Arabaya kendimi attım. Arabadaki klima içeriyi fazlasıyla soğuk yapmıştı. Bedenim mayışırken kasıklarım ağrımaya başlamıştı.
Kısa sohbetler sonunda kliniğin önünde durunca ben arabadan indim.
-"Bir saat sonra alırım seni." kafamla onayladım ve klinik kapısına ilerledim. Sekreter kız beni görünce oturmam için koltukları gösterdi. Kafamla onaylayıp oturdum. Kafamdaki kurguları düşündüm. Tabiki ona bir şey anlatmayacaktım. Sadece hissettiklerimi anlatacaktım kısaca.
İsmimi duymamla odaya ilerledim ve bana tatlı tatlı gülümseyen kadının karşısına oturdum.
-"Merhaba canım." bana olan sevecen bakışları ile tebessüm ettim.
-"Merhaba." sesimi nedense hep kısık kullanıyordum bu aralar, mecalim yoktu.
-"Tatlım fazla uzatmayacağım, beni yakın arkadaşın gibi görmeni istiyorum. Bana ne hissetiğini anlat." derin bir nefes aldım.
-"Bir süre önce herşey iyi gibiydi, ancak birisiyle tanıştım ve bana insanlara güvenemeyeceğimi gösterdi. İnsanlara güvenim bitince kendim dahil herkesten nefret etmeye başladım. Sonra bir kaç anlatmak istemediğim olay sonrası canım çok acıdı. İlk kez fiziksel darbe almadan canım acıdı. O kadar acıdı ki kendime zarar vermeye başladım." beni dikkatle dinleyen kadına baktım. Yüz ifadesi beni anlamaya çalışırmış gibiydi.
-"Ne gibi zararlar." elim ile sol kolumdaki ince ceketi sıyırdım ve iki hafta öncesine ait jilet izlerini gösterdim.
-"Bu tür şeyler seni rahatlattı mı yoksa zevk mi verdi.?" kafamı iki yana salladım.
-"Rahatlattı." kafasıyla onayladı ve önündeki küçük kağıda bir şeyler karaladı.
-"Daha fazla dinlemeye gerek yok.Bu yaşadıkların depresyon canım. Senin yaşındaki herkes yaşıyor. Bu ilaçlar sana iyi gelecek." bana verdiği reçeteyi alıp dışarı çıktım ve abimi beklemeye başladım. Depresyonmuş, peh!!! Daha dinlemedin bile!!!
Elimdeki kağını yırtıp attım. Al sana depresyon!!!!!************
Selam!!!!
İyi okumalar!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınaların Kızı
RomanceSert aşk-2 ΠΠΠΠΠΠ -Bu kitapta anlatılanlar gerçektir ama herkesin gerçeği aynı değildir.- ΠΠΠΠΠΠ Kara yanıma gelip rutin kontrolleri yaparken kalbimi yakan o soruyu yönelttim. -"Beni neden aldattın Kara, bize neden ihanet ettin?!" tansiyonumu ölçen...