Arkamdaki ses tüm vücudumu uyuşturmuştu. Belli belirsiz sırtıma vuran nefes beni eritiyordu. Özlediğim koku burnuma dolarken, kesik kesik gelen kadın parfümü yanında birinin olduğunun ispatıydı.
Üzerinde bir başkasının kokusu vardı işte buna ağlanırdı...
Yerimde mıhlanmışken Efe bunu anlamış olacak ki kolumdan tutup beni yanına çekti. Nasıl bir ifade vardı suratımda bilmiyorum ama kafamı kaldıramıyordum. Yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum. Efe ile birşeyler konuşuyorlardı duyuyordum ancak algılarım o kadar açılmamıştı. Önüme gelen ele baktım. Bir ay önce sıkı sıkı tuttuğum ele...
-"Merhaba ben Kara Ulay!" tanımamış gibi, yeni gibi, sıfır gibi... Kendime zar zor cesaret verip kafamı kaldırdım. Aman Allahım o simsiyah gözler, vücuduna oturan takım elbisesi, yeni yeni çıkan sakalları...
Ellerine sağlık tanrım, o çok güzel olmuş....
Önümde asılı kalan eli zorla tuttum. Bin volt elektiriği vücuduma yemiştim. Terli ellerim onun sıcacık elleri ile birleştiğinde bu elleri ne kadar özlediğimi bir kez daha anladım. Ufak bir tokalaşma sonrası içim yana yana bıraktım elini. Yanında bana samimi bakışlar atan kadında elini uzattı.
-"Merhaba, bende Elif." elini kibarca tuttum.
-"Büşra." kısa cevabım ile ellerimizi ayırdık.
Gözlerim yavaş yavaş buğulanırken izin isteyerek yanımızdan ayrıldılar. Ben ise sadece arkalarından baktım. Kara'nın kolunu hiç bırakmayacak kadar sıkı tutan kızı ne kadarda kıskanmıştım.
Tüm vücuduma binlerce iğne batırıyorlardı sanki. Tam göğsümün ortasında bir patlama oldu, parçaları tüm bedenime battı.
Ben burada eriyip biterken sen orada o kadına umut oluyorsunya geleceğin varsada gelme...
Kafamı önüme eğip hayal kırıklığımı yaşadım. Canım o kadar acıyordu ki anlatılmazdı. Dişlerimi bitbirine geçirip ağlamamak için direndim. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve üçe kadar saydım. Bu eskiden annemin beni sakinleştirme yöntemiydi.
3...2...1...
Derin bir soluk aldım. Şimdi daha iyi gibiydim sanki.
-"Üzülme kelebeğim, bu günü atlatırsak yarın diye birşey yok." Efe'nin sesi ile kafamı dikleştirdim ve tebessüm ettim. İzlendiğimi biliyordum. Kara'nın gözleri üzerimdeydi. Ama bu hiç bir şeyi değiştirmiyordu işte...
Lüks mekanda keman sesi duyulduğunda sesin geldiği yere çevirdim bakışlarımı. Canlı müzik...
Bir kaç çift ortaya geçip hafifçe salınarak dans ederken görüş açıma bizim grup girdi. Kısa bir selamlaşma sonrası bana şaşkınca bakıyorlardı.
-"Lan sonunda kıza benzemişsin Büşra.". Kaşlarımı çatıp smokini ile mütiş duran Can'a baktım.
-"Harbi lan. Biz seni halı sahada defansa koyarız diyorduk." gözlerimi devirmeden edemedim. Sende mi Atılgan(!)
-"Karışmayın lan benim meymuşuma biz dans ediciyik." kafamı iki yana salladım. Ah Efe ah....
Efe'nin uzattığı elini tuttum ve beni ortaya yönlendirmesine izin verdim. Bize bakarak fısıladaşan insanları umursamadan ellerimi Efe'nin omzuna koydum. Onunda elleri benim belimi kavrarken Kara ile göz göze geldik. Soğuk bakışları sanki suçlu olan taraf benmişim gibi vicdan azabı çektiriyordu. Bakışlarımı kaçırıp yavaş tempoda dans ettik.
Bir anda gelen karın ağrısı ile kaskatı kesildim. Lanet olsun!! Gözlerimi sıkıca kapatıp derin derin soluk aldım. Yine soğuk soğuk terliyordum. Alnımdan akan bir damla yaş ile küçük bir küfür savurdum. Menepoza girmiş kadınlar gibiydim sanki.
-"Güzelim bir sorun mu var?" Efe'nin fısıltısı ile zorla dudaklarımı araladım.
-"İyi değilim." kafasını sallayıp elimden tutup kimseye birşey demeden çıkışa götürdü.
"Hastalanmış galiba baksana."
"Kötü görünüyor."
"İyi olmuş sürtüğe."
Duyabildiklerim sadece bu kadardı. Efe valeden anahtarı alırken ben arabaya bindim. Patlayan flaşlar ve sorulan sorulara cevap vermeden Efe arabaya binip gazı kökledi.
-"En yakın hastahaney-"
-"Hayır!" dedim hiddetle. Camdan gördüğüm nöbetçi eczane tabelası ile bağırdım.
-"Efe! Durdur arabayı!!!" araba acı bir frenle durarken Efe bana endişe ile bakıyordu. Kokteyl boyumca zor tuttuğum göz yaşlarını serbest bıraktım.
-"E-Efe, eczabeden hamilelik testi alır mısın?!" Efe'nin bana şaşkı bakışlarını umursamazken ağzımdan bir hıckırık kaçtı.
-"Yoksa sen ve Kara?" derden kafamı onaylarcasına salladım.
-"Aman Allahım!" diyerek inen Efe'yede mahçup olmuştum. Karnımın ağrısı dinerken kalbimin ağrısı baş göstermişti ve ben bu kalp ağrısındansa binlerce yıl karın ağrısını çekmeyi göze alabirim.
Kapının kapanması ve önüme konulan poşete baktım. Öyle umutsuzdum ki...
**********
57,58,59,60...
Tam üç dakika dolmuştu ama ben cesaret edip bakamıyordum sonuca.
-"Büşra sonuç ne?!" eczaneden sonra direk Efe'nin evine gelmiştik çünkü şu an tek müsait ev burasıydı.
Art arda çalınan kapıya dayanamayıp lavabonun kapısını açtım. Efe direk lavabonun mermerindeki testi alırken gözlerimi kapattım.
-"Sen buna işedin mi?!" gözlerimi pörtletip kahkaha atan Efe'ye kötü bakışlarımı attım.
-"Efe gebertirim seni! Sonuç ne bak çabuk!" Efe testi çevirdi ve gözlerini pörtletti.
-"Yaşasın anne oluyorummmm!!!!" gözlerimi kocaman açtım.
-"Şaka şaka sen anne oluyorsun primcesim." diyen Efe ile küçük bir küfür savurdum...
Siktir!!!!
Şimdi ne yapacaktım?
Doğuracak mıydım?
Aldıracak mıydım?
Yoksa Kara'ya mı soracaktım?????**************
Selam!!!!! Kısa bir bölüm ama ilham gelmiyooooor!!!!! Neyse iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınaların Kızı
RomanceSert aşk-2 ΠΠΠΠΠΠ -Bu kitapta anlatılanlar gerçektir ama herkesin gerçeği aynı değildir.- ΠΠΠΠΠΠ Kara yanıma gelip rutin kontrolleri yaparken kalbimi yakan o soruyu yönelttim. -"Beni neden aldattın Kara, bize neden ihanet ettin?!" tansiyonumu ölçen...