ΠSenden Kurtuluşum yok mu Kara?!Π

2.1K 82 4
                                    

Tamı tamına bir ay daha geçmişti. Ramazan ayı bizi terketmişti, oruçlar bitmişti. Dün geride bıraktığımız bayramın yorgunluğu üzerimdeydi. İnsanın kıçı bile ağrır mı ya?

Sağolsunlar misafirler evimizi hiç terk etmemişti. Bu nedenle götüm yere deymemişti. Bu gün internetten yazlık iş bakacaktım. Çalışıp kendi okul harçlığımı çıkaracaktım. Sürekli babama yüklenmek istemiyordum çünkü.

Telefonumdan ilanlara bakaya devam ettim. Geneli ya ağır işlerdi yada sigortalı işlerdi. Daha 17 yaşıma yeni girmiştim. Yani sigorta işlemiyordu. Umutsuzca telefonumu yanıma koydum ve içerde klimanın önüne geçmiş serinleyen annemin yanına gittim. Yiğenlerim televizyona öyle odaklanmıştı ki, şurada striptiz yapsam haberleri olmazdı. Klimadan gelen ses ile anneme baktım. Ben ter içindeydim, bu kadının amacı neydi?

-"Anne niye kapattın ya?!" dedim hayıflanarak. Antalya'nın o nemli sıcağı ile kıçımdan ter akıyordu.

-"Üşüdüm kızım." dedi masum masum. İki sene önce menepoza giren annemin klasiğiydi bu... Hava olmuş 45° derece kadın üşüyor. Gidip elinden kumandayı aldım ve klimayı açtım.

-"Ay kızım üşüyorum!"

-"Anne az öteye yat o zaman ya!" homurdana homurdana yerini değiştirmesi ile kendimi klimanın önüne saldım. Terlerim yavaş yavaş yok olurken ferahlamış hissettim kendimi. Gözlerimi ağır ağır kapatırken kapının vahşice açılması ile irkildim.

-"Açılın yanıyom!" içeri dalan ablam benim yanıma attı kendini.

-"Büşra iş buldum bize." kafamı ona doğru çevirdim.
Biz?

-"Biz mi?" kafasıyla onayladı.

-"Bir şirkette satış idaresinde çalısacağım, sende getir götür falan." bak ya!! Ona masa başı bana amelelik. Gözlerimi devirdim. Paraya ihtiyacım vardı. Geçici olarak çalışa bilirdim, sanırım?

Kafamla onayladım ve klimanın verdiği huzur ile biraz daha yayıldım. Kendimi biraz olsun iyi hissederken şu iş meselesini düşünmeye başladım.

ΠΠΠΠΠΠΠΠΠ

Soğuk bakışlarını karşısında ona tebessüm ile bakan Eliften çekti ve önündeki evraklar ile ilgilendi genç adam. Ancak Elif bir türlü susmak bilmiyordu.

-"Hani Büşra'yı iki hafta önce yanına alacaktın Kara, ne değişti?"
Ne değişti?
Tabiki çok şey değişmişti.
Evet, planlarına göre iki hafta önce Büşra'yı yanına alacaktı, Özgür iti karşısına çıkmasaydı.

-"Seni ilgilendirmez!" genç kız abartılı şekilde gözlerini devirdi.

-"Tabiki ilgilendirir! Senin sayılı arkadaşlarındanım, ayrıca kardeş holdingin varisiyim ben, şimdi dökül bakalım." genç adam derin bir soluk çekti.

-"Özgür iti yüzünden."

-"Neden, ne yaptı ki?" kaşları çatıldı adamın, o günü hatırladıkça sinirleri zıplıyordu.

-"İki hafta önce bir kutu geldi, Büşra'nın resmi parçalanmış şekildeydi ve kan izleri vardı. Büşra'yı tehlikeye atamadım ve yanıma almadım." genç kız dudaklarını büzdü. Kara'nın Büşra'yı ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Zor olmalıydı Kara için. Sevdiğine zarar vermemesi için ondan uzak duruyordu.

-"Başka bir yolu yok mu? Büşra hem yanına alıp, hemde korumanın?" kafasına iki yana salladı adam. Öyle bir yöntemi olsa bir dakika durmazdı. Büşra'yı eve kilitlese dahi zarar gelebilirdi, neticede babasıda annesini korumak için eve kilitlemişti. Ancak dört gün sonra annesi ve babası gözleri önünde vahşice öldürülmüştü.

Fırtınaların KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin