ΠHizmetçiΠ

1.8K 66 3
                                    

-"Abla ben çalışmak istemiyorum." dedim hayıflanarak. Kara ile yüz göz olmak istemiyordum.

-"Büşra biz seninle ne konuştuk, o herife karşı güçsüz kalma." omuz silktim sadece. Tam onu unuttum derken yine onu görünce kalbim deli gibi atmıştı. Onu öyle özlemiştim ki...

Dudaklarımı büzüp oturduğum yerde yayıldım.

-"Kızım oturmasana az git çalış!" omuz silktim. Az önce Kara Bey(!) beni odadına çağırmıştı. Hem üşeniyordum hem de gitmek istemiyordum.

-"Üşendim." dedim rahatça. Amacım tabiki de kovulmaktı, ablamdan hayır yoktu.

-" Ağlayan ağlasın sikine sırık bağlasın bunu alan oturup öğün öğün ağlasın! Kızım git lan!" ve annemin meşhur sözünü dile getirdi. Tabi bide bunun ikinci versyonu var.

'Ala dananın daşşa, yat aşşa aşşa!'

Gözlerimi devirip kalktım ve Kara beyin odasına doğru yol aldım. Sürekli kendime 'güçlü ol' demeyi ihmal etmiyordum. Kapıyı tıkladım ve içeri girdim. Sigara ile harmanlanmış Kara'nın kokusu yüzüme tokat gibi inerken bana soğuk bakışlar atan Kara'ya doğru ilerledim.

-"Buyrun Kara bey?" sesim yapmacıklığımı tamamen belli ederken soğuk bakışlarıyla beni arsızca süzdü.

-"Az şekerli türk kahvesi yap!" kaşlarım çatıldı. Zaten burada bir çaycı vardı.

-"Tamam." dedim dişlerimi sıkarak. Kara'nın odasından çıkıp hızlı ve sinirli adımlarla çay ocağına gittim. Hızlı bir biçimde az şekerli bir kahve hazırladım. Hazır gibiydi sanki kahve ama sanki bir eksik vardı...
Lan bunun köpüğü nerde!!!!

Aklıma gelen iğrenç ama güzel fikir ile içine tükürdüm. Köpük gibi olması için küçük bir diş kürdanı ile de karıştırdım. Sırıtarak arkamı döndüğümde bana yüzünü buruşturarak bakan bir kız gördüm. Sarı platinli saçları ve fazla açık giyimi ile dikkat çekiciydi.

-"İğrençsin! Nasıl Kara'nın kahvesine tükürürsün?!" tam açıklama yapacak iken durdum. Amacım kovulmak değilmek miyidi? Bu iyi bir şans olabilirdi.

-"Sanane!" dedim ve yanından geçtim. Arkamdan geldiğini biliyordum. O kadar topuklu ile herkes bilirdi. Kapıyı çalıp içeri girdim. Kara dosyalara gömülmüş iken yanına kahveyi koydum. Bana bakmadan kahveyi eline aldı ve dudaklarına götürdü ama içemeden içeriye platin saçlı girdi.

-"Kara bey! Sakın içmeyin ona bu kız tükürdü!!" Kara tek kaşını kaldırıp bana bir bakış attı.

-"Çık dışarı!!" aniden kükremesi ile sıçradım. Kız şaşkınca bakarken Kara sinirlenmişe benziyordu.

-"Ama Kara be-"

-"Kapımı çalmadan kimse giremez buraya! Çık!" diye kükremesi ile ile kız dolan gözleri ile dışarı çıktı. Sırıtmadan edemedim. Pis kaltak!

-"Doğru mu?" dedi kaşlarını çatarken. Yüzümdeki sırıtış sönerken omuz silktim.

Yavaşça ayağı kalktı ve kolumdan tutup beni masasına yasladı. Ellerini iki yanıma koyup üzerime eğildi.
Kalbim mehter marşı ile çarparken güçlü olmaya özen gösterdim.
Bir elini arkama uzatıp kahveyi aldı. Ben ona bakarken tükürüklü kahveden bir yudum aldı. Ben ona şaşkın bakışlar atarken dudaklarını yaladı. Bu hareketi ile kasıklarım horon teperken tek odak noktam o dudaklar oluverdi. Yeni çıkan sakallarının çevrelediği o dolgun iki et.
Siktir!!!
Östörojen hormonuma küfrederken o dudaklar tüm kahveyi içti!!!
Laaaannnn!!!!

-"Güzel olmuş." alaylı çıkan sesi ile şok geçirdim. Yüzüme yaklaşıp kahve ve sigara kokan nefesini üfedi. Yutkundum sadece. Ne itebildim ne de o dudaklara yapıştım. Sadece durabildim. Kasıklarım artık alev alırken tüm bedenim cayır cayır yanıyordu. Kendini geri çekip koltuğuna oturdu.

Fırtınaların KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin