3 YIL SONRADüğünde olan seyin üzerinden tam 3 yıl geçti. Bana sorsanız, her şey sanki daha dün olmuş gibi aklımda. Bebeğimi kaybedişim, ölümle burun buruna gelişim. Hatta ölüşüm..
Doktorların ve Yagiz'in anlattıklarına göre tam 1 dakika 38 saniye boyunca ölüymüşüm evet biliyorum manyak bi olay. Tabi o 1 dakika 38 saniyelik süreçte Yağız ve diğer herkes mahvolmuş falan filan. Sonra bi anda kalbim atmaya başlamış. Aslında filmlerdeki gibi Yagiz'in gelip kalbimi yumruklayarak "HAYIR, BENİ BIRAKIP GİDEMEZSİN" diye haykırarak ağlamasını tercih ederdim ama benimki mal gibi kalmış o sırada.
Bakmayın bu kadar kolay anlattığıma tam 1 yıl psikolojik tedavi gördüm. Gerçi bunu ben değil Yağız istemişti o ayrı bir tartışma konusu.
Benim bu 1 yıl süren, son derece gereksiz, tedavim sırasında Yağız ve Uygar, düğünümü mahvedip, bebeğimi benden alan piçleri bulmuşlar. İnanmazsınız ama o piçler yıllar önce anne ve babamın beni bırakıp gitmesine sebep olan kişiler.
Müşbela teyze ve ablası bu 3 yıl gibi uzun bir süreçte de ölmediler. Uygar'a kız bakıyorlar şimdi de. Aslında Müşbela teyzenin Uygar'da gözü var ama belli etmiyor çakal.
Hira ve Oktay beraberler ve o kadar tatlı bir kızları var ki size anlatamam. Ve benim adım da Sevda ise kızlarını oğluma alacağım. Ve evet oglum daha doğrusu oğlumuz.
Bunların hepsi size çok hızlı ve inanılmaz gelebilir ama inanın hepimizin hayatı düzene girdi.
Yekta Uğur. Isminin hakkını veren 1,5 yaşında harika bir oğlum var. Benim Uğur'um ve eşi benzeri yok. Benim oğlum diyorum ama ilk söylediği şey 'yemek' oldu. Gerçekten aylarca anne demesi için uğraştım ve ilk dediği şey oydu. Hatta 'mum, mother, ana' gibi şeyleri de denedim ama yok.
Yağız çalışmayı bıraktı ve şu anda baba parası yiyor. E ben olsam ben de yerdim diyeceğim de yiyorum zaten. Ay yicem tabi ölümden döndüm ben.
Hayatımızda başka önemli bir şey olmadı. Tabi bizim Kosta Rika'ya taşınmamız dışında.
Kıskanacaksınız biliyorum ama şu an bacaklarımı kumlara uzatmış margaritamı yudumluyorum.
Sadece 4 yıl önce okulunu bitirmek için, yaşayabilmek için çabalayan annesi ve babası olmayan bi kız çocuğuyken, şimdi harika bir eşi ve oğlu olan, hayatını yaşayabileceği en iyi şekilde değerlendiren bi kadınım. Artık bir hayatım var. Her ne kadar 3 sene önce benden almayı denemiş olsalar da.
Sol tarafıma döndüğüm zaman dalmış bir şekilde beni izleyen bir adam ve her gece uyumadan önce beni öpen bir oğlum var.
Ben hayatımın bu noktasına kolay gelmedim ve hiç bir zaman pes etmedim. Hayatım her zaman mükemmel değildi ama en kötü günümde bile gülümsemem vardı.
Aslında bu konuşmanın daha uzun olacağını düşünüyordum fakat söyleyecek pek bir şey de kalmamış.
Ben ağladım, güldüm ve sevdim. Acıdan da kacmadım asktan da. Siz de kaçmayın. Klişe olacak belki ama inanın her yağmurdan sonra gök kuşağı çıkar ve her gecenin sabahı aydınlıktır.
Ağlamak sizi güçsüz yapmaz ya da gülmek mutlu yapmaz. Her insan güvenilmez değildir ve kötülük daimi olmaz.
Karanlığa ışık tutarsanız o artık karanlık değildir demem o ki her şey sizin elinizde.
Belki iyi bir hayatınız yok, belki her seyinizi kaybettiniz ama umudunuz ve hisleriniz halâ sizinle. Hissetmekten ve umut etmekten vaz geçmeyin çünkü herkes gittiği zaman yalnızca onlar kalıyor elinizde.
Harika bir hayata gözlerinizi açabilirsiniz ya da berbat bir hayata gözlerinizi kapatabilirsiniz ama unutmayın o hayat da gözleriniz de size ait.
Umarım sizinle farklı bir zamanda ve farklı bir hikayede yeniden karşılaşırız. Her şey istediğiniz gibi olsun.
Ve ben şimdi Yekta'yı yatağına yatırıp bir bardak margarita daha alacağım..
Sevgilerimle...
Sevda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYEN TAKIM ELBİSE (BİR TÜRLÜ KITAP OLMUYOR)
Teen FictionHiç beklemediğiniz şeylerin ve hiç beklemediğiniz insanların hikayesi. 05/08/15