31. Bölüm

881 30 0
                                    

"Sevda bir şey sormam gerek, kapılardan geçerken eğilmen gerekiyor mu yani boynuzların çarpmasın diye ahhahahahahahahahahha" ne?

"Ada'cım ne söylediğini kulağın duyuyor mu senin? Bu da ne demek?"

"Onun kulağı duyuyor ama seninkinden emin değilim çünkü boynuz kulağı geçmiş ahahhahahahahahahahahha"  Emre Bey?

"Emre Bey? Bu ne kadar alakasız ve manâsız bir laf ya noluyo burda?"

"Noel babadan iş teklifi alıyon mu kız yıl başlarında? Senden iyi geyik olur" ay tövbe rabbim.

"Müşbela teyze aşkolsun sen böyle lafları nerden öğreniyorsun ya?" Allahım şu an ben ne yaşıyorum çıldırıcam.

"Her annenin başında taç vardır benim annemin başında boynuz var neden rabbım nedeeen?" Oha ama

"Yekta? Annem sen konuşmayı nasıl söküverdin ya elim ayağım titriyor şu an noluyo burda?"

"Hahahahahahahaha ne oldu Sevda şaşırdın mı? Yıllar önce bana varsaydın şimdi boynuzlarla gezmek yerine bir först leydi olmuştun."

"Ulan tofaşlı tüpçü kurtulamicam mı ben senden? Ay ben rüya görüyorum dimi ya? Böyle rüya da olmaz ki kabus bu kabus! Arkadan bi yerden de bi kadınla Yağız çıkar şimdi."

Duyduğum ağlama sesiyle arkamı döndüm. Ben mi kötü birisiyim ya? Yağız diz çökmüş ağlıyordu. Hızla yanına gidip yere çöktüm,

"Yağız? Noldu aşkım neden ağlıyorsun?" Ay pek de kibarım rüya falan fark etmez kibarlığımdan ödün vermem.

"Terk edildim Sevda." Ay nasıl içerlemiş ya rüyamda bile derdi bu,

"Yağız ben seni terk etmedim bak burdayım." Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı.

"Sen terk etmedin zaten seni aldattığım kadın terk etti hahahahahahahhahaahaha"

En sonunda çığlık atarak uyandığımda kan ter içinde kalmıştım. Rabbım bu nasıl bir kabustu ya?

Yavaşca yataktan kalkıp mutafağa yürüdüm. 1 bardak su katıp içeri geçtim.

"Ay töve bismillahirrahmanirrahim" içerde koltukta oturan kişiyi fark etmemle kaçsam mı yoksa ölü taklidi mi yapsam karar veremeyip bir yudum su içtim.

Aslan Sevo tezahüratları ile koltuktaki kişiyi biraz yaklaşıp bunun Yağız olduğunu fark ettim. Eee böyle bi manyaklığı Tofaşlı Tüpçünün yapcak hali de yoktu zaten.

Gidip tepesinde dikeldim. Leş gibi içki kokuyo mendebur herif. Ay böylelerine vericeksin sopayı çok afedersiniz ama...

"Yağız napıyon burda gecenin bi vakti allahaşkına?"

Yağız o konuşmamızdan sonra biraz düşünebilmem için ki birazdan kastı 4 saatcikmiş, eve bırakmış ve gitmişti. Sanırım biraz düşünme sürem dolmuştu.

"Sevdam ben seni düşün diye bıraktım ama senden çok ben düşündüm. Düşündükçe canım çıktı korkudan. Ya beni bırakıp gitmeye, bizden vaz geçmeye karar verirsen diye ödüm kopuyor. Dayanamadım. İçtim biraz tutayım kendimi dedim. Gidemedim evimize her yol yine sana çıktı." Allahım ne zaman konuşsa dilim dolanıyor ağlayıveresim geliyo ben niye yakasını bırakmadım ayrılığın?

"Yağız ya ben ne dicem bak şimdi." Dikkatlice gözlerimin içine baktı.

"Ne dicen Sevda'm?"

"Yağız ya.."

"Efendim Sevda'm"

"En iyisi evimize geri dönelim biz ya"

"Tamam Sevd- Ne? Nasıl yani?" Her an yerinden kalkıp üzerime atlayacakmış gibi durmasına karşılık kahkaha attım.

"En iyi ben artık şu ayrılığın yakasını bırakayım." Halâ aval aval suratıma bakıyor olmasına yeniden güldüm.

"Sevda'm kelime oyunu yapmasana zaten canım burnumda" tekrar güldüm ama bu defa gülümseymişti sadece,

"Bebeğim diyorum ki barışsak mı artık?" En son duyduğum şey 'Allaaaaaaaaaaah' nidaları ve en son hissedebildiğim şey de Yağız'ın boynuma atlamasıyla hissettiğim acıydı çünkü yere düştüğümde kolum kırılmış hastanedeyiz ya anlamıyorum 1 gün sadece 1 gün adam akıllı geçemez mi?

YÜRÜYEN TAKIM ELBİSE (BİR TÜRLÜ KITAP OLMUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin