21. Bölüm

6.6K 340 22
                                    

Açıkçası ne yazacağımı bilmiyorum yani kafamda birşeyler kurarak acmiyorum yeni sayfayı. Bu yüzden neler olacağını ben de sizden sadece bir kaç dakika önce öğreniyorum. Bunu da neden yazdığımı bilmiyorum skfjdk iyi okumalaaar :)))



Sadece 10 saniye süren telefon konuşmasında yüzü 888888 tane ifadeyi ard arda dizmişti. Sırayla; şaşırmış-korkmuş-yikilmis-kizgin-cok yikilmis ve sonunda telefonu kapattiginda bana döndü. 'Aha kötü bişey oldu.' Diye düşündüğümde bunu beklemiyordum. Duyduğum şey sadece 3 kelimelik bir cümle olsa da sayfalarca yazılmış şeylerden daha yıkıcı bir darbe etkisi yaratmıştı.

''Yenge, abim vurulmuş.''





Bazen öyle anlar olur ki, hani aldığınız nefes bile sizi rahatsız eder. İçinize çektiğiniz her bir nefes ağırlık yapar. Attığınız her adım geri geri gidiyormuşsunuz hissi uyandırır ya da oldugunuz yere yıkılacak gibi hissedersiniz. Tüm bunları yaşamama 3 kelime sebep olmuştu. Odadan koşarak çıkmış asansörü bile beklemeden merdivenlerden inmiştim. Uygar'da arkamdan geliyordu. Kendi arabama yönelince Uygar kolumdan tutup onun arabasına götürdü. Ama iyi de yaptı çünkü ben bu kafayla bir yerlere girerdim.

Tüm yol boyunca çok kötü birşey ile karşılaşmamak için dua ettim. Daha önce herhangi birsey için bu kadar endişe ettiğimi hatırlamıyorum. Yaşadığım kaybetme korkusunu en baba matematik profesörleri bile hesaplayamaz. Einstein belki.

Hastaneye geldiğimiz de arabanın durmasını bile beklemeden aşağı attım kendimi ve koşarak Danışma yazan yere gittim.

''Yağız Tan, vurulma'' kız o kadar gevşek ve yavaş hareket ediyordu ki hazır hastanedeyken onu hastanelik edebilirdim.

''Acele etsene lan'' Uygar arkamdan bağırdığında ben bile korktum.

''4. Kat 17 no'lu oda'' yine asansör falan beklemeyip koşarak merdivenlerden çıktık. Odaya alındıysa ciddi bişeyi yoktu ama yine de vurulmuştu sonuçta boru değil ya. Odaya bodoslama daldigimda Yağız'ın yalnız olmadığını gördüm. Filiz teyze, Hira, annem, babam ve canım(!) kardeşim Oktay bile burdaydi. Yağız'ın sol kolunu askıya almışlardı. Yatakta oturur pozisyondaydi.

Onu öyle görünce bağıra bağıra ağlamak istedim ama sadece gözlerimin dolmasiyla yetindim. Hâlâ kapıda duruyordum. Kendime sürekli 'birşeyi yok işte sapa sağlam karşında duruyor' desem de hareket edecek gücü kendimde bulamamıştım. Birden odada ki herkes ayaklandı ve bana doğru ya da kapıya doğru da olabilir geldiler. Uygar beni içeri doğru ittirip diğerleriyle birlikte çıkıp kapıyı kapattı. Kendimde hareket edecek gücü bulunca Yağız'a doğru koşarak gidip sarıldım.

''Sana bişey oldu sandım.''

''Biraz daha böyle sıkı sarilirsan olacak.'' Diyip güldüğünde geri çekilmek için hamle yaptım ama o sağlam kolu ile sıkıca sarıldı. Dakikalardır tuttuğum göz yaşlarım sonunda akmışlardı. Yağız beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktı. Sağ eliyle gözlerimin altını sildi.

''Neden ağlıyorsun? Sanki öldüm'' sağ omzuna vurdum.

''Salak salak konuşma ya'' diyip hıçkırarak ağlarken kafamı omzuna koydum. Batsın üstü hayvanın. Sanki öldüm ne demek ya.

''Özür dilerim hayatım gerçekten şaka yapmak için söylemiştim. Ne ölmesi saçmalama.'' Kafamı kaldırıp gözlerimi tişörtüne sildim.

''Nasıl oldu bu?'' Kim cesaret edebilirdi ki onu vurmaya, ya da kim böyle birşey yapmak isterdi?

''Evden çıkmıştım şirkete gitmek için. Kapıdan çıkar çıkmaz oldu. Korumalar hızla etrafımı sardı ve etrafa baktılar ama kimse yoktu. Yani kendini gizleyen bir tehididim var.''

''Ay çok ekşınlı ya'' Yağız'ın 'sen mal mısın?' Bakışlarını görünce utanarak devam ettim ''yani aşkım vurulman ekşınlı değil. Vurulacak olman ekşınlı ayy saçmaladım.'' Yağız gülerek bana bakıyordu. Birkez daha sıkıca sarılıp geri çekildim.

''Bak bundan sonra can yeleği giymeden çıkmak yok evden. Yemin ediyorum ben vururum seni.'' Çok ciddili bir bakış attım içini yaktım.

''Tamam aşkım'' kenara kaydığında ayakkabılarımı bile çıkarmadan yanına uzanıp başımı göğsüne koydum. Onu kaybetme düşüncesi yeniden aklıma dolunca kalbim sıkışır gibi oldu. Aklıma gelen şeyi söyleyip söylememek konusunda kararsızdım. Aman ciddiye almaz nasıl olsa diyerek konuştum. Ama çok erken karar vermiştim.

''Yağız, evlensene benle?''




Arkadaşlar yeni bölüm biraz geciktigi için üzgünüm.

+6 vote +3 yorum yeni bölüm.

Sizleri seviyorum öpüldünüüz :))))

YÜRÜYEN TAKIM ELBİSE (BİR TÜRLÜ KITAP OLMUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin