18. Bölüm

7.3K 394 15
                                    

*******

Girmez olaydım. Gördüğüm sıfat-ı şer hem gülme isteği uyandırmış hem de sinir kat sayımı son raddeye kadar çıkarmıştı. Bu ise sinirden güldüğüm anlamına geliyordu. Bana bakıp gülmesiyle omuzlarımı aşağı indirdim ve gözlerimi devirdim.

Tahminlerinizin Yağız olduğuna dair hislerim var lakin Uygar idi. Sinirleneceğimi bildiği için kendisi gelmemiş, değersiz askeri önceden gönderme tekniği ile Uygar'ı göndermişti. Yağız Bey'in şirketi bir anda reklamcılık sektörüne yatırım yapmaya karar vermiş ve biz de çok mutlu olmuşuz. Ne güzel.. Uyagar'a bu kadar teşekkür edip Yağız'ı boş bırakmak ayıp olur diye düşünerek mesaj atmaya karar verdim.

Ben;

Yeni yarı patronum, bu ortaklık için sizi ne kadar tebrik etsem azdır. Bu yüzden tebrik etmeyeceğim...

Balım;

Tebrik etmenizi rica ediyorum bayan çalışan, beni bugün bir akşam yemeğinde tebrik etmeye ne dersiniz?

Ben;

Bu bir teklif mi?

Balım;

Daha çok iş yemeği..

Ben;

Müşbela teyzeye sormam lazım PATRON.

Balım;

Bir iş yemeği için sayın ve değerli Müşbela teyzenizin iznine gerek olmadığına eminim ÇALIŞAN. Ve şu an diğer çalışanlarımdan olan Nalân hanım ile dosyaları inceleyeceğiz size iyi günler.

Odaya girdikten sonra big bass ile konuşmuştuk ve odama gecmiştim. Uygar da işi bitince yanıma gelecekti. Oturduğum şu fakir ama gururlu çocukların sandalyesinden hısımla kalktım ve sonra kalkmamın bi anlama gelmemesi sonucunda hısımla oturdum ve Yağız'ı aradım.

Balım Aranıyor...

Çalıyor..
Çalıyor..
Çalıyor..
Çalıyor..
Çalıyor..
Çalıyor..
Aradığınız kişi şu anda telef-

Balım Aranıyor...

Çalıyor..
Çalıyor..
Çalıyor..

''Alo?''

''Neden ilk aradığımda hatta ilk çalışında açılmıyor bu telefon? O Nalân, şu etek boyu olmayan aşüfte mi? Bana bak Yağız Tan, seni paramparça ederim. Ya sen nasıl dosyalara bakarsın? Bu bildiğin fısfıs İsmail taktiği. Tamam yapacaksan hobi olarak yine yap ama çaktırmadan yap böyle olunca olmuyor ki. Hem söyle bana, neden.ilk.aradigimda.bu.telefon.acilmadi?''

''Bi durda motorun soğusun hayatım.''

''Her ne kadar hayatım demen içimi eritse de Aslan Yürekli Sevo buna kanmayacak. Hemen bir açıklama istiyorum.''

''Açıklama yapayım hayatım ama seni utandırmak istemiyorum''

''Benim duymaktan utanacagim şeyler mi yapıyordunuz ha? Puh yüzüne Yağız! Doğmamış çocuklarımızdan utan. Müşbela teyzenin yanına oturtup Esra Erol izleteceğim sana. İntikamım çok acı olacak, o kadar acı olacak ki Müşbela teyzenin bir üst katında oturan ablası Hürbela teyzenin takma dişlerini koyduğu suyu içecek hale geleceksin. Sana yapacaklarım bitince tanınmaz hale gelecek, belki de büyük şehirlere kaçacaksı-''

''Hayatım toplantının ortasındayım ve sesin yüksek çıkıyor sence bu söylediklerini duymayan kalmış mıdır?''

Dediği şey gerçekten utanmama sebep olmuştu. Bags bani olup kulaklarımı birbirine dolamak sonra birden bırakınca yerin içine girmek, devekuşu olup kafamı kuma gömmek istemiştim.

''Tamam aşkım kolay gelsin sonra beni ara'' diye fisildayip usulca telefonu kapattım.

Resmen Mahallenin Aslan Yürekli kızı, Halisahaların vazgeçilmez forveti, yaşlı teyzelerin en sevdiği dedikoducu Sevo, bir kıskançlık tufanı yüzünden rezil rüsfa olmuştu. Gelinin kız kardeşiymişim de bukle yaptırdığım saçıma döktüğüm simler boğazıma kacinca can vermişim gibi hissediyordum, öylesine rezil, öylesine çaresiz... Akşam yiyeceğimiz yemekte konumuz benim salakligim olacak, Yağız benimle dalga geçecek ve gülecekti. Bense biraz bozulmuş, birazsa espiritüel yanı yıkılmamış ayakta genç kız olarak onun gülüşünü izleyecektim.

Düşündüm de işin ucunda onun gülüşü varsa, Nasrettin Hoca olup eşeğe ters binebilir, hatta Hürbela teyzenin takma dişlerini koyduğu bardakta çay bile içeb- yok ya o kadar da uzun boylu değil...

Rica ediyorum vote ve yorum atmayı ihmal etmeyin arkadaşlar. Bu saatte bölüm atıyorum biraz sayıdan ölmezsiniz.

+5 Vote ve +2 yorumda yeni bölüm.

YÜRÜYEN TAKIM ELBİSE (BİR TÜRLÜ KITAP OLMUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin