1 ay sonra :
Artık hayatımız fazlasıyla değişmiş değişik bir düzen almıştı hastaneden sonra eve geldiğimizde hala Oglumuza bir isim bulamamakla birlikte bir sürü sıkıntı bizi bekliyordu Oglum emmiyor daha dogrusu daha tam olarak emmeyi bilmiyor o ememeyincede gögüsüm taş gibi olup agrı yapıyordu.Onuda geçtim gecemiz gündümüz birbirine karışmıştı geceleri hiç durmadan aglayan gazı olan fındık kurdunu bir tek babası susturabılıyordu.şaşkındım evet hemde çok çünkü Arel bir gece bile deli gibi işi olmasına ragmen arkasını dönüp uyumamıştı.Fındık kurdunu kucagına alıyor sırtını okşuyor onunla konuşuyordu gerçekten onları seyretmek dünyanın en güzel şeyiydi ve bu sabah uyandıgımda fındık kurdunu beşiğinde bulamayınca deliye dönmüştüm geceliğimi bile giyemeden merdivenlerden aşağıya koştum evet ne yapabılırdım hiç birşey giymiyordum çünkü geceleri fındık kurdunu emziriyordum üstüme birşey giymek istemiyordum tabi birazda lohusalık beni azdırıyordu ama Arel hala başka odada yatıyordu bunuda Lohusalıgıma ve oglumla rahat uyumamıza veriyordu tabikide yalandı hala azda olsa mesafe koyuyordu ben merdivenlerden indiğimde Arel Fındık kurdunu kucagına almış şarkı söylerek evin içinde gezdiriyordu ikisini görünce içim rahatladı ama yinede derin bir nefes alıp koltuga oturdum;
-Çok korktum lütfen onu benden habersiz alma yerinden
-Uyuyordun Aslanımda aglıyordu bende rahatsız olma diye aldım ayrıca sen ne zamandır yatakta böyle yatıyorsun hiç birşey giyme bari
-Arel bebegım var benım ne giyeceğimi düşünecek halım mı var ver Fındık kurdumu
-Allahtan halin yok demek olsa neler giyeceksin al Aslanımı acıkmıştır karnı
-Oglum Bebegım Aşkım sen acıktınmı annem seni kaçırdılar mı benden güzel oglum al bakalım karnın doysun annem benım
Arelin bizi pür dikkat izlemesi sinirimi bozmuyor değildi ama ayrıca hoşuma da gidiyordu gögüslerimi sere serpe açmak muhteşemdi en azından hesap vermiyordum sonuçta oglumun yemegiyiydi değilmi tabi birazda abartarak heryerimi ortaya çıkarıyordum çünkü Areli biraz daha zorlarsa artık normale dönecekti.Beni izledikten sonra öksürüp kafasını salladı ve ceketini giydi;
-Ben cıkıyorum benden habersiz çıkma olurmu birşey istersen bana söyle
-Aslında bugun fındık kurdumla dışarı çıksak iyi olacak
-Neden nereye gidiyorsunuz
-Hem hava alırız hemde biliyorsun ki Yeliz haftaya evleniyor
-Tabı ya benımde Abim evleniyor neden unuttum ki kimle gidiyorsun pekı
-Aslında Esin ablayla gidecektim ama bugun ikizlerin aşısı varmış o yüzden Yelizle gidicem o benım ogluşumla ilgilenirken bende kıyafet deneyeceğim
-Hımmm pekı Bende Yelizide alır öyle gelirim poşetlerle dolaşmamış olursunuz
-Gerek yok ama sen bilirsin
-Görüşürüz aslanım anneye sahip çık
Arel Fındık kurduna göz kırpıp evden çıktı şapşal ya nediyebilirdim ki.Yukarıya çıkıp kısa bir hazırlıktan sonra Selma teyzenın hazırladıklarından çok az yedim çünkü dogum kiloları gidiyordu ama yavaş gidiyordu o yüzden hemen toparlanmalıydım Selma teyze Fındık kurduyla ilgilenirken bende Kahvaltımı yapıp çantayı hazırladım bebek arabasını çıkarttıgım anda Selma teyzenın sorusuyla resmen tokat yemişe döndüm desem dogrudur çünkü bunu hep unutuyorduk;
-Kızım bu yavruya biriniz fındık kurdu biriniz Aslan diyorsunuz şuncacıgın bir ismi olmayacakmı
-Selma teyze okadar haklısın ki inan çocuga isim takmaktan gerçek ismini unuttuk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka DEĞER
RomanceArel Ve Handenin hikayesi... Tüm cesaretimi toplayarak yanına gittim ve omuzuna kocaman bir öpücük kondurdum uyansada hiç birşey değişmezdi artık nede olsa o patronun ogluydu istediğini yapar ve alırdı.Ne diyecektim benimle yattın evlen mi tabık...