-Aras Güven-
"Ne söyledin ona?" diye sordum kendime hakim olmaya çalışırken.
"Kime ne söyledim?" dedi salağa yatarak.
"Beni sinirlendirme Burcu! Miray'ın yanından geçerken ona ne söyledin?" Gittikçe sinirlenmeye başlıyordum.
"Ha o mu?" dedi yeni hatırlamış gibi. "Ona teşekkür ettim." Kaşlarımı istemsiz olarak çattım.
"Ne için?"
"Şu an yanında duran kişi ben olduğum için." dediğimde şaşkınlıktan öylece baka kaldım. Tam bir şey diyeceğim sırada Cansu'nun telaşla bize doğru geldiğini fark ettim. Arkasında Esin, Güneş, Batu ve Arda vardı.
Cansu'nun ise söylediği ilk şey "Miray tehlikede!" olmuştu.
* * *
-Miray Üstün-
Gözlerimi zorlukla açtığımda ilk hissettiğim şey boynumdaki acı olmuştu. Ardından ise ellerimin bağlı olduğu. Bir saniye. Boynumda bir acı var ve ellerim bağlı. Zihnimi zamanda geriye aldım ve en son olanları hatırladım. Ah, boynuma bastırarak beni bayıltmıştı. Şerefsiz!
"Günsydın prenses." Duyduğum sesle arkamı dönmeye çalıştım ama sandalyeye bağlı olduğum için hareketlerim kısıtlıydı. Bir an gözlerim üzerimdekilere kaydığında şükrettim. Hala elbisemleydim. "Konuşmayacak mısın?" diye sorduğunda sırıttım. Bu halde bile gülebiliyorum, ne kadar normalim(!)
Dudaklarımı araladım ve "Allah senin belanı versin." diye mırıldandım. Boğazım çok kurumuştu ama ondan su isteyecek değildim.
"Sesin kısılmış, su ister misin?" diye sordu. Sanki karşısında küçük bir çocuk varmış gibiydi.
"Gebermeni de isterim." diye söylendim. Güldü.
"Ne kadar komik bir kız(!)" dedi alayla. "Dur sana su getireyim, sen benim misafirimsin sonuçta." dedi ve gitti. Sıkıntıyla iç çektim. Aylar önce bana gelip annen evlenecek, sen üvey kardeşine aşık olacaksın, sonra da sadist bir psikopat seni kaçıracak deselerdi ben buna kıçımla gülerdim. Gel gör ki şu anda kıçımı kaldıracak bile halim yoktu. Elinde bir bardak suyla gelip karşımda dizlerinin üzerine çöktü. Bardağı dudaklarıma yaklaştırıp "İç." diye emir verdi. Ağzımı açmadığımdaysa "Bu evde kurallara uyacaksın!" diye kükreyip suyu zorla içirmeye başladı. Birazı boynumdan aşağı akarken birazını da refleksel olarak yutmuştum. En sonunda bardağı çektiğinde deli gibi öksürmeye başladım. "İşte bu kadar." deyip bardağı masaya koydu.
"Bırak beni." dedim öksürmem kesilince. "Sen bırakmasan bile Aras beni bulacak." dediğimde güldü.
"Gerekirse öldürürüm onu, yapmadığım şey değil." dediğinde tüm kanımın çekildiğini hissettim. Beni öldürmesini bile düşünmüyordum şu an. Tek düşünebildiğim Aras'a bir şey yapma olasılığıydı. Aramızın kötü olduğunu hatırladım. Şimdi yanımda olsa, küslük umrumda olmadan sıkıca sarılırdım ona. Buradan kurtulduğumda da ilk yapacağım şey bu olacaktı.
"Yapamazsın." dedim sinirle. Gdü tekrar.
"Eğer kahramanlık falan yapmaya kalkışırsa, nede olmasın?" dedi. Gözlerinde insanlık adına hiçbir şey yoktu. Gözlerine baktığımda gurdüğüm tek şey sadist bir katildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY (Düzenleniyor)
Teen FictionHayattan çok fazla bir beklentim yoktu. Yalnızca beni annem kadar çok seven biri daha olsun istemiştim. Sanırım bu listenin başında da babam vardı. Kendisi birkaç yıl önce annemi çok üzmüş, sonrada yurt dışında kendisine yeni bir yuva kurmuştu. Biri...