6.Bölüm / Sopası Varmış

12.5K 485 35
                                    

Multimedia: Aras'ın Aldığı Elbiseyle Miray

Oldukça lüks bir lokantanın önünde durduğumuzda Aras bana dönüp "İşte geldik." dedi ve arabadan indi. Ben devasa binaya bakarken kapının önünde duran valelerden biri nazikce kapımı açtı. Ben indiğimde Aras'a dönüp "Hoş geldiniz efendim." dedi ve anahtarı aldı. Aras kolunu kırıp bana uzattığında şaşırsam da bir şey demeden koluna girdim. Bir masaya oturduğumuzda bir garson geldi ve siparişlerimizi sordu.

Ben bilmediğim dildeki yiyecek isimlerine bakarken Aras çoktan siparişini vermişti. Yüz ifademden anlamış olacak ki "Hanımefendiye de aynısından." dedi.

Garson gittiğinde "Beni zehirleyecek bir şey istemedin değil mi?" dedim kuşkuyla. Aras'dan beklerdim doğrusu.

"Bilmem belki de istemişimdir." Ona gözlerimi devirmekle yetindim.

Yaklaşık 15 dakika geçmişti, yemeklerimiz gelmişti ve biz hiç konuşmadan yiyorduk. Zehirlenmemiştim neyse ki(!) Biz yemeğimizi yerken arkada ki iki adamın konuşmaları dikkatimi çekdi.

"Ne yapacağım ben?" diye sordu biri. Sarhoştu.

"Ne oldu? Anlatsana." dedi diğeride mahallenin dedikoducu kadınları gibi.

"Geçen gün benim sekreterleydik..." diye anlatmaya başladığında devamını tahmin etmiştim. Karısını aldatmış olmalıydı. Annemde aldatılmıştı ve ben bu duruma fazla tepki gösteriyordum. Tam da tahmin ettiğim gibi "...uzatmaya gerek yok, karımı aldatıyordum işte." diye devam etti.

"Allah'ın sopası yok işte." diye mırıldandığımda Aras kısa bir süreliğine bana baktı.

Arkamızda ki adam ise sözlerine devam etti. "Karım yakaladı, üzerime bildiğin kaynar suyu boca etti, hastane de süründüm."

"Karısının sopası varmış." Bu sefer konuşan Aras'dı ve benim söylediğime gönderme yapmıştı. Yüzümde istem dışı bir gülümseme belirdiğinde ise "Söylediğim şey bu kadar mı komikti?" diye sordu.

"Yok hayır, o yüzden gülmedim."

"Neden güldün peki?"

"Yani şey..." Ona babamın annemi aldattığını söylemek konusunda kararsızdım ama... ona güveniyordum. "Babamla annem, babam başka bir kadınla beraber olduğu için boşandı. Ben de o yüzden güldüm..."

Hiçbir şey demeden öylece suratıma baktı. Sonra da yemeğini yemeye devam etti. Bende onun gibi yemeğimi yedim.

* * *

Yemeğimizi de yediğimiz zaman lokantadan çıkdık. Aras'a dönüp "Artık gitsek?" dediğimde başını onaylarcasına salladı.

Arabaya bindiğimizde tam yoldayken Aras'ın telefonu çaldı. Telefonu açıp kulaklığı kulağına taktı. "Alo.. Yine ne var?.. Sana artık gel dediğinde gelip, git dediğinde gitmeyeceğimi söylemiştim." Dudaklarımu ısırıp onu dinlemeye devam ettim. Acaba konuştuğu kişi Burcu muydu? "Anlasana artık, bitti.. Gelemem." dedi ve telefonu kapattı.

Oldukca sinirli gözüküyordu ve ben ağzımı açamıyordum. Bir süre arabada yalnızca Aras'ın sinirle alıp verdiği nefeslerin sesi duyuldu. Ta ki o konuşana kadar. "Doğru tahmin ettin, arayan Burcu'ydu."

Şaşkınlıkla ona baktım. "E-efendim?"

"Burcu'yla konuştum, zaten önceki konuşmadan bir farkı yoktu. Hani şu dinlediğin konuşma."

Şaşkınlığım daha da arttı. "S-sen biliyor muydun?"

Çarpıkça sırıttı. "Kendini belli etmediğini zannederken çok safsın."

ÜVEY (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin