"Kesinlikle telefonumda ne halt olduğu belirsiz numaraları silmeliyim"
Homurdanarak rehberimde geziniyordum. Jimin birkaç saniye bakıp ağzını açtığında söze atladım.
"Misal kıç yığını ne?"
Jimin kahkaha atıp kendisini gösterdi.
"Tanrım,eski numaramı böyle kaydetmiştin ya Hoseok"
Arkadaşıma birkaç saniye bakıp iç çektim. Şimdi ki haliyle o kıç yerine kas yazardım kesinlikle. Telefonu masanın üzerine sert bir şekilde koyunca birkaç kişi dönüp bize bakmıştı.
"Sen böyle birini hatırlıyor musun? Öyle kaydettiğim ve tarif ettiğim birini?"
Jimin'e merakla baktığımda Jimin cevap çoktan hazırmışçasına kafasını hayır anlamında salladı.
Kafamı masaya gömüp ofladım.
"Hadi ama Hoseok boşver onu. Gel ders başlıyor."
Boş vermeye çalışacaktım. Başka şansımda yoktu zaten. Ayağa kalktım ve telefon ile kitaplarımı alarak dersin olduğu sınıfa girdim.
Orta sıralardan birine geçtim. Jimin'de yanıma oturduğu gibi kafasını sıraya koydu. Üniversitenin en zor yanı hocanın ağzından çıkanları iyi not etmekti. Çünkü finallerde çıkacak soruları ayrıntısı ile yazacaksak bu 2-3 saat aralıksız süren dersleri iyi bir şekilde dinlemeliydik.Bu yüzden Jimin kadar rahat olamıyordum. Dersleri geçmem gerekiyordu. Zengin bir ailem yoktu Jimin gibi. Bir mağazalar zincirine sahip olsam bende rahat olurdum. Zaten Jimin'de bu gece derslerine benim için katlanıyordu. İyi bir arkadaştı açıkçası. Fazla iyi hemde.
Hoca sınıfa girdiğinde duruşumu dikleştirip yarısı dolmuş olan defteri açtım ve kalemimi elime aldım. Dersi anlatmaya başlamıştı bile.
Tüm düşüncelerimi bir kenara atıp dersi dinlemeye başladım. Dersin ilk 40 dakikasının bitimine kadar her şey harika ilerliyordu ki masanın üstündeki telefonumun ekranının yanıp sönmesiyle tüm dikkatim dağılmıştı. Ön sıradaki çocuğun hala not aldığını görünce ondan notları alabileceğimi umarak telefonumu elime aldım.
Yoon. ~ : Hey sevgilim nasılsın?
İşte unutmaya çalıştığım o kişi yine aklıma dolmaya başlamıştı. Alt dudağımı ısırıp telefonu masaya koydum. Cevap vermezsem anlayamazdı zaten değil mi?
Telefon yine titreşince ekrana baktım.
Yoon. ~ : Hadi ama hayatım. 3 yıl oldu özlemedin mi beni?
3 yıl mı? Saçlarımı geriye atıp parmaklarımı klavyede gezdirdim.
J.Seok : Seni tanımıyorum. Numaranı kayıtlı olduğu halde hatırlamıyorum. Kimsin sen?
Birkaç saniye sonra cevap gelmişti. Aklım daha çok karışıyordu.
Yoon. ~ : Nasıl unutursun beni anlamıyorum. Dün oysa kendimi gösterdiğimde hatırlayacağını ummuştum.
Demek gece olanları unutmayacak kadar az sarhoştu. Peki ya hatırlamam gereken birisi miydi ki? Öyle birisi olsa hatırlardım sonuçta.
Yoon. ~ : Anneannem de seni özledi meleğim.
Anneannesi bile beni biliyordu ve ben kim olduğunu bilmiyordum ha?
Bir geçmişimiz vardı kesinlikle ama o çocuğa dair tek bir iz yoktu aklımda.
Nasıl ilerliyorki acaba yaaa? ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eighteen ✴ YoonSeok ✔
FanfictionSeni 18 yaşımızdan beri sevdim. ||04.07.2016|| L.Series . 2