O kokuyu alabiliyorum sevgilim. Midem kasılıyor sanki ve hareket edemiyorum. Gözlerim odağını kaybetmeden önce tek görebildiğim yüzüme eğilen yüzün ve o iğrenç gülümsemen.
Sahi sen hep içten gülerdin. Ne değişti ki?
Ve sanki yok oluyorum sevgilim. Hava soğudu sanki. Beni...Sarmalamayacak mısın? Üşüyorum.
+++ (sonuna bu işareti koyduklarım rüya,kabus vs.)
Çığlık atarak uyanmıştım. Yanımda uyuyan Jimin korkuyla gözlerini aralayıp doğrulmuş ve gece lambasını açmıştı.
"İyi misin?"
Daha tam uyanamadığı için böyle saçma bir soru sorduğunu biliyordum ama cidden iyi değildim. Burnuma kötü kokular doluyordu ve kusacakmış gibi hissediyordum. Midem kasılıyordu. Ama ayağa kalkıp tek başıma lavaboya gidemeyecek kadar da korkuyordum.
Nemlenen saçlarımı geriye atıp titrek bir nefes bıraktım. Yavaş yavaş sakinleşirken buruk bir tebessümün ardından kafamı yastığa koydum.
"İyiyim."
Jimin suratını yüzüme yaklaştırıp dolgun dudaklarını elmacık kemiğime bastırıp gülümsedi.
"Ben uyanık kalacağım. Korkma ve rahatça uyu tamam mı?"
Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Bu birazda olsa rahatlatmıştı işte.
###
Kolilerin üzerindeki tozları silerken cidden öksürmeden edemiyordum. Tavan arası epey tozlanmıştı.
Hem burayı temizlemek birazda olsa kafamı dağıtmamı sağlamıştı.
Jimin gülerek bulduğu çocukluk albümüme bakarken bende en köşedeki minik kutuyu almıştım.
Yere bir minder sermiştim ve üzerine oturup kutuyu yavaşça açtım.
Kutunun kapağına yapışmış olan bir fotoğraf süzülmüştü yavaşça. Elime alıp ters dönen fotoğrafı çevirmemle gözlerim dolmuştu.
Jimin'e baktım. O baya odaklanmıştı albüme. Dolan gözlerimi ovuşturup diğer fotoğrafları elime aldım.
Arkalarına hep tarih düşülmüştü ve tüm fotoğraflar Yoongi ile benimdi. Baya yakındık.
Gülerken,o benim alnımı öperken,sıkıca sarılırken...
Fazla mutlu gözüküyorduk ve bu bir anlığına içimi ısıtmıştı.
Fotoğrafları Jimin'in görmemesi adına minderin altına koyup orta boy defteri çıkarttım.
Bir günlüğü andırıyordu. Sayfaları biraz buruşmuştu. Tabi burada çürümeye bıraktığım parçalardan birisiydi.
İlk sayfayı açıp biraz inceledim. Onunla alakalı notlar almıştım. Yaşadığımız güzel anları...
Bir dakika eğer onunla ilgili ise belki birkaç ipucu bulabilirdim.
Fotoğraflarla birlikte defteri de alıp arkama sakladım ve Jimin'e ithafen konuştum.
"Sen onlara bak ben biraz yoruldum. Aşağıda olurum"
Kafasını aşağı yukarı salladığında koşar adımlarla aşağıya inip odama girmiştim.
Defterin ilk sayfalarını hızlıca okumaya başladım. Güzel anılarla doluydu ve bir anlığına eskisi gibi olmak istemiştim.
İnkar edemezdim Yoongi'nin gözlerindeki parıltıyı görebiliyordum ama bazı şeylere açıklık getirmeden de bir adım ileriye veya geriye gitmek istemiyordum.
Zaten bir iki gündür ortalıkta yoktu. Kim bilir ne planlar yapıyordu.
İç çekip diğer sayfaya geçtiğimde kaşlarım çatılmıştı. Aramızda belli birkaç sorun oluşuyordu galiba. Ve belki de kavga ettikten sonra bir şeyler yapmıştı.
Durduk yere boğazıma yapıştığını ve sadece ona ait olduğumu ve kimseye yakın davranmayacağımı söylemiş.
Aşırı kıskançlık...
Yukarıdan gelen tıkırtılarla fotoğrafları defterin arasına sıkıştırdım ve yatağın altına ittim defteri.
Jimin odaya girip gülümsedi.
"Hey acıktım bir şeyler yesek dışarıda?"
Temiz hava iyi gelebilirdi. Tamam anlamında kafa sallayıp Jimin odadan çıkınca üstüme rahat birkaç şey giyinip kabanımı aldım ve Jimin'in yanına gittim.
Montunun içine iyice gömülmüş ayakkabılarını giyiyordu. Gülerek ayakkabılarımı giyinip kapıyı açtığımda parmağını zile götürmüş Yoongi'yi görmeyi beklemiyordum.
Günlük sayfalarını da anlatmalıyım yani yazmalı mıyım yoksa kabataslak şunu yazmışım falan tarzı geçmeli miyim? Ne istersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eighteen ✴ YoonSeok ✔
Fiksi PenggemarSeni 18 yaşımızdan beri sevdim. ||04.07.2016|| L.Series . 2