4⁴

2.9K 360 86
                                    

Hangi akıla hizmet evlenelim dedim bilmiyorum ama sabah kapıyı açtığımda yerde sayamayacağım kadar çok katalogla karşılaşmıştım.

Damatlık,ev dizaynı için falan işte. Katalogları incelerken bir sayfanın arasına sıkıştırılmış not kağıdını görmüştüm.

Elime alıp kusursuz bir şekilde yazılmış notu okudum.

Kahvaltını yaptıktan sonra. Saat 10'da hazırlan ve dışarıya çık. Bekleyeceğim.

Dün olanlar yüzünden Yoongi ile karşılaşmak istemiyordum. Ayrıca planım bir gün bile geçmeden bozulmuştu. Bu çok sinir bozucu olsada devam etseydim bu plana burada olmayacaktım artık. Kesinlikle Yoongi öldürürdü.

Fazla mı kıskançtı ne? Gülümseyerek dolaptan minik keklerin bulunduğu paketi çıkarttım ve katalogları kapatıp kenara koydum.

Jungkook ile dün gece korkudan birlikte yatmıştık ve Jungkook hala uyuyordu.

Paketteki minik karamelli kekleri bitirdikten sonra paketi çöpe attım ve duvardaki saate baktım.

Saat henüz 9 olmuştu ve bu bir saatte dün korkudan terlerin yapış yapış olduğu vücudumu yıkamalıydım.

Yavaşça yukarıya çıkıp odama girdim. Jungkook hala uyuyordu.

Yavaş adımlarla dolaba ilerleyip kıyafetlerimi ve iç çamaşır alıp odadan çıktım ve banyoya ilerledim.

Kapıyı kilitleyip kıyafetlerimi klozetin üzerine koydum ve duşakabine girip kıyafetlerimi çıkarttım ve suyu ayarlayıp yıkanmaya başladım.

Yıkanma işlemim tamamlanınca giyinip nemli saçlarımı havluyla kurulayıp bol bir ceket giyindim. Koluma taktığım saate baktığımda 9:52 olduğunu görüp kapıya doğru ilerledim.

Hava hala eksilerde olsada üzerimdeki ceketin yeterli olacağını umuyordum. Ayaklarıma botlarımı geçirip telefonumu kalça cebime yerleştirdim ve şapkamı takıp saçlarımın alnıma dökülmesini sağladım atkımı da gevşek bir şekilde takıp dışarıya çıktım.

Yoongi bahçe duvarına oturmuş sigarasını tüttürürken yavaşça arkasından yaklaşıp sigarasını elinden alıp yere attım ve ezdim.

'Ne yapıyorsun sen?' Der gibi kaşlarını kaldırdığında omuz silkip ensemi kaşıdım.

"Ehmm,yanımda içmezsen hoş olur. Sevmiyorum da."

Oturduğu yerden kalkıp elini uzattığında birkaç saniye baktım.

"Tutar mısın artık?"

Ciddi ses tonu içimi ürpertirken üşüyen parmaklarımı uzatıp elini kavradım. Biraz daha yaklaşıp ellerimizi cebine soktu.

Yanlış anlamasını düzeltmek istiyordum. Tamam evlenelim demiştim ama korkudan dediğim bir şeyin sorumluluğunu alamazdım henüz. Kızacaksa veya dövecekse de katlanırdım. Ya da kaçardım bilemiyorum.

"Yoongi"

Boğazımı temizleyip duruşunu biraz dikleştirdiğimde yandan bir bakış attı.

"Hmm?"

Dudaklarımda dilimi gezdirip sokakta bakışlarımı gezdirirken nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordum.

"Dün attığım mesajı ciddiye almamışsındır umarım."

Aslında evin önüne yığdığı kataloglardan gayette ciddiye aldığını düşünsemde kahkaha atıp kafasını sağa sola salladı. Derin bir oh çektiğimde mırıldandı.

"O çocukla yakın olduğunu görürsem o zaman ciddiye alırım."

Yutkunup kendimi savunmam gerektiğini düşünerek konuştum.

"Jimin'in suçu. Tamam yani ben dedim ama o da kuzenini getirdi ve seni gördüğümüz de böyle bir yola başvurdu yani sadece ev arkadaşım."

Her şeyi itiraf ettiğimi fark ettiğimde elimle ağzımı kapattım. Tekrar kahkaha attığında bir deponun önünde durdu.

"Bana işkence etmek için mi buraya getirdin."

İçeriden gelen seslere odaklanmaya çalıştığımda bu Yoongi'nin sesi ile bölünmüştü.

"Sadece hayatımı görmeni istiyorum sevgilim."

Ne kadar kaçabilirdim ki? Sadece içeride beni bekleyen şeyden korkuyordum.

Yavaş yavaş Yoongi'yi tanıyalım.

Eighteen ✴ YoonSeok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin