GEÇMİŞ

***9***

Uzun ve bakımlı saçlarım getmiş.. Bu hainliği, caniliği, insan dışı aktiviteyi kim yapmış olabilir? Hemen parmak izi almalıyım. Ne saçmalıyorum ya? Gerçi ben elimde olsa saçlarım için polise haber veririm. Saç katili bunlar, saaçç!!! Saç bu boru mu? Ben bir teli kopmasın diye ne acılar çektim. En sevdiğim tarağımdan vazgeçtim saçlarım için. Ama elin katili gelmiş benim saçımı kesiyor. Where is the adalet? In the tualet, demeyin keserim! Ay böyle soğuk soğuk espriler yapıp kendilerini çok zeki ve komik sanarlar ya.. gıcık olurum. Ben de o tiplerdenimdir yalnız..

''Çok yakışmış. Şimdi o güzel saçlarını güzelce tara ve hazırlan. Pantolon giysen iyi olacak. Fazla açık giyinme.''

''Ayaz..!!'' diye bağırdım. Bağırmaz olaydım.

''Ayaz kim kızım? Ne oluyor orda? İyi misin?'' diye soruları düzdü annem.

''İyiyim anne. Dün film izledim de aklımda kalmış. Kabus gördüm.''

''Tamam. Etkileneceğin flimler izleme. Sonra kabus görüyorsun. Bir gün şelaleden düştüğünü görürsün, çarşafını temizlemek zorunda kalırım diye korkuyorum.'' diyip kahkaha attı. Alem bu kadın yaa.. Ayaz da kendini gülmemek için sıkınca daha çok gülesim geliyordu.
Annem gittikten sonra Ayaz'a hesap sorma zamanı gelmişti.

''Saçlarımı kesen katil sen misin?''

''Ne mana?'' dedi Kerimcan Durmaz taklidi yaparmış gibi.

''Ah şu güzelliğime bakın, diyemeyeceğim Ayaz!'' diye atarlandım. Haklıydım..

''Sana yakışacağını düşünmüştüm.'' dedi masum boy smile yaparak. Ben cidden ergenliğe yeniden mi geçtim? Anneğğ kızın kötü yola düştü anneğğğ!!

''Ben kendimi bu şekilde bile güzel gösteririm.'' dedim egoist yönümü gösterek.

''Bayan Ego..'' diye cevap verdi o da sırıtarak.

''Bay Cani'' Göz kırptım ben de. Yanıma yaklaştı ve eliyle saçımı karıştırdı. Yanaklarımı şişirip ofladım. Pis pis sırıtmaya başladı.

''Hadi ama herkes seni beklemek zorunda değil. Bir an önce hazırlan. Seni bekliyorum..''

''Tamam dün beni yarı yolda bıraktığında giyinmiş olduğum elbiseyi giyeyim.''

''Bakıyım o elbiseye yere kadar değil mi?''

''Hayır kısa.''

''Of! Şimdi eğileceksin filan, lüzumsuz yerlerin görünecek. Hiç hoş değil.''

''Sen bana karışma. Zaten zorla götürüyorsun..''

''Hadi, bugün çok eğleneceğiz.''

''Ben hiç öyle sanmıyorum ama''

''Tamam, gördüğünde sözünü geri alırsın.''

''Ya sen şimdi bana gel diyorsun da ben annemden izin bile almadım.''

''Gerek var mı?''

''Elbette var. Bak Ayaz.. benim de seninle konuşacaklarım var. O yüzden geliyorum. ''

''Merak ettim doğrusu. Yoksa.. bana ilan-ı aşk etmeye mi karar verdin? Yoksa.. tamam tamam teklifini kabul ediyorum.''

''Kendi kendine gelin güvey oluyorsun.''

''Benim gelinim sen olacaksın.'' Pöfleyip gardırobumu açtım. İçinden güzel bir elbise çıkmasını isterdim.

''Bordomsu elbiseyi giyin.'' Mezuniyetten önce hediye ettiği elbiseden bahsediyordu.

''Pek beğeneceğini düşünmemiştim. Kapalı olduğunu sanmıyorum.''

Medyada elbise var.

''Sadece ben göreceğim için sorun olmaz.''

''Gideceğimiz yeri mi değiştirdin iki dakikada?''

''Hayır, gideceğimiz yeri kapattırdım.''

''Ne ara?''

''Sen gardıroba yönelirken mesaj attım babama.''

''Baban ne alaka?''

''Sahibi..''

''Siz aşmışınız kendinizi yav'' dedim fakir edası takınarak.

''Şaka yaptım ya. Dayımın arkadaşının orası.'' dedi sırıtarak. Benimle dalga geçiyordu aklı sıra.
Cevapsız bıraktım onu ve tekrar gardıroba yönelerek elbiseyi askıdan çıkardım. Ve çıkması için kaş göz işareti yaptım. Anlamadı mal..

''Çıkarsan sevinirim..'' Elimdeki elbiseyi göstererek ''giyineceğim.''

''Ben çıkarsam annen görür. Tavsiye etmem..''

''O zaman ben de giyinmem.''

''Benimle konuşmak istediğini konuşamazsın.''

''Ayaz.. pencereden insen olmaz mı?''

''Apartmanın 3. katından?''

''Burası 2. kat sayılıyor bir kere'' diye bilgilendirdim onu. Saçma sapan mimikler kullanarak ve ağzını büzerek taklidimi yaptı. Çok şekilsiz oldu bu haliyle..

Sonra onu banyoya kilitleyip, üstümü giyindim. Dışardan bakılınca pek güzel görünmese de üstümde çok tatlı duruyordu. Saçım, sayesinde, kısa olduğu için şekil veremiyordum. Tarayıp makyajımı yaptım.