Sağa ve sola selam vererek namazımı bitirdim. Halının üstünde biraz oturup dua etmeye başladım. Güneş'in evinde seccade yoktu. Bu yüzden oda da bulduğum küçük halıyı seccade olarak kullanıyordum.
Duamı da bitirdikten sonra ayağa kalktım. Hava yavaştan aydınlanmaya başlamıştı. Uykum olmadığı için uyumadım ve yatağın kenarına oturup dışarıyı seyretmeye başladım. Aklıma birden dün geldi. Buraya gelirken hemen yemeği yapıp dönerim diye düşünürken şimdi buraya tıkılıp kalmıştım.
Bir an önce eve dönüp iş aramaya koyulmam gerekiyordu. Ne kadar kısa sürede iş bulursam benim için o kadar iyi olurdu.
Güneş kendini göstermeye başlayınca etrafta yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı. Kar taneleri ışıldırken dünya yeni bir güne uyanmaya başlıyordu.
Oturduğum yerden kalktım ve camın yanına gittim. Güneş kendini biraz daha gösterdikten sonra aşağıya inebilirdim. En azından biraz kar ile vakit geçirirsem rahatlayabilirdim.
Başımı cama yasladım ve derin bir nefes aldım. Ardından gözlerimi kapattım ve bir müddet öylece durdum. Yüzümde bir sıcaklık hissedince gözlerimi açtım. Güneş çoktan gökyüzünde yerini bulup parlamaya başlamıştı. Gözlerimin ışığa alışması için biraz bekledim. Ardından kapıya yöneldim ve kilidini açıp sessizce dışarı çıktım. Kapıyı ardımdan kapattıktan sonra merdivenlere yöneldim ve aşağıya indim. Henüz çok erken olduğu için kimse uyanık değildi.
Kapıya yetiştiğimde kulpu elimle kavradım ve aşağıya indirdim. Kapının açılmasını beklerken açılmamıştı. Niye açılmadı ki? Allahallah.
Tekrar kulpu indirdim. Açılmayınca tekrar denedima ama nafile. Kapı açılmıyordu. Acaba ben mi yanlış bir şeyler yapıyordum ki?
Açamayacağımı anlayınca sinirlendim ve kaşlarımı çatıp gözlerimi kapatarak alnımı kapıya yasladım. Sadece biraz kar ile oynamak istiyordum!
Sonra birden dün aklıma geldi. Tabi ya! Güneş kapıyı kilitleyip anahtarıda cebine koymuştu. Nasılda unutmuştum. Sonra aklıma dün giderken yaşadıklarım geldi. Dün Güneş bana dokunmuştu! Ve ben o anın şaşkınlığıyla hiç bir şey söyleyememiştim. Gerçi dün o kadar seri davranmıştık ki bana dokunmasına bile dikkat edememiştim.
Derin bir nefes alıp verdim. Dün ilk defa ona bu kadar yakın olmuştum. Hemde bana...sarılmıştı! Sarıldığını hatırlayınca birden yutkunma isteği oluştu. Nasıl oldu da hem kolumu tutup hemde sarılmasına hiç tepki vermemiştim? Yani ben Kar'dım, normalde karşı cinsten biri 2 adım ötemde olunca hemen o kişiyi uyarırdım. Dün ise sanki ağzıma kilit vurulmuş dilim mühürlenmiş gibiydi.
"Kar?" Diyen Güneş'in sesiyle bir an irkildim ve gözlerimi açıp büyüttüm. Güneş mi uyanmıştı? İyi de o bu saatte uyanmazdı ki!
Ürkek bir şekilde arkamı döndüğüm de sarı gözler ile karşılaştım. Gerçekten de uyanıktı.
Şaşkınca ona bakarken gözlerimi devirdim ve yutkundum. Aklıma birden sarıldığı an geldi. Ahh...niye şimdi aklıma gelmişti ki?!
Utangaçlık bütün hücrelerime yayılırken "Sen orada ne yapıyorsun?" Diye sordu. Gözlerini kısmış kaşlarını da çatmıştı. Gözlerimi boynuna sabitledim ve zihnimde kelimeleri toparlmaya çalıştım.
"Ben, şeyy...eee, dışarı" diye konuşmaya başlamıştım ki sustum. Sesim başta normal çıksa da sona doğru kısılmıştı.
Ne yapacağımı bilemeden ellerimi önümde birleştirdiğim de Güneş bana doğru 2 adım attı. O yaklaşınca başımı ve bedenimi hafifçe sağa çevirdim ve başımı daha da eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR'IN GÜNEŞ'İ
Novela JuvenilO sarı hareler düştü aklıma birden. Onun sarı hareleri bana yaşamak için umudu fısıldıyordu sanki kulağıma. Biliyordu benim yaşamak istemediğimi. Ancak bakışlarıyla umudu fısıldayıp yaşamım olacağını haykırırken anladım ki asıl yaşamamak haram o...