En Son Sen.

168 21 8
                                    

Pekala çok özür dilerim. Çok fazla gecikti. Bunun bir sebebi çalışıyor olmamdı. Ama artık tatil günüm ve yazmaya son gaz devam ediyorum. Tekrardan beklettiğim için üzgünüm.

İyi okumalar.

"Ama ben bu kızı boğarım! "

Açelya'nın koluna resmen asılıyordum. Çok güçlüydü pislik. Onu durduramıyordum. Ama sakin olması gerekiyordu. Yoksa cidden burda grup katliamı işleyip, katil olacaktı.

"Ya bırak beni. Pislik . Sakın elini üzerime değdirme. Ben kaç para verdim o cekete senin haberin var mı? "

Buket'in cırtlak sesine karşılık. Açelya elimden kurtulmuş ve Bukete yapışmıştı. Yapışmıştı derken saçına yapışmıştı. Lütfen fesatlaşmayalım.

Açelya'yı Buket'ten ben ayıramayınca, güvenlik görevlileri de devreye girmişti. Tabi bunlar daha Açelya'yı tanımıyordu.

"Yok ben cidden katil olacağım. "

Açelya bağırarak Buket'in onca para verdiği ceketi eliyle çekiştirdi. Ve iki yandan tutup, ikiye ayırdı. Buket çığlık atarken, ben ceketin yeni haline sırıtarak baktım.

"Hah. Birde onca para vermiş miş. Pazar malı lan bu. Pahalı görünümlü ucuz seni"

Açelya'nın söylediğiyle kahkaha attım. Gözler bana dönerken hastanede olduğumuzun farkına zorda olsa vararak gözlerimi kaçırdım.
Tamam yani çok da bakıp şeetmeyin.
Geri gözlerimi üzerlerine döndürdüğümde hala bi kaç kişinin bana 'bu kız mal' der gibi baktığını gördüm. Bi kere ben burda kanka dayanışması yapıyordum. Peh!

"Tamam lan. Çek elini kızın üzerinden sakinleştiririz biz. "

Berk'in sesiyle ona döndüm. Ah bir sen eksiktin.

"Beyefendi, hastanemizde bu şekilde olaylar istemiyoruz. Dışarı çıkarmamıza izin verin"

Güvenliğin Berk'ten izin alması bi hayli beni şaşırtsada sırıtmama mani olamıyordum. Belki de sırıtmamın asıl nedeni Yankı'nın durumunun çok iyi olmasıydı.

Berk güvenliklerle birkaç tartışmaya girdikten sonra Açelya'nın dışarı atılmasına engel olmuştu. Bende Açelya'yı zar zor sakinleştirmiştim. Gerçek bir kardeşti. Benim için kavga ediyordu. En azından çevremde hala beni seven birilerinin olması beni mutlu ediyordu.
Evet. Açelya benim için kavga etmişti. Seda'nın Yankı'nın yanına odaya girmesine sinirlenmiş ve burdan gitmesini istemişti. Buket de onu kuruyunca olaylar buralara kadar gelmişti.
Ah. Bengisu ise sanırım şuan Bengisu'nun saçını yolmakla meşguldü. Onlar benim yerime bu kadar sert tepki verirken, ben sadece susuyordum. Ve eğlenceye vuruyordum. Çünkü en iyisi buydu. Yankı'nın mutlu olması gerekti. Benim üzgün olmam bunun yanında pekte önemsenmemeliydi.
O Seda'yı sevmiş ve nişanlanmıştı.

Bu kadar olay geçmiş ve olayları duyduğunu bildiğimiz halde Seda hala odadaydı. Yankı ameliyattan çıkalı bir gün olmuştu. Ameliyattan çıkar çıkmaz yanına Seda girmişti. Ve doktor o gün için başka birini yanına alamayacağını söylemişti. Bugünde tekrar yanına girmek istediğimizde yine Seda girmişti. En büyük silahı ise parmağında taktığı nişan yüzüğüydü. Doktorun en fazla on dakika cümlesini neresinden anladığı merak konusuydu tabi.

Seda odadan çıktı. Sırıtarak yanıma geldi. Nispet mi yapıyordu bu kız?

"Afracım senden önce ben girdim malum nişanlısıyım. Ama sende kardeşisin sonuçta istersen sen gir şimdi. "

Ayy sen söylemezsen girmeyecektim zaten. İyice kıl olurken kötü bir bakış atıp ayağa kalktım. Yanından gereçerken kolunu tuttum.

"Buket'in tırnak çiziklerinden yüzü görünmüyordu. Sanırım Pelin'in de yolunmaktan saçı kalmamıştır kafasında. Ve zaten senin yüzünden hayatları karardığı için muhtemelen senin durumun daha ağır olacak. Bizimkiler benim kadar sakin değil. Karşılarına çıkmasan iyi olur. Yazık ama ya. Siz yüzünüzle para kazanıyordunuz değil mi? "

Bir An.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin