Deniz'in ağzından ;
Beni böyle bir şeyle suçlandığına inanamıyorum. Ona bunu yaptığımı nasıl düşünür ? Motoruma atladığım gibi gaza basmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama sadece gitmek istiyordum. Göstergeye baktığımda 90'a çıktığımı farkettim. Arkamdan bağırıyorlardı ama umurumda değildi. Işıkları gördüğümde inadına daha da fazla hızlandım. Gelen arabayı farkettiğimde frene basmaya çalıştım ama frenlerim tutmuyordu.
"Lanet olsun !"
Birden nerden geldiğini anlamadığım bir darbeyle yere yığıldım. Motorumun ayaklarımın altından kaydığını hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda sol elimde Buse'yi yalvarırken gördüm.
"Deniz, Kalk !"
Diğer elim Sevim'in elindeydi. Busenin elinden elimi çekip Sevim'in eline koydum. Ellerini avuçlarıma aldığım an ; canım o an yanmaya başladı. Ölürsem üzülecekti. Ölmemeliydim.
"Ben seni aldatmadım Sevim"
Gözlerindeki yaşı silip bana sus dedi. Dinlemedim.
"Seni seviyorum hatun"
En son duyduğum ses.. Artık ölebilirdim.
...
Sevim'in ağzından ;
"Hayır ! Hayır !!"
Hastaneye kaldırdığımızda hemen yoğun bakıma aldılar. Yaklaşık 3 saattir onu görmüyordum ve çok özlemistim. Eğer ölürse ne yapardım ? Duvara sırtımı yaslayıp bacaklarımı kendime doğru çektim. Başımı dizlerime gömdüğümde doktorun sesini duymamla hemen ayağa kalkmam bir oldu.
"Hayati tehlikeyi atlattı."
Herkes derin bir nefes alıp rahatladı.
"Bu gece uyuyacak fakat bilinci açık. Sadece bir kişi odasına girebilir. Yarın sabah onu uyandıracağız."
"Teşekkürler doktor bey."
Bütün herkesle sarıldıktan sonra Deniz'in kaldığı odaya doğru yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdiğim an gözyaşlarına boğuldum. O kusursuz, bebek yüzü.. Kesikler içindeydi. Ellerinde yaralar... Yatağının başucuna yavasca, onu rahatsız etmeden oturdum. Ellerini avucumun içine aldım.
"Ben.."
Derin bir nefes alıp devam ettim.
"Ben seni şimdiden çok özledim Deniz."
Gözyaşlarına boğulmuştum. Hakim olamıyordum.
"Ben bilseydim annen olduğunu.. Öyle davranmazdım. Ben çok üzgünüm. Bunları duyduğunu biliyorum. Bak kadın, sen benimsin."
Evet bu henüz 18 yaşında olan kadın benimdi.
"Yüzün,ellerin, saçların, köprücüklerin, her yerin ama her yerin.. Benim.. Her zerrene aşığım. Ben bir daha seni kaybetme korkusu yaşamak istemiyorum. Lütfen, uyan artık. Uyan ve evimize gidelim."
Onunla konuşmalarımız aklıma geldi. Bir ara benimle yaşamak istediğini söylemişti. Bende ona tamam demiştim. Yavaşça yataktan kalktım ve kapıyı açıp odadan çıktım. Bizimkilerin yanına gittim.
"Hey millet !"
"O iyi mi ?" dedi Onur, meraklı gözlerle.
"Evet. Size görevler vereceğim."
"Ne görevi ?" Buse umursamaz bir tavırla sormuştu.
"Buse ve Melike, siz Deniz'in evine gidip yatak odamızı hazırlıyorsunuz. Mehmet, sen pasta ve yiyecek, içecekleri hallediyorsun."
Mehmet olumlu anlamda başını salladı.
"Onur sen de.."
"Ben de ne ?"
"Ya bilmiyorum başka iş kalmadı sanırım. Sen halledin işte be"
Hep bir ağızdan gülüp, herkes planımı onayladı. Onur'a da bizi eve götürmesi için görev vermiştim. Herkes işlerini yapmaya gidince tekrar Deniz'in odasına girdim. Akan gözyaşlarımı silip "Bu sefer değil." diye fısıldadım kendime. Ve sonra yavaşça kıvrılıp Deniz'in yanına yattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'in Kıyısı (GirlxGirl)
ChickLit" Peki aşk ? O başka. Girmemeliyim bu konuya. Altından kalkamayacağımı biliyorum. "