"Ben..."
"Sen ne Poyraz? Onu soruyorum sana zaten" Böyle suskun halleri iyice siniri mi bozmaya başladı. Ne yani öğrenemeyeceğimi mi sanıyor du.
"Poyraz konuşmayı düşünüyor musun? Tüm gün burda yapacağın açıklamayı bekliyemem anlıyor musun? Ya açıklama yap ya da" Ne diyebilirim şimdi? O benim hiç bir şeyim değil ki. Ne diycem?"Ya da... Ya da ne Alçin? Hıh?" Sessiz hali daha iyiydi sanki ya. Of. Hem ben buna hesap soruyordum ya. Kendi kendine bela aldın başına Alçin. Bravo! "Ya da bu arkadaşlık başlamadan biter!" Arkadaş deyince kasıldı. Sanki sanki sinirlenirlendi. Ne dedim ki sanki arkadaş kelimesinde ne var bu kadar büyütülecek? 'Sorun da bu ya Alçin yok. Hiç bir şey yok!' Galiba iç ses ilk defa haklı ama ama ahh!!!
"Cevap vermeyi düşünüyor musun?" Yüzüne eski soğuk ifadesini takınıp cevap verdi.
"Arkadaşım için iyilik yapmak istedim sadece"
Neden kalbim bu kadar acıdı o arkadaş deyince? İlk defa kalbim böyle. Ne yaptı bu çocuk bana böyle? Ahh!"Etme! Mümkünse bana yardım etme! Benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok! Bu yaşıma kadar kimseden yardım istemedim şimdi de istemiyorum. Şimdi bi daha hayatıma burnunu sokma yoksa o burnunu bir daha göremezsin!" Resmen kan kustum çocuğa ama bi an anlam veremediğim bir şekilde sinirlendim. Bu çocuk bana iyi gelmiyor galiba. Zaten niye iyi gelsin ki o, o değil ki yani. Off keşke burda karşımda olsaydı. Hiç bırakmamak üzere sarılır dım. Neyse bunları aklımdan def etmeliyim.
'Sanki aklından def edince kalbinden çıkarabiliyorsun. Sen o çocuğu unutamayacaksın. Bunu çok iyi biliyorsun Alçin'
Yine ve yine haklısın iç ses. Mutlu musun beni göt edince? Şuan ne seninle uğraşa bilirim ne de saçma sorunlarla.Arkama bile bakmadan okuldan çıktım. Bir daha okula gidemem. Daha doğrusu gitmem. Açelya'ya bi mesaj atarım eşyalarımı o getirir. Ben de bu süre zarfında aksattığım işlerimle ilgilenirim. Çok boşladım şu sıralar zaten.
Açelya'ya hemen bi mesaj atıp Çağatay'ı aradım. Çalıyor, çalıyor, çalıyor ve açtı. "Alo Alçin? Sen misin?"
"Allah için Çağatay arayan kişiye baksana bi. Orda kimin adı yazıyor?!" Bir süre konuşmadı. Ah bu çocuk harbi mal arayana bakıyor. " Ne yazıyor Çağatay?" "Şey... Patron yazıyor Alçin. Ahh... Kızım ben ne biliyim ya kaç gündür boşladın burayı ara mıyorsun sor muyorsun. Şaşırdım bi an. Neyse ne oldu? Birşey mi oldu?"
Bu çocuk çok konuşuyor gerçekten. Çene bi açılınca kapanmak bilmiyor.
"Oraya geliyorum." Deyip yüzüne kapadım. Yine susmayacaktı çünkü. Motoruma binmeden önce etrafa göz gezdirdim ve yine hayran olunan kahvelerle buluştu gözlerim. Ama hemen çekip motoruma atladım. Gazı kökleyip okuldan çıktım.Yolda giderken ara sokaklardan geçiyordum ki ıssız bi sokaktan çığlık sesi yükseldi. Hemen yönümü oraya çevirdim. Sokağa girdiğimde 3-4 genç bir kızı köşeye çekmişti. Kız yalvarıyordu ama piçler umursamıyordu. Gaza basıp drift çekerek yanlarına iyice yanaştım. Sese dönüp gözleri benim ki ile buluştu. Korktukları burdan bile belli oluyordu. Çünkü beni tanıyordular ve benim affetmediğim tek şey buydu. Bu pisliği yapan kişi kim olursa olsun sağ çıkarmazdım onu. Motordan inip yanlarına geldim.
" Beni tanıyorsunuzdur. Ki tanımasınız bile umrumda değil ama şuan yaptığınız şey inanın ki çok umrumda." Artık sakinliğimi koruyamayıp bağırmaya başladım."Lan siz iki üç uçkuruna düşkün pezevenkler yüzünden bu kızlar mı acı çekmek zorunda ama hiç merak etmeyin benim size unutmayacağınız bir sürprizim olacak. Şimdi geçin şu kenara." Onlar korkuyla kenara çekilirken kızın yanına geçtim ona sarılıp " İyi misin? Bir şey yaptılar mı?" Kız korkuyla kekeleye kekeleye cevap verdi. " H-ha-hayır. S-sen olmasan..." devam etmesine izin vermeden daha sıkı sarılıp " Ştt... Bak geçti. Hadi kalk bakalım. Hadi." Deyip cebimden telefonumu çıkardım. Hemen Çağatay'ı arayıp şu piçleri almasını istedim.
10-15 dakika sonra Çağatay ve adamlarım gelince selamlaşıp depoya götürmelerini istedim. Onlar gidince kıza döndüm. Gerçekten çok çok güzel bir kızdı ve son derece masum gözüküyordu. Şerefsizler.
" Adın ne? " Korumasını istemediğim ve içimden geldiği gibi içten bir gülümsemeyle konuşuyordum. Onun da yüzünde bir gülümseme belirdi. " Şey... Ada adım Ada. P-peki senin adın ne?" Gerçekten iyi biriydi. "Alçin." Adımı söyleyince şaşırdı. "S-sen s- soy adın S- Soykan mı yoksa?" Ben de şaşırmıştım. Kim di bu kız ve soy adımı nerden biliyor?
"Sen kimsin ve beni tanıyor musun daha doğrusu nerden tanıyorsun?"
Multi de Ada var.
Arkadaşlar okuma sayısı fazla ama oylar az. Lütfen oy verin. Siz oy vermeyince üzülüyorum ve az yazıyorum. Yardım ederseniz sevinirim. Bir dahaki bölüm de görüşmek dileğiyle inşallah o zaman daha çok yazarım bb.😋😘😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHI HİSSET Wattys2016
ChickLitSiz hayatınızda hiç çevrenizde onca kişi varken kendinizi yapayalnız sanki bir boşlukta gibi hissettiniz mi? Bu yaşıma kadar çevremde o kadar çok insan vardı ki ama ben hiçbirini görmüyordum.Zaten onlarda beni anlamıyordu.Benim aslında tek...