bir şizofrenden ayrılmak

218 8 0
                                    


Bir gece bi ses duydum. Evimde oturuyordum öylece. Hani bilirsiniz, yalnız başınıza oturmuş duvara kilitlenmiş bi şekilde oturuyorsunuzdur. O halde mevcut bulunuyordum. Bi cümlelik ses duydum. Tok bi erkek sesi. Sonra bi kadın iniltisi geldi kulağıma. Biraz korkuyordum diyebilirim, öylece kalkıp bütün odaları dolaştım. Kimse yok. Balkona çıktım sokak boş pencere pervazından yakında olan evleri inceledim ama tüm ışıklar kapalıydı. Yine koltuğa oturdum ve duyduğum sesleri düşündüm, ne dediklerine dikkat etmemiş olduğumu fark ettiğim sırada tekrar duymaya başladım. Ayağa kalkıp rastgele bi küfür savurdum duvara karşı. Sesler kesinlikle yaklaşıyordu, ağzımdan engel olamadığım bi "Siktir" fırladı. Geri geri yürüyorum ama neden. Sesler yaklaşıyor artıyor ama kimse yok. "Hay amına koyim lanetlendik lan." dedim kendime. Daha ne olduğunu anlamadan kapı çaldı. Koşarak açtım soluk soluğa kalmıştım. Çok deger verdiğim birisi kapımı aşındırmıştı ancak şaşırmış ve heyecanlanmistim, "Hayırdır sen pek gelmezdin bana" dedim cevap yok. Suratıma bakıyor aval aval. Konuşsana kızım dedim. Ayakkabıları ile içeri girdi ve odama yürüdü. Jean pantolonunu gimemiş hayret. Diye düşündüm ne düşünüceğimi şaşırıp. "HAY AMINA KOYIM YINE AYNI SES" dedim ürpertiyle. Bu sefer kulaklarım kanıyor gibi hissediyorum ancak bi şey var. Burcu hiç hareket etmiyor. Ağlayacak durumdayım, korkuyorum. Burcunun omuzlarına yapışıyor ve onu sarsarak bağırıyorsam da hiç tepki vermiyor. "Ulan geberecem yapmayın" "Şaka mı yapıyorsunuz ulan yoksa" diyorum kendimi teselli etmeye çalışıyorum. Burcu bi anda başını çevirip odanın kapısını kapatıyor. Hala suratına bakıyorum ancak hiç yok hiç bi ifade yok. Sevdiğim kadın yok karşımda geç kalıyorum amma velakin sonunda anlıyorum. Ne olur sen kimsin burcu nerde diyorum. Kapı açılmak için arkadan zorlanıyor. Kulak zarım patlıyor sesler beynimin plaklarını kırıyor. Çatırtıları duymakdan çok hissediyorum. Kapıya daha da zorlanıyor. Galiba kırılmak üzre. Bağırıyor ayağa kalkıyor ve daha yüksek sesle küfrediyorum. "BENDEN NE ISTIYONUZ LAN OROSPU ÇOCUKLARI" diyorum ama hiç sevmiyorum bu kelimeleri ağzımda acı bi tat kalıyor. Burcu gelip ellerini yanağıma koyuyor ellerimi çillerine ve turuncu ve kızıl karışımı saçlarına uzatıyorum bi an gözlerinde şefkat görür gibi oluyorum. Birden soluksuz kalıp ayağa kalktığım yere kapaklanıyorum. "Ellerim hala burcunun yanaklarında" . Kapı zorlanıyor ama hala açılmadı demekki güvendeyim. Burcuya bakıyorum ama o o anda duvara dönüyor ve konuşuyor söyledikleri çok anlamsız geliyor ilk başlarda. Benimle konuşuyor sanıyorum ama Hayır basbaya duvarlarla sohbet ediyor. "Siktir, hatun kafayı yedi" diyorum lakin bana dönüp o bizi buna zorladı dimi patron diyor. İşaret parmağı beni gösteriyor. "Neye zorladım burcu" cümlenin tam bitiş saniyesinde burcu bana sarıldı, böyle güzel bi his yok. "Seni seviyorum ama" diyor ve iki adım geri çekiliyor gülümsüyorum. Karnım ve kalbim arasında bi yanma hissediyorum. Sarıldı diye sandığım o yanmanın sebebinin bir bıçak oluşu beni daha da çok yakalıyor el bileklerimden. "Neden yada nasıl demiyorum, ama burcu seni sevmiştim be" diyorum cümlemin sonuna dogru sesleri duyduğum duvar dibine oturuyorum ve bacaklarım uzanıyor, kapı sonunda açıldı. Menteşeleri sökülmüş sanırım, "off amina koyim daha yeni yaptırmıştım" diyorum kapılara bakarak. Kapıdan nefessiz içeri dalanlar arasında Burcu var. Ama . Ama o. Daha demin burdaydı o. Batu ağlıyor, "La bebe ağlama karı gibi" diyorum. Öksürüklü bi gülme tutuyor beni. Biraz sonra acıdan kesiliyor gülüşüm. "Neden lan" diyor çillerini sevdiğim, "neden yaptın bunu kendine, ayrıldık diye yapılacak şey mi ulan bu" diyor. Sanırım geberiyorum ama konusucak halim var gibi. "Ben bişey yapmadım lan" diyorum, "Üç duvar şahit, şu duvar istedi." Nefes alamıyorum. Belli ki son saniyeler. Bi saniye tanrım bi saniye. "Şu duvar istedi, bunu bana sen yaptın."



Hakan Kavak - Bir şizofrenden ayrılmak.

TUMBLR HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin