şöyle vereyim

156 15 1
                                    


Geçen markete girdim, bir iki abur cuburla ekmek aldım. Kasaya geldim ve cebimi yokladım ki hiç bozuk yokmuş. Cüzdanımdan çıkardım 100 Lirayı babalar gibi ve ağzımdan istemsizce o gereksiz incelik sözleri süzülüverdi: "şöyle vereyim!". Bu cümleyi kurmayı sevmiyordum, kuranlardan da nefret ediyordum ama o anda sanki gerekli bir şeymiş gibi söyleyivermiştim. Para vermeyi çok farklı bir yöntemle yapacakmışım gibi "dur bak şimdi parayı öyle bir vereceğim ki aklın şaşacak" demiştim sanki. Aldığım iki kıçıkırık şeye 100 lira vermemle kadını bir ton bozuk para vermeye mecbur kıldığım için belki de gereksiz bir incelik içine girmeye de çalışmış olabilirdim. Bir de öğrencilerin ağırlıkta yaşadığı bir muhitteki marketteydim ve cebinden ŞRAAK diye 100 Lirayı çıkarıp vermek de pek görülen bir şey değildi. belki de "dur sen bu banknota alışkın değilsindir şöyle bir vereyim de gör" demeye çalışmıştım.

100 Lirayı sırada bekleyen öğrenci arkadaşların "oOo zenginsin hacıı!" bakışları eşliğinde "şöyle vereyim"diyerek uzattıktan sonra kasiyerle göz göze geldik ve bana o anda hiç beklemediğim bir cevap yapıştırıverdi: "o zaman ben de böyle alayım!"... Tamam benimki gereksiz incelikti ama kasiyerinki neydi? Bu da gereksiz kabalık olabilirdi belki. Ama kendimi gülmekten alıkoyamadım o anda. Zaten o sözlerle beraber sırada bekleyenler de ben de kasiyer de kısa bir gülme seansına kapıldık. Teşekkür ettim fişi de aldım ve gittim. Kasiyerin hazır cevabı beni şoka uğratmıştı. Sonra dedim öyle verişe böyle alınır hacı.

TUMBLR HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin